En bakılan konular
En son konular
Similar topics
Arama
Online E-Devlet Hizmetleri
Online E-Devlet HizmetleriTC Kimlik No
Vergi Kimlik No
SSK Hizmet Dökümü
İnternet Vergi Dairesi
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Telefon Rehberi
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSS Sonuçları
KPSS Sonuçları
KPDS Sonuçları
LES Sonuçları
TUS Sonuçları
ÜDS Sonuçları
ALS Sonuçları
DGS Sonuçları
Diğer Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Takvimi
E-Devlet Linkleri:
Devletim.com
Online Hizmetler
Milli Eğitim Bakanlığı
Üniversiteler
Sağlık Bakanlığı
Emeklilik Hizmetleri
Hukuk ve Adalet
Emniyet Hizmetleri
Ekonomik ve Mali İşler
İş ve Eleman Arama
Genel Devlet Kurumları
Bakanlıklar
Valilikler
Belediyeler
Kaymakamlıklar
Siyasi Partiler
Silahlı Kuvvetler
Sivil Toplum
Engelli Sayfaları
Elçilik - Konsolosluklar
Avrupa Birliği
K.K.T.C.
Turizm
Tatil ve Gezi Rehberi
Deprem Linkleri
Haber Kaynakları
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Buyuk Gunahlar
1 sayfadaki 2 sayfası
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Buyuk Gunahlar
ŞİRK (ALLAHA ORTAK KOŞMAK)
Şirk,
Allah seni tek başına yarattığı halde Ona herhangi bir şeyi denk
tutman ve Allahla birlikte taş, ağaç, güneş, ay, rasul, şeyh, cin,
yıldız, melek veya başka bir varlığa ibadet etmendir.
Allah seni tek başına yarattığı halde Ona herhangi bir şeyi denk
tutman ve Allahla birlikte taş, ağaç, güneş, ay, rasul, şeyh, cin,
yıldız, melek veya başka bir varlığa ibadet etmendir.
Denk
tutmak: Yalnız Allaha ait olan hak, sıfat ve yetkilerden herhangi
birisini Allahtan başkasına aynen Allaha verildiği gibi vermektir.
tutmak: Yalnız Allaha ait olan hak, sıfat ve yetkilerden herhangi
birisini Allahtan başkasına aynen Allaha verildiği gibi vermektir.
Şirk üçe ayrılır:
1. Büyük Şirk. 2. Küçük Şirk 3. Gizli Şirk.
1. Büyük Şirk: a) Duada şirk. (Ölüden yardım istemek gibi) b) Niyette şirk. (Yapılan amel Allah için değil de başka şey için yapılması.) c)
İtaatte şirk. (Allahın itaat etmeyi yasakladığı bir konuda birisine
itaat etmek veya kendisine itaat edilmeyi yasakladığı birisine itaat
etmektir.) d) Sevgide şirk. (Herhangi birini ya da başka birşeyi Alah kadar ya da daha fazla sevmek.)
İtaatte şirk. (Allahın itaat etmeyi yasakladığı bir konuda birisine
itaat etmek veya kendisine itaat edilmeyi yasakladığı birisine itaat
etmektir.) d) Sevgide şirk. (Herhangi birini ya da başka birşeyi Alah kadar ya da daha fazla sevmek.)
2. Küçük Şirk: Riya (gösteriş) Allahtan başkasına yemin etmek, Allah ve sen dilersen sözü, gibi.
Büyük şirk insanı İslam dininden çıkarır, kafir yapar.
Küçük şirk ise İslam dininden çıkartmaz fakat büyük günahlardan daha günahtır.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını, dilediği kimse için bağışlar. (Nisa: 48)
Kim Allaha ortak koşarsa, Allah ona cenneti haram eder, onun varacağı yer ateştir. (Maide: 72)
Şüphesiz, şirk büyük bir zulümdür. (Lokman: 13)
Bu
husustaki ayetler Kuranda oldukça fazla geçmektedir. Allaha ortak
koşan ve müşrik olarak ölen kimselerin cehennemlik oldukları kesindir.
Allaha iman eden ve mümin olarak ölen kimse (günahlarından dolayı)
azap görse de sonunda mutlaka cennete girecektir.
husustaki ayetler Kuranda oldukça fazla geçmektedir. Allaha ortak
koşan ve müşrik olarak ölen kimselerin cehennemlik oldukları kesindir.
Allaha iman eden ve mümin olarak ölen kimse (günahlarından dolayı)
azap görse de sonunda mutlaka cennete girecektir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
Size büyük günahların en büyüklerini bildireyim mi?
-Evet, ya Rasulullah! dediler. Buyurdu ki:
Allaha ortak koşmak, ana-babaya eziyet etmek ve yalan yere şehadet etmek.
Sonuncusunu o kadar çok tekrarladı ki keşke sussa dedik.
(Buhari, Müslim)
Helak edici yedi büyük günahtan sakının. Allaha ortak koşmak..... (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesei ,Ahmed)
Dinini değiştireni öldürün. (Buhari, Tirmizi, Ebu Davud, Nesei, İbn-i Mace, Ahmed)
Geri: Buyuk Gunahlar
NAMAZI TERKETMEK
Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:
"Arkalarından
öyle kötü bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular.
Onlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir. Ancak tevbe edenler ve
salih amel işleyenler hariç." (Meryem: 59-60)
öyle kötü bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular.
Onlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir. Ancak tevbe edenler ve
salih amel işleyenler hariç." (Meryem: 59-60)
İbn-i Abbas (r.a) diyor ki: "Namazı zayi etmek, onu tamamıyla terketmek manasında olmayıp, belki vaktinden çıkarmaktır."
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Vay! O namaz kılanların haline! Onlar kıldıkları namazdan gafildirler." (Maun: 4-5)
"Sizi cehenneme sokan nedir? Onlar "Biz namaz kılanlardan değildik" derler." (Müddesir: 42-43)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Kafirlerle aramızdaki fark namazdır. Kim onu terkederse muhakkak ki kafir olmuştur." (Tirmizi, Nesei, Ahmed, İbn-i Mace) (Hakim ve Zehebi bu hadis için sahih dediler.)
"Kişiyle şirk arasındaki engel namazın terkidir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
"İkindi namazını geçiren kimsenin salih ameli boşa gitmiştir." (Buhari, Müslim)
"Kim bilerek namazı terkederse, Allah'ın teminatından uzaklaşmıştır." (Ahmed, Beyhaki)
(Münziri Tergib ve Terhib'inde: "Ahmed b. Hanbel'in bu hadisin rivayet
senedindeki raviler güvenilir kişilerdir, fakat senedindeki Maçhul,
hadisi rivayet eden Ümmü Eymen'den hiçbir hadis nakletmemiştir." dedi.)
(Münziri Tergib ve Terhib'inde: "Ahmed b. Hanbel'in bu hadisin rivayet
senedindeki raviler güvenilir kişilerdir, fakat senedindeki Maçhul,
hadisi rivayet eden Ümmü Eymen'den hiçbir hadis nakletmemiştir." dedi.)
Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir:
"Bilinmelidir ki namazı zayi edenin islamdan nasibi yoktur." Eyub'us Sahtiyani bu söze benzer bir söz söylemiştir.
Ceriri,
Abdullah b. Şakik'den, o da Ebu Hureyre (r.a)'den; o şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.s) sahabeleri namazı terketmek hariç, hiçbir amelin
terkini küfür saymazlardı." (Tirmizi) (Hakim ve Zehebi bu hadis için
sahih dediler)
Abdullah b. Şakik'den, o da Ebu Hureyre (r.a)'den; o şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.s) sahabeleri namazı terketmek hariç, hiçbir amelin
terkini küfür saymazlardı." (Tirmizi) (Hakim ve Zehebi bu hadis için
sahih dediler)
İbn-i Hazm (r.a) şöyle demiştir:
"Şirkten sonra, vakti çıkartılarak geciktirilen namazdan ve haksız yere bir müslümanı öldürmekten daha büyük günah yoktur."
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Kıyamet
günü kul önce namazlarından ötürü hesaba çekilir. Eğer namazları tam
ise mutlu ve kazanmış kişi olur. Şayet namazları fasit (bozuk) ise
kaybetmiş ve hüsrana uğramış kişilerden olur." (Tirmizi rivayet etti ve
bu hadise hasen sahih dedi. Nesei de rivayet etmiştir.)
günü kul önce namazlarından ötürü hesaba çekilir. Eğer namazları tam
ise mutlu ve kazanmış kişi olur. Şayet namazları fasit (bozuk) ise
kaybetmiş ve hüsrana uğramış kişilerden olur." (Tirmizi rivayet etti ve
bu hadise hasen sahih dedi. Nesei de rivayet etmiştir.)
"İnsanlarla Lailaheillallah
Muhammedun Rasulullah'a şehadet edip namazı eda edinceye ve zekatı
verinceye kadar savaşmakla emrolundum. Eğer bunu yaparlarsa benden,
Allah'ın hakkı müstesna mallarını ve kanlarını korumuş olurlar. Onların
gizli halleri Allah'a aittir." (Buhari, Müslim)
Muhammedun Rasulullah'a şehadet edip namazı eda edinceye ve zekatı
verinceye kadar savaşmakla emrolundum. Eğer bunu yaparlarsa benden,
Allah'ın hakkı müstesna mallarını ve kanlarını korumuş olurlar. Onların
gizli halleri Allah'a aittir." (Buhari, Müslim)
Ebu Said (r.a)'den:
"Bir adam, Rasulullah (s.a.s)'e: "Ya Rasulallah! Allah'tan kork!" dedi. Rasulullah (s.a.s) ise buna karşılık şöyle dedi:
"Yazıklar olsun sana! Ben, yeryüzünde insanların Allah'tan en çok korkanı değilmiyim?"
Bunun üzerine Halid b. Velid: "İzin ver de şu adamın boynunu vurayım" dedi. Rasulullah (s.a.s):
Hayır. Belki o, namaz kılanlardandır." buyurdu. (Buhari, Müslim)
Abdullah b. Amr (r.a)'den,
Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
"Kim
namazını muhafaza etmezse, onun için bir nur, bir delil ve bir kurtuluş
sebebi olmaz ve kıyamet gününde bu kişi Karun, Firavun, Haman
ve Übeyy b. Halef ile beraber haşrolunacaktır." (Ahmed, Darimi, İbn-i
Hıbban, Taberani) (Münziri Tergib ve Terhib'inde, bu hadis için sahih
dedi.)
namazını muhafaza etmezse, onun için bir nur, bir delil ve bir kurtuluş
sebebi olmaz ve kıyamet gününde bu kişi Karun, Firavun, Haman
ve Übeyy b. Halef ile beraber haşrolunacaktır." (Ahmed, Darimi, İbn-i
Hıbban, Taberani) (Münziri Tergib ve Terhib'inde, bu hadis için sahih
dedi.)
Bu zikrettiğimiz hadisler (rivayetler) sanki namazı terkeden kişinin kafir olduğun hissini vermektedir.
Halbuki Rasulullah (s.a.s) şöyle
buyurmuştur: "Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve
Muhammed'in onun kulu ve rasulü olduğuna şehadet eden kula Allah
cehennemi haram kılar." (Buhari, Müslim)
buyurmuştur: "Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve
Muhammed'in onun kulu ve rasulü olduğuna şehadet eden kula Allah
cehennemi haram kılar." (Buhari, Müslim)
(Cehennemde ebedi kalmayı veya cehhenemin en üst tabakası olan Derk-i A'la dışındaki kısımları haram kılar.)
Namazı
vaktinden çıkarıp da, vaktinden sonra kazaya bırakan ve onu kaza namazı
olarak kılan bir kimse, büyük günah işlemiş sayılır. Bu kazaya
bıraktığı namazı kılmayan kimse ise, zinakar ve hırsızın işlediği gibi
günah işlemiş sayılır. Bu şekilde devamlı yapan kimseler tevbe etmedikçe
büyük günah işleyen kimse gibidirler. Namazı devamlı kılmayan kimse
ise, kafir, bedbaht, mücrim olup ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.
vaktinden çıkarıp da, vaktinden sonra kazaya bırakan ve onu kaza namazı
olarak kılan bir kimse, büyük günah işlemiş sayılır. Bu kazaya
bıraktığı namazı kılmayan kimse ise, zinakar ve hırsızın işlediği gibi
günah işlemiş sayılır. Bu şekilde devamlı yapan kimseler tevbe etmedikçe
büyük günah işleyen kimse gibidirler. Namazı devamlı kılmayan kimse
ise, kafir, bedbaht, mücrim olup ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
KADININ KOCASINA KARŞI GELMESİ
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Serkeşlik
etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarından
onları yalnız bırakın ve nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa
aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür." (Nisa: 34)
etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarından
onları yalnız bırakın ve nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa
aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür." (Nisa: 34)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Bir
adam hanımını yatağana davet ettiği zaman o gelmeyecek olursa ve kocası
ona kızgın olarak sabahlarsa melekler o kadına sabaha kadar lanet
eder." (Buhari, Müslim)
adam hanımını yatağana davet ettiği zaman o gelmeyecek olursa ve kocası
ona kızgın olarak sabahlarsa melekler o kadına sabaha kadar lanet
eder." (Buhari, Müslim)
Bir kadın kocasının yatağını terkederek gecelerse melekler ona lanet eder. (Buhari, Müslim)
Nefsim
elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağına
çağırınca kadın bundan kaçınırsa gökte bulunan şey (melekler) kocası
ondan razı oluncaya kadar o kadına kızgın olurlar. (Buhari, Müslim)
elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağına
çağırınca kadın bundan kaçınırsa gökte bulunan şey (melekler) kocası
ondan razı oluncaya kadar o kadına kızgın olurlar. (Buhari, Müslim)
Bir
kadının, kocası evde olduğu halde onun iznini almadan nafile oruç
tutması caiz olmaz. Kocasının izni olmadan evine başkalarını sokması
helal olmaz. (Buhari)
kadının, kocası evde olduğu halde onun iznini almadan nafile oruç
tutması caiz olmaz. Kocasının izni olmadan evine başkalarını sokması
helal olmaz. (Buhari)
Eğer
birinin başkasına secde etmesini emretseydim, kadının kocasına secde
etmesini emrederdim (Tirmizi rivayet etti ve sahih dedi.)
birinin başkasına secde etmesini emretseydim, kadının kocasına secde
etmesini emrederdim (Tirmizi rivayet etti ve sahih dedi.)
"Kocana karşı ne durumda olduğuna dikkat et. Çünkü kocan senin cennetin veya cehennemindir." (Nesei)
"Kocasının evinden isinsiz çıkan kadın, dönünceye veya tevbe edinceye kadar melekler ona lanet okurlar." (Taberani)
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
BATIL YOLLA İNSANLARIN MALLARINI ALARAK ZULMETMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Aranızda
mallarınızı haksızlıkla yemeyin. Bildiğiniz halde günaha girerek
insanların mallarından bir kısmını yemek için onu hakimlere
aktarmayın." (Bakara: 188)
mallarınızı haksızlıkla yemeyin. Bildiğiniz halde günaha girerek
insanların mallarından bir kısmını yemek için onu hakimlere
aktarmayın." (Bakara: 188)
"İşte
bu yol, insanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık
edenlere karşıdır. İşte can yakıcı azab bunlaradır." (Şura: 42)
bu yol, insanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık
edenlere karşıdır. İşte can yakıcı azab bunlaradır." (Şura: 42)
Zalimlerin bir dost ve yardımcısı yoktur. (Şura:
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Kıyamet günü zalimler için karanlık olacaktır." (Buhari-Müslim-Tirmizi)
Kim
haksız yere topraktan bir karış alsa bile Allah-u Teala kıyamet gününde
o kişinin boynuna yedi yer dolayacaktır. (Buhari-Müslim)
haksız yere topraktan bir karış alsa bile Allah-u Teala kıyamet gününde
o kişinin boynuna yedi yer dolayacaktır. (Buhari-Müslim)
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Allah şüphesiz zerre kadar kötülük yapmaz." (Nisa: 40)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Parası olduğu halde borcu vermemek, zulümdür." (Buhari, Müslim)
Zulmün en büyüğü yalan yere yemin etmektir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Yalan
yere yemin etmek suretiyle müslümanın malını alan cehennemi
haketmiştir." Bunun üzerine sahabi: "Ya Rasulullah! Aldığı çok az olsa
da mı?" diye sorunca Rasulullah (s.a.s) şu cevabı verdi: "Arak ağacından
alınan bir misvaklık dal bile olsa!" (Müslim)
yere yemin etmek suretiyle müslümanın malını alan cehennemi
haketmiştir." Bunun üzerine sahabi: "Ya Rasulullah! Aldığı çok az olsa
da mı?" diye sorunca Rasulullah (s.a.s) şu cevabı verdi: "Arak ağacından
alınan bir misvaklık dal bile olsa!" (Müslim)
Kimi
zekat toplaması için görevlendirirsek ve bu kişi haberimiz olmadan bir
ip kadar veya ondan daha fazlasını alırsa aldığını haksız yere almıştır
ve kıyamet gününde cezasını çekecektir. (Müslim)
zekat toplaması için görevlendirirsek ve bu kişi haberimiz olmadan bir
ip kadar veya ondan daha fazlasını alırsa aldığını haksız yere almıştır
ve kıyamet gününde cezasını çekecektir. (Müslim)
"Rasulullah
(s.a.s) ganimet malından bir elbise çalan kişi hakkında: "Onun
üzerindeki elbisesi ateş gibi yanıyor" demiştir. Bunun üzerine orada
bulunanlar bu durumdan çok korktular ve adamın biri bir veya iki
ayakkabı bağı getirip: "Bunları Hayber günü ganimetler taksim edilmeden
önce almıştır." dedi. Rasulullah (s.a.s) de: "Evet! Ateşten iki bağ"
buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
(s.a.s) ganimet malından bir elbise çalan kişi hakkında: "Onun
üzerindeki elbisesi ateş gibi yanıyor" demiştir. Bunun üzerine orada
bulunanlar bu durumdan çok korktular ve adamın biri bir veya iki
ayakkabı bağı getirip: "Bunları Hayber günü ganimetler taksim edilmeden
önce almıştır." dedi. Rasulullah (s.a.s) de: "Evet! Ateşten iki bağ"
buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei)
Adamın
birisi Rasulullah (s.a.s)'e gelerek: "Ya Rasulullah! Cihadda sabırlı
olarak sırf Allah'ın rızasını amaç edinsem ve savaş meydanından kaçmamak
şartıyla savaşta öldürülürsem günahlarım affolunur mu" diye sordu.
Rasulullah (s.a.s) ise "Borç hariç evet" cevabını verdi. (Müslim)
birisi Rasulullah (s.a.s)'e gelerek: "Ya Rasulullah! Cihadda sabırlı
olarak sırf Allah'ın rızasını amaç edinsem ve savaş meydanından kaçmamak
şartıyla savaşta öldürülürsem günahlarım affolunur mu" diye sordu.
Rasulullah (s.a.s) ise "Borç hariç evet" cevabını verdi. (Müslim)
"Öyle kişiler var ki, Allah'ın malından haksız yere yiyorlar. Onlar için kıyamet gününde cehennem vardır." (Buhari)
Cabir
(r.a)'dan, Rasulullah (s.a.s) Ka'b b. Ucra (r.a)'ya şöyle dedi: "Haksız
yere alınan maldan (yenilerek) gelişen et cennete giremeyecektir.
Cehennem ona daha layıktır." (Ahmed) (Hakim ve Zehebi rivayet etti ve
Buhari, ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir dediler.)
(r.a)'dan, Rasulullah (s.a.s) Ka'b b. Ucra (r.a)'ya şöyle dedi: "Haksız
yere alınan maldan (yenilerek) gelişen et cennete giremeyecektir.
Cehennem ona daha layıktır." (Ahmed) (Hakim ve Zehebi rivayet etti ve
Buhari, ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir dediler.)
Ebu Bekir (r.a)'dan, Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Haramla beslenen beden cennete giremez."
(Bu
hafızda bir hadis yoktur. Ancak Hakim'in Müstedrek'inde bir önceki
Cabir (r.a)'ın hadisi vardır. Haksız yere alınan maldan gelişen et
cennete giremez. Cehennem ona daha layıktır.)
hafızda bir hadis yoktur. Ancak Hakim'in Müstedrek'inde bir önceki
Cabir (r.a)'ın hadisi vardır. Haksız yere alınan maldan gelişen et
cennete giremez. Cehennem ona daha layıktır.)
Bu
bölüme (batıl yolla insanların mallarını alarak zulmetmek) şunlar da
girmektedir: Haraççı, yol kesici, hırsız iş yapabildiği halde
çalışmayan, hain, sahtekar, ödünç aldığı malı inkar eden, ölçü ve
tartıda eksik tartan, bir malı bulduktan sonra sahibini araştırmadan
yiyen, kusurunu bildiği bir malı kusurunu gizleyerek satan, kumarbaz.
bölüme (batıl yolla insanların mallarını alarak zulmetmek) şunlar da
girmektedir: Haraççı, yol kesici, hırsız iş yapabildiği halde
çalışmayan, hain, sahtekar, ödünç aldığı malı inkar eden, ölçü ve
tartıda eksik tartan, bir malı bulduktan sonra sahibini araştırmadan
yiyen, kusurunu bildiği bir malı kusurunu gizleyerek satan, kumarbaz.
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
ADALETSİZ HAKİM VE İDARECİ
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir." (Maide: 44)
"Onlar cahiliyyenin hükmünü mü istiyorlar." (Maide: 50)
"Gerçekten
indindiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kitab'ta insanlara açıkladıktan
sonra onları gizleyenler var ya, onlara hem Allah hem de
lanetleyebilenler lanet eder." (Bakara: 159)
indindiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kitab'ta insanlara açıkladıktan
sonra onları gizleyenler var ya, onlara hem Allah hem de
lanetleyebilenler lanet eder." (Bakara: 159)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Allah'ın
indirdiğinden başkasıyla hükmeden imamın (hükümdar-idareci) namazını
Allah kabul etmez." (Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
indirdiğinden başkasıyla hükmeden imamın (hükümdar-idareci) namazını
Allah kabul etmez." (Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
"Hükmeden
kadıların biri cennette, ikisi cehennemdedir. Hakkı bilip ona uygun
karar veren kadı (hakim) cennettedir. Hakkı bildiği halde (kasten)
aykırı yönde karar veren hakim cehennemdedir. Bilmeden hüküm veren hakim
ise (yine) cehennemdedir." (Hakim ve Zehebi rivayet ettiler ve sahih
dediler.)
kadıların biri cennette, ikisi cehennemdedir. Hakkı bilip ona uygun
karar veren kadı (hakim) cennettedir. Hakkı bildiği halde (kasten)
aykırı yönde karar veren hakim cehennemdedir. Bilmeden hüküm veren hakim
ise (yine) cehennemdedir." (Hakim ve Zehebi rivayet ettiler ve sahih
dediler.)
İlimsiz
ve Allah ve Rasulünden herhangi delil olmaksızın herhangi bir şey
hakkında hüküm veren her hakim de hadisdeki cehenneme girecek olan
hakimler zümresindendir.
ve Allah ve Rasulünden herhangi delil olmaksızın herhangi bir şey
hakkında hüküm veren her hakim de hadisdeki cehenneme girecek olan
hakimler zümresindendir.
Hakimlerin sınıflandırılması:
1-
Allah'ın kanunlarıyla tam olarak hükmedip onu uygulayan bu kanunların
dışına çıkmayan hakim. Bu hakim bütün alimlere göre müslümandır.
Allah'ın kanunlarıyla tam olarak hükmedip onu uygulayan bu kanunların
dışına çıkmayan hakim. Bu hakim bütün alimlere göre müslümandır.
2-
Allah'ın kanunlarıyla hükmettiği halde yanlış içtihaddan dolayı hataya
düşen hakim. Bu hakim hatalı içtihat yaptığı için yalnızca bir sevap
alır. Bu hakimin bir sevabı alabilmesi için de ictihad yaptığı fer'i
meselelerde çok ince ve yeterli araştırma yapmış olması gerekir.
Allah'ın kanunlarıyla hükmettiği halde yanlış içtihaddan dolayı hataya
düşen hakim. Bu hakim hatalı içtihat yaptığı için yalnızca bir sevap
alır. Bu hakimin bir sevabı alabilmesi için de ictihad yaptığı fer'i
meselelerde çok ince ve yeterli araştırma yapmış olması gerekir.
3-
Allah'ın kanunlarıyla hükmettiği halde, bazı konularda nefsine uyarak,
olaya Allahın hükmünü tatbik etmeyen hakim. Bu gruptaki hakimler
kafirdir. Ancak küfür onları islam milletinden çıkarmaz. Ya da bir kısım
alimlere göre bu kısım hakim asi ve günahkardır.
Allah'ın kanunlarıyla hükmettiği halde, bazı konularda nefsine uyarak,
olaya Allahın hükmünü tatbik etmeyen hakim. Bu gruptaki hakimler
kafirdir. Ancak küfür onları islam milletinden çıkarmaz. Ya da bir kısım
alimlere göre bu kısım hakim asi ve günahkardır.
4- Allah'ın şeriatiyle hükmetmeyen hakim.
a) Allah'ın kanunları olmayan hükümleri İslam'ın kanunlarıdır, diye iddia ederek uygulayan hakim.
b)
Uyguladığı hükümlerin İslam şeriatından olmadığını beşeri kanunlar
olduğunu kabul ederek uygulayan hakim, Bu sınıf hakimler islamdan
çıkmışlardır.)
Uyguladığı hükümlerin İslam şeriatından olmadığını beşeri kanunlar
olduğunu kabul ederek uygulayan hakim, Bu sınıf hakimler islamdan
çıkmışlardır.)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Hükmeden kadıların biri cennette ikisi cehennemdedir...." hadisini zikrettikten sonra orada bulunanlar: "Bilmeden hükmedenin günahı ne? dediler.
Rasulullah (s.a.s) şu cevabı verdi:
"Onun günahı bilmeden hakim olmaması gerekirden hakim olmasıdır." (Hakim ve Zehebi rivayet ettiler ve sahih dediler)
"Bu
ümmet içinde birisi hüküm verme makamına gelip de onlara eşit
davranmazsa Allah Onu cehenneme sokar." (Hakim ve Zehebi rivayet
ettiler ve sahih dediler.)
ümmet içinde birisi hüküm verme makamına gelip de onlara eşit
davranmazsa Allah Onu cehenneme sokar." (Hakim ve Zehebi rivayet
ettiler ve sahih dediler.)
"İnsanlar arasında kadılık görevi verilen kişi, bıçaksız boğazlanmış gibidir." (Ebu Davud, Tirmizi)
Hakim
delili olan bir meseleyi araştırdıktan sonra, içtihat yaparak delilden
anladığına göre hüküm verip kendi görüşüne göre hüküm vermezse ve daha
sonra hükmü ona dayandığı delilin zayıf olduğunu öğrenirse bu hakimin
herhangi bir suçu yoktur ve bu hükmünden ötürü sevap bile alır.
delili olan bir meseleyi araştırdıktan sonra, içtihat yaparak delilden
anladığına göre hüküm verip kendi görüşüne göre hüküm vermezse ve daha
sonra hükmü ona dayandığı delilin zayıf olduğunu öğrenirse bu hakimin
herhangi bir suçu yoktur ve bu hükmünden ötürü sevap bile alır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Hakim
içtihat yapıp doğruya isabet ederse onu iki sevap vardır. İçtihad yapıp
yanlış yaparsa onu bir ecir vardır." (Buhari, Müslim)
içtihat yapıp doğruya isabet ederse onu iki sevap vardır. İçtihad yapıp
yanlış yaparsa onu bir ecir vardır." (Buhari, Müslim)
Rasulullah
(s.a.s)'in bu hadisine göre, ancak delili araştırarak içtihat yapan
hakimlerin ecir kazanacağı belirtilmektedir. Yoksa başkalarını taklit
ederek hüküm veren hakimin herhangi bir ecir kazanması söz konusu
değildir.
(s.a.s)'in bu hadisine göre, ancak delili araştırarak içtihat yapan
hakimlerin ecir kazanacağı belirtilmektedir. Yoksa başkalarını taklit
ederek hüküm veren hakimin herhangi bir ecir kazanması söz konusu
değildir.
Öfkeli
olduğu sırada hakimin karar vermesi haramdır ve özellikle de hakkında
hüküm vereceği kişiye karşı kızgın olduğunda hüküm vermesi daha çok
haramdır.
olduğu sırada hakimin karar vermesi haramdır ve özellikle de hakkında
hüküm vereceği kişiye karşı kızgın olduğunda hüküm vermesi daha çok
haramdır.
Hakim;
bilgisiz, kötü niyetli, kötü ahlaklı olması, Allah'tan korkmaması
halinde tam hüsrana uğrar. Bu hüsrandan kurtulabilmesi için bu görevden
ayrılması gerekir ki böylelikle kendini ateşten kurtarır.
bilgisiz, kötü niyetli, kötü ahlaklı olması, Allah'tan korkmaması
halinde tam hüsrana uğrar. Bu hüsrandan kurtulabilmesi için bu görevden
ayrılması gerekir ki böylelikle kendini ateşten kurtarır.
Abdullah b. Amr (r.a)'dan Rasullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Rüşvet verene de, rüşvet alan da Allah lanet etsin." (Tirmizi rivayet etti ve sahih dedi.)
(Kur'an'da
ve sünnette Allah'ın laneti bir kişi üzerine ya küfür veya şirk bir
ameli işlediğinde ya da günah işlediğinden dolayı olabilir. Bu lanetin;
küfür mü ya da büyük günah için mi olduğunu anlayabilmek için Kur'an ve
sünnette geçen naslara bakılarak karar verilir. Sadece bir ayet veya bir
hadise bakılarak bu konuda hüküm verilmez. Ancak Kur'an'da Allah'ın
laneti genellikle kafirler üzerinedir.)
ve sünnette Allah'ın laneti bir kişi üzerine ya küfür veya şirk bir
ameli işlediğinde ya da günah işlediğinden dolayı olabilir. Bu lanetin;
küfür mü ya da büyük günah için mi olduğunu anlayabilmek için Kur'an ve
sünnette geçen naslara bakılarak karar verilir. Sadece bir ayet veya bir
hadise bakılarak bu konuda hüküm verilmez. Ancak Kur'an'da Allah'ın
laneti genellikle kafirler üzerinedir.)
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
Hırsızın
tevbesi ancak çaldığı malı sahibine iade ettiği zaman geçerlidir. Şayet
hırsızın malı yoksa malın sahibinden helallık iste
HIRSIZLIK YAPMAK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Erkek
hırsızla kadın hırsızı yaptıklarına karşılık Allah'tan ibret verici bir
ceza olmak üzere ellerini kesin. Allah Aziz ve Hakim'dir." (Maide: 38)
hırsızla kadın hırsızı yaptıklarına karşılık Allah'tan ibret verici bir
ceza olmak üzere ellerini kesin. Allah Aziz ve Hakim'dir." (Maide: 38)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Allah o hırsıza lanet etsin ki bir yumurta çaldığı için eli kesilir, bir ip çaldığı için eli kesilir." (Buhari, Müslim, Nesei)
"Muhammed'in kızı Fatıma da hırsızlık yapsa onun elini keserdim." (Buhari ,Müslim)
"Zina
yapan (halis) mü'min olduğu halde zina yapmaz. Hırsızlık yapan (halis)
mü'min olduğu halde hırsızlık yapmaz. Fakat tevbe ederlerse, tevbeleri
geçerlidir." (Buhari, Müslim)
yapan (halis) mü'min olduğu halde zina yapmaz. Hırsızlık yapan (halis)
mü'min olduğu halde hırsızlık yapmaz. Fakat tevbe ederlerse, tevbeleri
geçerlidir." (Buhari, Müslim)
"Şu
dört şeye dikkat ediniz! Allah'a birşeyi ortak koşmak, haksız yere
Allah'ın haram kıldığı bir nefsi öldürmek, zina yapmak, hırsızlık
yapmak." (İbn-i Ebi Asım es-Sünne kitabında sahih senedle rivayet
etmiştir. Müslim'in şartlarına göre bu hadis sahihtir.)
dört şeye dikkat ediniz! Allah'a birşeyi ortak koşmak, haksız yere
Allah'ın haram kıldığı bir nefsi öldürmek, zina yapmak, hırsızlık
yapmak." (İbn-i Ebi Asım es-Sünne kitabında sahih senedle rivayet
etmiştir. Müslim'in şartlarına göre bu hadis sahihtir.)
Hırsızın
tevbesi ancak çaldığı malı sahibine iade ettiği zaman geçerlidir. Şayet
hırsızın malı yoksa malın sahibinden helallık iste
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
YALAN YERE YEMİN ETMEK
Abdullah b. Amr (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Büyük günahlar; Allah'a ortak koşmak, ana-babaya eziyet etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmek." (Buhari)
Yalan
yere yemin etmede kasten yapılan bir yalan söz konusudur. Buna gamus
(batırıcı, daldırıcı) ismi verilir. Çünkü yalan yere yemin, yemin
sahibini günaha daldırır. sokar.
yere yemin etmede kasten yapılan bir yalan söz konusudur. Buna gamus
(batırıcı, daldırıcı) ismi verilir. Çünkü yalan yere yemin, yemin
sahibini günaha daldırır. sokar.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam: "Vallahi Allah falana mağfiret etmez" dedi. Bunun üzerine Allah Azze ve Celle:
"Filanı
mağfiret etmeyeceğimi kim temin edebilir? Muhakkak ki ben, o adamı
mağfiret eder ve senin amelini boşa çıkarırım" dedi. (Müslim)
mağfiret etmeyeceğimi kim temin edebilir? Muhakkak ki ben, o adamı
mağfiret eder ve senin amelini boşa çıkarırım" dedi. (Müslim)
"Allah
kıyamet gününde üç grup insanla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve
onlar için acı bir azab vardır: "Kibirlenerek eteklerini uzatan (yere
salan) iyiliği başa kakan, yeminle malını satan." (Müslim, Ebu Davut,
Tirmizi Nesei)
kıyamet gününde üç grup insanla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve
onlar için acı bir azab vardır: "Kibirlenerek eteklerini uzatan (yere
salan) iyiliği başa kakan, yeminle malını satan." (Müslim, Ebu Davut,
Tirmizi Nesei)
İbn-i Ömer (r.a)'dan, Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kim Allah'tan başkası adına yemin ederse kafir olur." Hadisin bir başka lafzında ise: "Şirk koşmuş olur." geçmektedir. (Tirmizi) (Hakim ve Zehebi Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir dediler.)
"Kim yalan yeminle bir müslümanın hakkını gasbederse, Allah kendisine kızmış olduğu halde onunla buluşacaktır." Bunun üzerine sahabe "Ya Rasulullah! Aldığı şey çok az olsa da mı?" diye sordular. Rasulullah (s.a.s): "Arak ağacından misvak için alınan bir çubuk bile olsa" buyurdu. (Müslim-Nesei)
"Kim Lat ve Uzza'ya yemin ederse hemen "La ilahe illallah" desin." (Buhari-Müslim-Nesei)
Bazı
sahabeler, İslama daha yeni girmiş olduklarından istemeyerek de olsa
dilleri sürçtüğünden Allah'tan başkası adına, Lat'a ve Uzza'ya yemin
edebiliyorlardı. Bundan dolayı Rasulullah (s.a.s) bir önceki hadisi
zikrederek, Lat'a ve Uzza'ya yemin edenlerin bunun telafisi olarak
tekrar La ilahe illallah demelerini emretti.
sahabeler, İslama daha yeni girmiş olduklarından istemeyerek de olsa
dilleri sürçtüğünden Allah'tan başkası adına, Lat'a ve Uzza'ya yemin
edebiliyorlardı. Bundan dolayı Rasulullah (s.a.s) bir önceki hadisi
zikrederek, Lat'a ve Uzza'ya yemin edenlerin bunun telafisi olarak
tekrar La ilahe illallah demelerini emretti.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Bu minberin yanında bir misvak dalı almak için bile olsa, yalan yere yemin eden kişi cehennemi hakketmiştir." (Ahmed)
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
ÇOK YALAN SÖYLEMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Allah haddi aşan ve çok yalancı olan kimseyi doğru yola eriştirmez." (Mü'min: 28)
"Çok yalan söyleyenlerin canı çıksın." (Zariyat: 10)
"Sonra lanetleşelim de Allah'ın lanetinin yalancılar üstüne olmasını dileyelim." (Al-i İmran: 61)
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor:
"Yalan,
günaha götürür. Günah da cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye
Allah katında yalancılardan yazılır. " (Buhari, Müslim)
günaha götürür. Günah da cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye
Allah katında yalancılardan yazılır. " (Buhari, Müslim)
"Münafığın
alametleri üçtür. Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiğinde yerine
getirmez ve kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder."
(Buhari-Müslim-Tirmizi-Nesei)
alametleri üçtür. Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiğinde yerine
getirmez ve kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder."
(Buhari-Müslim-Tirmizi-Nesei)
"Şu dört özellik kimde bulunursa, o halis münafık olur. O
özelliklerden bir tanesi bulunduran onu terkedinceye kadar kendisinde
münafıklık özelliklerinden biri var demektir. Kendisine birşey emanet
edildiği zaman ona hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz
verdiğinde sözünde durmaz, Münakaşa ettiği zaman haktan ayrılır."
(Buhari, Müslim)
özelliklerden bir tanesi bulunduran onu terkedinceye kadar kendisinde
münafıklık özelliklerinden biri var demektir. Kendisine birşey emanet
edildiği zaman ona hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz
verdiğinde sözünde durmaz, Münakaşa ettiği zaman haktan ayrılır."
(Buhari, Müslim)
"Görmediği
bir rüyayı gördüğünü söyleyen kimseden kıyamet gününde ayrılmış arpa
tanesini birbirine bağlaması (eski haline getirmesi) istenecekte bunu
yapamayacak (dolayısıyla yapamadığı müddetçe azab görecek.) (Buhari)
bir rüyayı gördüğünü söyleyen kimseden kıyamet gününde ayrılmış arpa
tanesini birbirine bağlaması (eski haline getirmesi) istenecekte bunu
yapamayacak (dolayısıyla yapamadığı müddetçe azab görecek.) (Buhari)
"Bir kimsenin gözleriyle görmediği bir rüyayı gördüğünü söylemesi en çirkin yalandır." (Buhari)
Rasulullah (s.a.s) görmüş olduğu rüyasını anlatırken bir kısmında şunları zikretmektedir:
Bir
de sırt üstü yatırılmış bir adam gördük. Başında duran başka bir adam
elindeki demir kancalarla sırt üstü yatan kişinin ağzı ve gözlerini
arkaya doğru yırtmaktaydı. Sonra adamın öbür yanına geçiyor ve yaptığını
tekrar ediyordu. Fakat öbür tarafına geçmeden adamın yüzü eski halini
alıyordu. Bu azabı ona kıyamete kadar uygular. Yanımda bulunan meleğe
bunun kim olduğunu sordum da bana: "Bu adam evinden çıkarken öyle
yalanlar uydururdu ki, ta uzaklara etrafa yayılırdı. (Buhari)
de sırt üstü yatırılmış bir adam gördük. Başında duran başka bir adam
elindeki demir kancalarla sırt üstü yatan kişinin ağzı ve gözlerini
arkaya doğru yırtmaktaydı. Sonra adamın öbür yanına geçiyor ve yaptığını
tekrar ediyordu. Fakat öbür tarafına geçmeden adamın yüzü eski halini
alıyordu. Bu azabı ona kıyamete kadar uygular. Yanımda bulunan meleğe
bunun kim olduğunu sordum da bana: "Bu adam evinden çıkarken öyle
yalanlar uydururdu ki, ta uzaklara etrafa yayılırdı. (Buhari)
"Mü'min
her huy üzerine yaratılabilir. Ancak hıyanet ve yalan üzere asla."
"Kişi kendisini tevil yapmak süretiyle yalandan kurtarır. (Buhari)
her huy üzerine yaratılabilir. Ancak hıyanet ve yalan üzere asla."
"Kişi kendisini tevil yapmak süretiyle yalandan kurtarır. (Buhari)
"Duyduğu herşeyi söyleyenin yaptığı şey kendisine günah olarak yeter." (Müslim)
"Kendisinde bulunmayan bir şeyi var diye gösteren yalandan bir elbise giymiş gibidir." (Müslim)
"Zandan sakının. Çünkü o sözlerinin en yalanıdır." (Buhari, Müslim)
"Allah-u
Te'âla kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz, onları temize çıkarmaz.....
hadisinde "yalancı" da bu üç kişiden birisi olarak zikredilmiştir.
(Müslim)
Te'âla kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz, onları temize çıkarmaz.....
hadisinde "yalancı" da bu üç kişiden birisi olarak zikredilmiştir.
(Müslim)
Geri: Buyuk Gunahlar
Hafız İmam Zehebi - Büyük Günahlar
DEYYUSLUK (KAVATLIK)
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Zina
eden erkek ancak zina eden veya müşrik bir kadınla evlenebilir. Zina
eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan bir erkekle
evlenebilir. Bu, mü'minler için yasak edilmiştir." (Nur: 3)
eden erkek ancak zina eden veya müşrik bir kadınla evlenebilir. Zina
eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan bir erkekle
evlenebilir. Bu, mü'minler için yasak edilmiştir." (Nur: 3)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Üç
kimse cennete giremeyecektir. Ana-babasına eziyet eden, deyyus (kavat)
ve erkekliğe özenen kadın." (Hakim ve Zehebi rivayet ettiler ve sahih
dediler)
kimse cennete giremeyecektir. Ana-babasına eziyet eden, deyyus (kavat)
ve erkekliğe özenen kadın." (Hakim ve Zehebi rivayet ettiler ve sahih
dediler)
Hanımının
kötü yolda olduğundan şüphelenen fakat ona olan sevgisinden veya
hanımına ödemek zorunda olduğu borcundan ötürü veyahut küçük çocukları
olduğu için ya da hanımından ayrılması durumunda hakimin ondan eşine
nafaka bağlamasından çekinerek hanımının ne kadar kötüyse de karısını
başkasına pazarlamayan ve satan erkekten daha az kötüdür. Karısını
kıskanmayan erkekte hayır yoktur.
kötü yolda olduğundan şüphelenen fakat ona olan sevgisinden veya
hanımına ödemek zorunda olduğu borcundan ötürü veyahut küçük çocukları
olduğu için ya da hanımından ayrılması durumunda hakimin ondan eşine
nafaka bağlamasından çekinerek hanımının ne kadar kötüyse de karısını
başkasına pazarlamayan ve satan erkekten daha az kötüdür. Karısını
kıskanmayan erkekte hayır yoktur.
Geri: Buyuk Gunahlar
KADININ ERKEĞE, ERKEĞİN KADINA
BENZEMEYE ÖZENMESİ
BENZEMEYE ÖZENMESİ
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Onlar büyük günahlardan ve kötülüklerden sakınırlar." (Şura: 37)
İbn-i Abbas şöyle dedi: "Rasulullah
(s.a.s) erkeklerden kendini kadına benzetenlere ve kadınlardan
kendilerini erkeklere benzetenlere lanet etti." (Buhari, Ebu Davud,
Tirmizi)
(s.a.s) erkeklerden kendini kadına benzetenlere ve kadınlardan
kendilerini erkeklere benzetenlere lanet etti." (Buhari, Ebu Davud,
Tirmizi)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Allah erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etti." (Ebu Davud hasen senedle rivayet etti.)
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Erkek elbisesi giyen kadına, kadın elbisesi giyen erkeğe Rasulullah (s.a.s) lanet etti." (Ebu Davud sahih senedle rivayet etti)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"(Benim
ümmetimin) ateş ehlinin, benim (şimdi) görmediğim (daha sonra ortaya
çıkacak) iki türlü insanı vardır. Bunlar: Ellerinde bulunan sığır
kuyruğuna benzer kamçılarla insanlara zulmederek halka dayak atanlar ve
giyinik olduğu halde çıplak olan, salına salına yürüyen, saçlarına yana
sarkmış deve hörgücü gibi yapan kadınlardır. Bu kimseler cennete
giremeyecekler ve onun kokusunu dahi hissedemeyeceklerdir. Halbuki onun
kokusu şu kadar mesafeden duyulmaktadır." (Müslim)
ümmetimin) ateş ehlinin, benim (şimdi) görmediğim (daha sonra ortaya
çıkacak) iki türlü insanı vardır. Bunlar: Ellerinde bulunan sığır
kuyruğuna benzer kamçılarla insanlara zulmederek halka dayak atanlar ve
giyinik olduğu halde çıplak olan, salına salına yürüyen, saçlarına yana
sarkmış deve hörgücü gibi yapan kadınlardır. Bu kimseler cennete
giremeyecekler ve onun kokusunu dahi hissedemeyeceklerdir. Halbuki onun
kokusu şu kadar mesafeden duyulmaktadır." (Müslim)
"Haberiniz olsun erkekler kadınlara itaat ettiklerinde (yani; emirleri altına girdiklerinde) helak olmuşlardır." (Ahmed)
Kadının
lanetlenmesine sebep olan başlıca ameller şunlardır: Ziynetini,
altınını, gerdanını başkalarına göstermesi, misk, amber veya benzeri bir
kokuyla kokulanıp bunların dışarıda başkalarının koklaması için sürmesi
ve süslü elbiseler giymesidir.
lanetlenmesine sebep olan başlıca ameller şunlardır: Ziynetini,
altınını, gerdanını başkalarına göstermesi, misk, amber veya benzeri bir
kokuyla kokulanıp bunların dışarıda başkalarının koklaması için sürmesi
ve süslü elbiseler giymesidir.
Geri: Buyuk Gunahlar
KİBİR, ÖĞÜNMEK, BÖBÜRLENMEK, KENDİNİ BEĞENMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Musa
da: "Ben hesap gününde inanmayan her kibirli insandan benim de sizin de
Rabbimiz olan Allah'a sığındım" dedi." (Mü'min: 27)
da: "Ben hesap gününde inanmayan her kibirli insandan benim de sizin de
Rabbimiz olan Allah'a sığındım" dedi." (Mü'min: 27)
"Mahakkak Allah büyüklenenleri sevmez." (Nahl: 23)
"Allah'ın
ayetleri üzerinden kendilerine gelen bir delil olmadan tartışanların
gönüllerinde ulaşmayacakları bir büyüklenmek vardır. Sen Allah'a sığın O
şüphesiz işitendir, görendir." (Mü'min: 56)
ayetleri üzerinden kendilerine gelen bir delil olmadan tartışanların
gönüllerinde ulaşmayacakları bir büyüklenmek vardır. Sen Allah'a sığın O
şüphesiz işitendir, görendir." (Mü'min: 56)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Adamın
biri böbürlenerek yürürken Allah onu yerin dibine geçirmiş ve bu kişi
kıyamete kadar batmaya devam edecektir." (Buhari, Müslim, Nesei)
biri böbürlenerek yürürken Allah onu yerin dibine geçirmiş ve bu kişi
kıyamete kadar batmaya devam edecektir." (Buhari, Müslim, Nesei)
"Zalimler
ve kibirli kimseler mahşere karıncalar gibi gönderilirler. Herkes
onları çiğneyecek ve her taraftan kendilerini bir zillet saracaktır."
(Ahmed, Tirmizi rivayet etti ve bu hadis için hasen dedi.)
ve kibirli kimseler mahşere karıncalar gibi gönderilirler. Herkes
onları çiğneyecek ve her taraftan kendilerini bir zillet saracaktır."
(Ahmed, Tirmizi rivayet etti ve bu hadis için hasen dedi.)
Selef-i salihinden bazıları şöyle demiştir. Allah'a karşı işlenen ilk günah kibirdir. Çünkü Allah-u Te'âla şöyle buyurmaktadır:
"Hani,
meleklere Adem'e secde edin demiştik de İblis'den başka hepsi secde
etmişlerdi. O ise kaçındı kibirlendi ve kafirlerden oldu." (Bakara: 34)
meleklere Adem'e secde edin demiştik de İblis'den başka hepsi secde
etmişlerdi. O ise kaçındı kibirlendi ve kafirlerden oldu." (Bakara: 34)
İblis'in yaptığı gibi hakka karşı kibirlenenin imanı kendisine fayda vermeyecektir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kibir, hakkı inkar etmek ve insanları hafife alıp onları hor görmektir." (Müslim, Tirmizi)
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Allah her kibir taslayanı, kendini beğenip, öğüneni sevmez." (Lokman: 18)
Kudsi bir hadiste Allah-u Te'âla şöyle buyurmuştur:
"Azamet benim eteğim, kibriya da benim kaftanımdır. Onlardan birini elde etmek isteyeni cehhenneme atarım." (Müslim, Ebu Davud)
"Cennet
ve cehennem Rablerine şöyle demiş: Cennet "Ya Rab! Bana giren
insanların çoğunluğu zayıf ve halkın kendisini zayıf gördüğü
kimselerdir" diye söylemiş. Cehennem ise: "Ya Rab! Bana girenlerin
çoğunluğu ise büyüklenen ve zalim kimselerdir." demiş."
(Buhari-Müslim-Tirmizi)
ve cehennem Rablerine şöyle demiş: Cennet "Ya Rab! Bana giren
insanların çoğunluğu zayıf ve halkın kendisini zayıf gördüğü
kimselerdir" diye söylemiş. Cehennem ise: "Ya Rab! Bana girenlerin
çoğunluğu ise büyüklenen ve zalim kimselerdir." demiş."
(Buhari-Müslim-Tirmizi)
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Bu
ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen
kimselere veririz. (İyi) Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır."
(Kasas: 83)
ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen
kimselere veririz. (İyi) Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır."
(Kasas: 83)
"İnsanları
küçümseyip yüzünü çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah
kendini beğenip öğünen hiç kimseyi sevmez." (Lokman: 18)
küçümseyip yüzünü çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah
kendini beğenip öğünen hiç kimseyi sevmez." (Lokman: 18)
Seleme
b. Ekva (r.a)'nın dediğine göre bir adam Rasulullah'ın huzurda
kibirlenerek sol eliyle yemek yemiş Rasulullah (s.a.s) sağ eliyle yemek
yemesini buyurmuş, fakat kibirinden ötürü adam yapamıyorum demiş. Bunun
üzerine Rasulullah (s.a.s):
b. Ekva (r.a)'nın dediğine göre bir adam Rasulullah'ın huzurda
kibirlenerek sol eliyle yemek yemiş Rasulullah (s.a.s) sağ eliyle yemek
yemesini buyurmuş, fakat kibirinden ötürü adam yapamıyorum demiş. Bunun
üzerine Rasulullah (s.a.s):
"Yapamayasın" buyurdu ve adam sağ elini bir daha kaldıramaz oldu. (Müslim)
"Size
cehennem ehlinin kim olduğunu söyleyeyim mi? Yürüyüşünde mağrur şişman,
katı, kaba, mal toplamaya hırslı olan fakat harcamaya cimri olan
kişidir." (Buhari, Müslim)
cehennem ehlinin kim olduğunu söyleyeyim mi? Yürüyüşünde mağrur şişman,
katı, kaba, mal toplamaya hırslı olan fakat harcamaya cimri olan
kişidir." (Buhari, Müslim)
İbn-i Ömer'den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Böbürlenerek yürüyen ve büyüklük taslayan kimse Allah'ın huzuruna vardığında onu kendisine karşı gazablanmış olarak bulur."
(Hakim ve Zehebi rivayet ettiler ve Müslim'in şartlarına göre hadisin sahih olduğunu söylediler.)
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Cehenneme
giren ilk üç kişi şunlardır: Zalim idareci, zekatını vermeyen zengin ve
kibirli fakir." (İbn-i Habban, İbn-i Huzeyme sahih senetle rivayet
etmişlerdir.)
giren ilk üç kişi şunlardır: Zalim idareci, zekatını vermeyen zengin ve
kibirli fakir." (İbn-i Habban, İbn-i Huzeyme sahih senetle rivayet
etmişlerdir.)
İlmi
ve bilgisi ile kibirlenmek ve Allah'ın kendisine verdiği
ayrıcalıklardan dolayı büyüklenmek, kibirliliğin en kötüsüdür. Zira o
kişi, herşeyden önce kendi ilminden kendisi faydalanmıştır. Çünkü Allah
rızası için ilim tahsil eden kimse ilmiyle daha çok tevazu kazanır nefsi
küçülür, gönlü alçalır. Devamlı olarak kendisini gözetir. Zira
nefsinden gafil kaldığı zaman hak yoldan sapar ve kendisini helak eder.
ve bilgisi ile kibirlenmek ve Allah'ın kendisine verdiği
ayrıcalıklardan dolayı büyüklenmek, kibirliliğin en kötüsüdür. Zira o
kişi, herşeyden önce kendi ilminden kendisi faydalanmıştır. Çünkü Allah
rızası için ilim tahsil eden kimse ilmiyle daha çok tevazu kazanır nefsi
küçülür, gönlü alçalır. Devamlı olarak kendisini gözetir. Zira
nefsinden gafil kaldığı zaman hak yoldan sapar ve kendisini helak eder.
İlmi:
böbürlenmek, mevki ve makam sahibi olmak için isteyen, müslümanları hor
gören onlara karşı büyüklük taslayan, onları hafife alan kimse gururun
ve büyüklenmenin en berbatını yaşamaktadır. Unutulmamalıdırki kalbinde
zerre kadar kibir bulunan kimse cennenete giremez.
böbürlenmek, mevki ve makam sahibi olmak için isteyen, müslümanları hor
gören onlara karşı büyüklük taslayan, onları hafife alan kimse gururun
ve büyüklenmenin en berbatını yaşamaktadır. Unutulmamalıdırki kalbinde
zerre kadar kibir bulunan kimse cennenete giremez.
Geri: Buyuk Gunahlar
AKRABALARIN HAKKINI GÖZETMEMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
Kendisi
adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'ın ve akrabaların
haklarına riayetsizlikten sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp
gözetmektedir. (Nisa:1)
adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'ın ve akrabaların
haklarına riayetsizlikten sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp
gözetmektedir. (Nisa:1)
Geri
dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını
kesmeniz beklenmez mi sizden? İşte Allah'ın lanetlediği, sağır bıraktığı
ve gözlerini kör ettiği bunlardır. (Muhammed: 22-23)
dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını
kesmeniz beklenmez mi sizden? İşte Allah'ın lanetlediği, sağır bıraktığı
ve gözlerini kör ettiği bunlardır. (Muhammed: 22-23)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuryor:
"Akrabalık ilişkilerini kesen (onları gözetmeyen) cennete giremez." (Buhari, Müslim)
"Allah'a ve ahiret gününe inanan akrabalarını gözetsin. (Buhari, Müslim)
"Allah
mahlukatı yarattıktan sonra Rahim (akrabalık) (temsili olarak) ayağa
kalktı ve Allah'a: "Bu zaman sana sığınma zamanı mıdır? diye sordu.
Allah (c.c): "Evet" dedi ve: "Seni gözetmemi, seni gözetmeyeni
gözetmememi istemez misin?" buyurdu. Rahim: "Evet, isterim" cevabını
verdi." (Buhari, Müslim)
mahlukatı yarattıktan sonra Rahim (akrabalık) (temsili olarak) ayağa
kalktı ve Allah'a: "Bu zaman sana sığınma zamanı mıdır? diye sordu.
Allah (c.c): "Evet" dedi ve: "Seni gözetmemi, seni gözetmeyeni
gözetmememi istemez misin?" buyurdu. Rahim: "Evet, isterim" cevabını
verdi." (Buhari, Müslim)
"Rızkının bollaştırılmasını ve ömrünün uzatılmasını isteyen akrabalarını gözetsin." (Buhari, Müslim)
"Rahim
(akrabalık) Allah'ın arşına asılı vaziyette şöyle der: Kim beni
gözetirse Allah onu gözetir. Kim de benle ilişkisini keserse Allah da
onla ilişkisini keser." (Buhari, Müslim)
(akrabalık) Allah'ın arşına asılı vaziyette şöyle der: Kim beni
gözetirse Allah onu gözetir. Kim de benle ilişkisini keserse Allah da
onla ilişkisini keser." (Buhari, Müslim)
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Sağlam
söz verdikten sonra Allah'a ahdini bozanlar ve Allah'ın
birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk
yapanlar işte lanet onlara ve kötü yurt (cehennem) onlaradır." (Ra'd:
25)
söz verdikten sonra Allah'a ahdini bozanlar ve Allah'ın
birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk
yapanlar işte lanet onlara ve kötü yurt (cehennem) onlaradır." (Ra'd:
25)
Ebu Hureyre (r.a)'den bir hadisi kudside Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Rahman
benim adımdır. O da (akrabalık) rahimdir. (Bu bakımdan) onu gözeteni
ben de gözeterim. Onunla ilişkisini kesenle ben de ilişkimi keserim."
(Ebu Davud, Tirmizi)
benim adımdır. O da (akrabalık) rahimdir. (Bu bakımdan) onu gözeteni
ben de gözeterim. Onunla ilişkisini kesenle ben de ilişkimi keserim."
(Ebu Davud, Tirmizi)
Akrabası
fakir, kendisini ise zengin olduğu halde ona maddi destekte bulunmayan
kişi akrabayı gözetmemiş sayılır. Fakat akrabaları madden birşeye muhtaç
değilse bu sefer onlara olan ziyareti kesen ve onlara kötü muamelede
bulunan kişi akrabalık hakkını gözetmemiş olur.
fakir, kendisini ise zengin olduğu halde ona maddi destekte bulunmayan
kişi akrabayı gözetmemiş sayılır. Fakat akrabaları madden birşeye muhtaç
değilse bu sefer onlara olan ziyareti kesen ve onlara kötü muamelede
bulunan kişi akrabalık hakkını gözetmemiş olur.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Bir selamla bile olsa, akrabayı gözetin." (Bezzar)
(Senedinde
Yezid b. Abdullah b. Berra el-Ganevi vardır. Bu güvenilir bir kişi
değildir. Mecmaüz Zevaid. İbn-i Hacer el-Heytemi C: 8 S.152)
Yezid b. Abdullah b. Berra el-Ganevi vardır. Bu güvenilir bir kişi
değildir. Mecmaüz Zevaid. İbn-i Hacer el-Heytemi C: 8 S.152)
Geri: Buyuk Gunahlar
ELBİSE, DUVAR VE BAŞKA BİRŞEY
ÜZERİNE RESİM YAPMAK
ÜZERİNE RESİM YAPMAK
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Tasvir
yapanlar kıyamet günü azab görecekler ve kendilerinden resmettiklerine
can vermeleri istenecek fakat bunu yapamayacaklar. (Dolayısıyla
yapamadıkları müddetçe azap görecekler.) (Buhari, Müslim)
yapanlar kıyamet günü azab görecekler ve kendilerinden resmettiklerine
can vermeleri istenecek fakat bunu yapamayacaklar. (Dolayısıyla
yapamadıkları müddetçe azap görecekler.) (Buhari, Müslim)
"Kıyamet gününde insanların en çok azab çekeni, tasvir yapanlardır. hayat verin denilecek." (Buhari, Müslim)
Aişe
(r.a) şöyle rivayet etti: Rasulullah (s.a.s) bir seferden dönmüştü.
Soframızda bulunan bir yeri, üzerinde resimler bulunan bir örtüyle
örtmüştüm. Rasulullah (s.a.s) bu örtüyü görür görmez onu yırttı ve
yüzünün rengi değişti. Sonra şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde insanlardan
en fazla azab çeken, Allah'ın yarattıklarına benzer şeyler
yapanlardır." (Buhari, Müslim)
(r.a) şöyle rivayet etti: Rasulullah (s.a.s) bir seferden dönmüştü.
Soframızda bulunan bir yeri, üzerinde resimler bulunan bir örtüyle
örtmüştüm. Rasulullah (s.a.s) bu örtüyü görür görmez onu yırttı ve
yüzünün rengi değişti. Sonra şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde insanlardan
en fazla azab çeken, Allah'ın yarattıklarına benzer şeyler
yapanlardır." (Buhari, Müslim)
"Cehennemde
bir ejderha çıkacak ve şöyle diyecek: "Her Allah'tan başka ibadete
layık ilah tanıyana, her zalim ve inatçı olana her resim yapana azap
etmekle görevlendirildim." (Tirmizi rivayet etti ve sahih dedi.)
bir ejderha çıkacak ve şöyle diyecek: "Her Allah'tan başka ibadete
layık ilah tanıyana, her zalim ve inatçı olana her resim yapana azap
etmekle görevlendirildim." (Tirmizi rivayet etti ve sahih dedi.)
"Muhakkak
bu resimleri yapanlara kıyamet gününde azab edilecek ve onlara
yaptığınız bu şeylere hayat verin" denilecek. (Buhari-Müslim)
bu resimleri yapanlara kıyamet gününde azab edilecek ve onlara
yaptığınız bu şeylere hayat verin" denilecek. (Buhari-Müslim)
İbn-i Abbas'dan, Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Tasvir
yapanların hepsi ateştedir. Yaptıkları her tasvir için kendilerine
işkence edecek bir canlı yaratılır." (Buhari, Müslim)
yapanların hepsi ateştedir. Yaptıkları her tasvir için kendilerine
işkence edecek bir canlı yaratılır." (Buhari, Müslim)
Allah-u Te'âla bir kudsi hadiste şöyle buyuruyor:
"Benim
yarattığım gibi yaratmaya yeltenenden daha zalim var mıdır? Bir buğday
tanesi veya bir arpa ya da bir zerre yaratsınlar bakalım." (Buhari,
Müslim)
yarattığım gibi yaratmaya yeltenenden daha zalim var mıdır? Bir buğday
tanesi veya bir arpa ya da bir zerre yaratsınlar bakalım." (Buhari,
Müslim)
Rasulullah'ın resim yapanları lanetlediği bilinen bir gerçektir.
Geri: Buyuk Gunahlar
NEMMAM (KOĞUCU)
Koğucu; İnsanların arasında fesadı yaymak amacıyla söz getirip, taşıyandır.
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Çok yemin eden, izzeti nefsi bulunmayan, daima ayıplayan ve laf getirip götürmeğe koşan kimseye itaat etme." (Kalem: 10-11)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Hiçbir koğucu cenette giremez." (Buhari, Müslim)
Rasulullah (s.a.s) iki kabrin yanından geçerken şöyle buyurdu:
"Bu
iki kişi azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden ötürü değil. Birisi
insanlar arasında fesadı yaymak için laf getirip götürürdü. Diğeri ise
bevl (idrar) dan sakınmazdı. (Buhari-Müslim)
iki kişi azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden ötürü değil. Birisi
insanlar arasında fesadı yaymak için laf getirip götürürdü. Diğeri ise
bevl (idrar) dan sakınmazdı. (Buhari-Müslim)
"İnsanların
en şerlileri bunlara başka yüzle, şunlara ise daha başka yüzle giden
iki yüzlü kimseler olduğunu göreceksin." (Buhari-Müslim)
en şerlileri bunlara başka yüzle, şunlara ise daha başka yüzle giden
iki yüzlü kimseler olduğunu göreceksin." (Buhari-Müslim)
"Ashabım
hakkında her hangi (kötü) bir şeyi hiç kimse bana ulaştırmasın. Ben
kalbim mutmain olduğu halde onlarla buluşmak istiyorum." (Ebu Davud,
Tirmizi zayıf senedle rivayet etti.)
hakkında her hangi (kötü) bir şeyi hiç kimse bana ulaştırmasın. Ben
kalbim mutmain olduğu halde onlarla buluşmak istiyorum." (Ebu Davud,
Tirmizi zayıf senedle rivayet etti.)
Ka'b (r.a) dedi ki:
"Laf
getirip götürmekten sakınınız. Çünkü laf getirip götüren kimse kabir
azabından kurtulamaz. Mansur, Mücahhit'ten şöyle rivayet etti:
getirip götürmekten sakınınız. Çünkü laf getirip götüren kimse kabir
azabından kurtulamaz. Mansur, Mücahhit'ten şöyle rivayet etti:
"Tebbet
suresinde geçen hammalet el-hatab (odun taşıyısıcı)'dan kastedilen Ebu
Leheb'ın karısı ara bozmak için insanlar arasında laf getirip
götürmekteydi.
suresinde geçen hammalet el-hatab (odun taşıyısıcı)'dan kastedilen Ebu
Leheb'ın karısı ara bozmak için insanlar arasında laf getirip
götürmekteydi.
Geri: Buyuk Gunahlar
İÇKİ İÇMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Sana içki ve kumarı sorarlar, de ki: İkisinde hem büyük günah ve hem de insanlara bazı faydalar vardır." (Bakara: 219)
"Ey
iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytan işi birer
pisliktir. Bunlardan sakının ki felaha eresiniz. Şeytan içkiden ve
kumardan dolayı ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı
zikretmekten ve namazdan alıyokmak ister. Artık vazgeçtiniz mi?"
(Maide: 90-91)
iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytan işi birer
pisliktir. Bunlardan sakının ki felaha eresiniz. Şeytan içkiden ve
kumardan dolayı ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı
zikretmekten ve namazdan alıyokmak ister. Artık vazgeçtiniz mi?"
(Maide: 90-91)
İbn-i Abbas (r.a) şöyle demiştir. "İçki
haram kılındığı zaman sahabeler birbirlerine giderek içkinin haram
kılındığını ve şirkle aynı derecede tutulduğunu haber verdiler."
haram kılındığı zaman sahabeler birbirlerine giderek içkinin haram
kılındığını ve şirkle aynı derecede tutulduğunu haber verdiler."
Abdullah
b. Ömer de içki içmenin en büyük günah olduğu görüşündedir. Şüphesiz
içki kötülüklerin asıl kaynağıdır. Birçok hadisi şerifte içki içen kimse
lanetlenmektedir.
b. Ömer de içki içmenin en büyük günah olduğu görüşündedir. Şüphesiz
içki kötülüklerin asıl kaynağıdır. Birçok hadisi şerifte içki içen kimse
lanetlenmektedir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"İçki içeni dövün. tekrar içerse yine dövün. Tekrar içerse yine dövün. tekrar içerse onu öldürün." (Tirmizi, Ebu Davud, İbn-i Mace, Ahmed, sahih senedle)
Abdullah b. Amr (r.a)'den, Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"İçki
içip de sarhoş olduğu için namazını bir kez terkeden kimsenin hali,
kendisine dünya ve içindekilerinin hepsi verilip de sonra kendisinden bu
verilenlerinin hepsinin alındığı kişiye benzer. Kim de içki yüzünden
namazını dört kere terkederse Allah onu habal çamurundan muhakkak
içirecektir."
içip de sarhoş olduğu için namazını bir kez terkeden kimsenin hali,
kendisine dünya ve içindekilerinin hepsi verilip de sonra kendisinden bu
verilenlerinin hepsinin alındığı kişiye benzer. Kim de içki yüzünden
namazını dört kere terkederse Allah onu habal çamurundan muhakkak
içirecektir."
Ashab habal çamurunun ne olduğunu sorduklarında.
Rasullah (sav) şöyle buyurdu:
"Cehennemdekilerin akıntılarıdır." (Ahmed) (Zehebi bu hadis için sahih dedi.)
Cabir (r.a)'den Rasullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sarhoşluk veren içkiyi içene Allah habal çamurundan içireceğine ahd etmiştir." Ashab: "Habal çamuru nedir?" diye sordular. Rasulullah şöyle dedi: "Cehennemdekilerin teri (veya cehennemdekilerin akıntılarıdır.) " (Müslim)
(Bu hadisin başlangıcı ise şu
şekildedir: Rasulullah (s.a.s)"e Yemen'den bir adam geldi ve orada
Mısır'dan yaptıkları mızır denilen bir içki hakkında ona soru sordu.
Rasulullah (sav): "O sarhoşluk verir mi?" dedi. Adam: "Evet" cevabını verince Rasulullah (s.a.s):
şekildedir: Rasulullah (s.a.s)"e Yemen'den bir adam geldi ve orada
Mısır'dan yaptıkları mızır denilen bir içki hakkında ona soru sordu.
Rasulullah (sav): "O sarhoşluk verir mi?" dedi. Adam: "Evet" cevabını verince Rasulullah (s.a.s):
"Her sarhoşluk veren şey haramdır." buyurdu.)
"Dünyada içki içen kimse ahirette ondan mahrum bırakılır." (Buhari, Müslim)
"İçki müptelası olan kimse öldüğünde puta tapanların durumundaymış gibi Allah'la buluşur." (Ahmed, Taberani, Bezzar)
(İbn-i
Hacer Heytemi Mecmai Zevaid adlı kitabında; Ahmed'in senedindeki
şahısların güvenilir kişiler olduğunu Taberani'nin senedindeki Yezid b.
Ebu Fatihe'nin bilinmeyen bir kişi olduğunu söyledi.)
Hacer Heytemi Mecmai Zevaid adlı kitabında; Ahmed'in senedindeki
şahısların güvenilir kişiler olduğunu Taberani'nin senedindeki Yezid b.
Ebu Fatihe'nin bilinmeyen bir kişi olduğunu söyledi.)
(Şirk
ve küfür dışındaki kalan günahları işleyen kişinin müslüman kalabilmesi
için uyması gerekir bir takım şartlar vardır. Bunlardan birisini
yapmazsa, kafir olur: Onu helal saymayacak, meşrulaştıracak şekilde
devamlı yapmayacak ve bu günahı işlediğinde kalbinde sıkıntı duyacak.)
ve küfür dışındaki kalan günahları işleyen kişinin müslüman kalabilmesi
için uyması gerekir bir takım şartlar vardır. Bunlardan birisini
yapmazsa, kafir olur: Onu helal saymayacak, meşrulaştıracak şekilde
devamlı yapmayacak ve bu günahı işlediğinde kalbinde sıkıntı duyacak.)
Geri: Buyuk Gunahlar
HÜKMÜ ALTINDAKİLERİ ALDATAN, ZULMEDEN, SAHTEKAR HÜKÜMDAR
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"O yol, insanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere karşıdır. İşte can yakıcı azab onlaradır." (Şura: 42)
"Onlar
işledikleri kötülüklerden birbirlerini vaz geçirmeye çalışmazlardı.
Gerçektende yapmakta devam ettikleri bu hal ne kötü idi." (Maide: 79)
işledikleri kötülüklerden birbirlerini vaz geçirmeye çalışmazlardı.
Gerçektende yapmakta devam ettikleri bu hal ne kötü idi." (Maide: 79)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
Hepiniz birer çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz. (Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi)
Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Tirmizi)
Kıyamet günü zulmedenler için çok karanlık olacaktır. (Buhari, Müslim)
"İdare ettiği kimseleri aldatan idareci cehennemdedir." (Taberani)
"Allah
birilerinin idaresini bir kimseye verir de kendilerini nasihat ve iyi
muamelesiyle kuşatmazsa, Allah ona cenneti haram kılar."
birilerinin idaresini bir kimseye verir de kendilerini nasihat ve iyi
muamelesiyle kuşatmazsa, Allah ona cenneti haram kılar."
Hadisin başka bir rivayetinde ise:
"İdare ettiği kimseleri aldatmış olarak öldüğü takdirde Allah ona cenneti haram kılar" buyurulur.
Bir başka rivayeti ise şöyledir:
"O kişi, cennetin kokusunu dahi alamaz." (Buhari, Müslim)
"On
kişiye amirlik yapmış kimse yok ki, kıyamet günü mahşere eli boynuna
bağlı olarak getirilmesin. Daha sonra onu ya adaleti kurtarır, ya da
zulmü kendisini helak eder." (Bezzar, Taberani) (Münziri Tergib ve
Terhib'inde zikretmiş ve sahih olduğunu belirtmiştir.)
kişiye amirlik yapmış kimse yok ki, kıyamet günü mahşere eli boynuna
bağlı olarak getirilmesin. Daha sonra onu ya adaleti kurtarır, ya da
zulmü kendisini helak eder." (Bezzar, Taberani) (Münziri Tergib ve
Terhib'inde zikretmiş ve sahih olduğunu belirtmiştir.)
"Allah'ım!
Bu ümmetin bir işini yüklenip de ona merhamet edene sen de merhamet et.
Ona zorluk çektirene sen de zorluk çektir." (Müslim)
Bu ümmetin bir işini yüklenip de ona merhamet edene sen de merhamet et.
Ona zorluk çektirene sen de zorluk çektir." (Müslim)
"Benden
sonra zalim ve fasık idareciler gelecektir. Onların yalanlarını
doğrulayan ve zulümlerini destek olan benden değil, ben de ondan değilim
ve onlar Kevser havzına da ulaşamayacaktır." (Hakim ve Zehebi rivayet
etmiş ve bu hadis için sahih demişlerdir.)
sonra zalim ve fasık idareciler gelecektir. Onların yalanlarını
doğrulayan ve zulümlerini destek olan benden değil, ben de ondan değilim
ve onlar Kevser havzına da ulaşamayacaktır." (Hakim ve Zehebi rivayet
etmiş ve bu hadis için sahih demişlerdir.)
"Günah
işleyenlerden daha fazla ve daha kuvvetli olmalarına rağmen günah
işleyenlere karşı gelip onları değiştirmeyenlere Allah, günah
işleyenlerle azab eder." (Tirmizi, Ebu Davut) (İbn-i Hacer Askalani Tehbiz'ül Tehzib adlı eserinde rivayet etti ve bu hadise sahih dedi.)
işleyenlerden daha fazla ve daha kuvvetli olmalarına rağmen günah
işleyenlere karşı gelip onları değiştirmeyenlere Allah, günah
işleyenlerle azab eder." (Tirmizi, Ebu Davut) (İbn-i Hacer Askalani Tehbiz'ül Tehzib adlı eserinde rivayet etti ve bu hadise sahih dedi.)
Abdullah b. Mes'ud (r.a)'den: Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Nefsim
elinde olan Allah'a yemin edirim ki, iyiliği emredip kötülükten
nehyetmedikçe, kötülük yapanlara kötülüklerini zorla bıraktırmakdıkça ve
hakkı uygulamaya zorlamadıkça, Allah kişilerin kalplerini mühürler ve
Meryem oğlu İsa ve Davud (a.s) diliyle İsrail oğullarına lanet ettiği
gibi onlara da lanet eder." (Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace) (İbn-i Hacer Heytemi bu hadisi rivayet edenler güvenilir kişilerdir demiştir.)
elinde olan Allah'a yemin edirim ki, iyiliği emredip kötülükten
nehyetmedikçe, kötülük yapanlara kötülüklerini zorla bıraktırmakdıkça ve
hakkı uygulamaya zorlamadıkça, Allah kişilerin kalplerini mühürler ve
Meryem oğlu İsa ve Davud (a.s) diliyle İsrail oğullarına lanet ettiği
gibi onlara da lanet eder." (Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace) (İbn-i Hacer Heytemi bu hadisi rivayet edenler güvenilir kişilerdir demiştir.)
"Ümmetim
içinde benim şefaatime hak etmeyecek iki çeşit insan vardır. Bunlar;
zalim ve aldatan hükümdar ile dinde aşırılık yaparak mü'minlerin
aleyhlerine şehadet edip onlardan uzak olan kişi."
(Taberani) zayıf hadistir. (İbn-i Mübarekte rivayet etmiş ve Bu
hadisin senedinde Men'i isminde bilinmeyen bir kişi vardır." demiştir.)
içinde benim şefaatime hak etmeyecek iki çeşit insan vardır. Bunlar;
zalim ve aldatan hükümdar ile dinde aşırılık yaparak mü'minlerin
aleyhlerine şehadet edip onlardan uzak olan kişi."
(Taberani) zayıf hadistir. (İbn-i Mübarekte rivayet etmiş ve Bu
hadisin senedinde Men'i isminde bilinmeyen bir kişi vardır." demiştir.)
"Kıyamet gününde insanlarının şiddetli azaba uğratılacak olanları zalim hükümdarlardır." (Ebu Ya'la Taberani Evsat'ında Ebu Naim Hilyesinde rivayet etmişlerdir.)
"Ey
insanlar! Allah'ın sizin dualarınızı geri çevireceği, tevbe ve
istiğfarlarınızı kabul etmeyeceği o gün gelmeden iyiliği emredip,
kötülüğü men ediniz. Çünkü Allah, yahudi hahamları ve hristiyan
papazları iyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı terkettikleri
için, rasulleri vasıtasıyla onlara lanet etti ve onların hepsine , bir
bela verdi." (İsbahani) (Tergib ve Terhib'te Münziri rivayet etti ve hadisin zayıf olduğunu zikretti.)
insanlar! Allah'ın sizin dualarınızı geri çevireceği, tevbe ve
istiğfarlarınızı kabul etmeyeceği o gün gelmeden iyiliği emredip,
kötülüğü men ediniz. Çünkü Allah, yahudi hahamları ve hristiyan
papazları iyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı terkettikleri
için, rasulleri vasıtasıyla onlara lanet etti ve onların hepsine , bir
bela verdi." (İsbahani) (Tergib ve Terhib'te Münziri rivayet etti ve hadisin zayıf olduğunu zikretti.)
"Kim bu dinde olmayan birşeyi icad ederse onun yaptığı merduttur (Kabul edilmeyecektir.)" (Buhari-Müslim)
"Merhamet etmeyene merhamet edilmez." (Buhari, Müslim)
Allah insanlara merhamet etmeyene merhamet etmez. (Buhari-Müslim)
"Müslümanlara
emir olarak tayin edilen kişi, onlar için ihlaslı olarak çalışmazsa ve
onlar için nasihatta bulunmazsa Allah onu cennete sokmaz." (Buhari,
Müslim)
emir olarak tayin edilen kişi, onlar için ihlaslı olarak çalışmazsa ve
onlar için nasihatta bulunmazsa Allah onu cennete sokmaz." (Buhari,
Müslim)
"Müslümünlara
emir olarak tayin edilen kişi müslümanların ihtiyaçlarını gidermediği
halde yalnız kendi ihtiyacını giderirse, müslümanların fakirliğini
gidermediği halde sadece kendi fakirliğini giderirse Allah kıyamet
gününde onun ihtiyacını gidermez." (Ebu Davud Tirmizi)
emir olarak tayin edilen kişi müslümanların ihtiyaçlarını gidermediği
halde yalnız kendi ihtiyacını giderirse, müslümanların fakirliğini
gidermediği halde sadece kendi fakirliğini giderirse Allah kıyamet
gününde onun ihtiyacını gidermez." (Ebu Davud Tirmizi)
Allah adil hükümdarı kendi gölgesinden başka gölgenin bulunmadığı mahşer gününde gölgelendirecektir. (Buhari, Müslim, Nesei)
Adil
olan kişiler, nurdan minberler üzerine otururlar. Onlar verdikleri
hüküm ve kararlarda ehli ve yönettikleri kimseler hakkında adil
davranırlar. (Müslim, Nesei, Ahmed)
olan kişiler, nurdan minberler üzerine otururlar. Onlar verdikleri
hüküm ve kararlarda ehli ve yönettikleri kimseler hakkında adil
davranırlar. (Müslim, Nesei, Ahmed)
"Sizin
imamlarınızın en kötüsü sizin onu sevmediğiniz onun da sizi sevmediği,
sizin ona lanet ettiğiniz ve onun da size lanet edenidir." Sahabeler:
"Ya Rasulullah! Onlara karşı gelelim mi?" Rasullullah bunun üzerine
şöyle buyurdu: "Namaz kıldıkları müddetçe hayır." (Müslim)
imamlarınızın en kötüsü sizin onu sevmediğiniz onun da sizi sevmediği,
sizin ona lanet ettiğiniz ve onun da size lanet edenidir." Sahabeler:
"Ya Rasulullah! Onlara karşı gelelim mi?" Rasullullah bunun üzerine
şöyle buyurdu: "Namaz kıldıkları müddetçe hayır." (Müslim)
Allah
zalim için mühlet verir. Ama bir tuttumu bir daha bırakmaz. Sonra şu
ayeti okudu: Allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca böyle
yakalar, yakalaması da şiddetli ve elimdir. (Hud:102) (Buhari, Müslim)
zalim için mühlet verir. Ama bir tuttumu bir daha bırakmaz. Sonra şu
ayeti okudu: Allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca böyle
yakalar, yakalaması da şiddetli ve elimdir. (Hud:102) (Buhari, Müslim)
Rasulullah (s.a.s) Muaz b. Cebel'i yemen'e yolladığı zaman şöyle buyurmuştur:
"Mallarının
iyisini almaktan sakın. Mazlum kimselerin bedduasından kork. Allah ile
mazlumun duası arasında hiçbir engel yoktur." (Buhari, Müslim)
iyisini almaktan sakın. Mazlum kimselerin bedduasından kork. Allah ile
mazlumun duası arasında hiçbir engel yoktur." (Buhari, Müslim)
"İmamların en şerlisi insanların hakkını yiyen imamlardır." (Müslim, Ahmed)
Rasulullah (s.a.v): "Allah kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz" hadisinde yalancı hükümdarı da zikretmiştir.
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Bu
ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen
kimseler veririz. İyi sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır."
(Kasas: 83)
ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen
kimseler veririz. İyi sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır."
(Kasas: 83)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Sizler
amirliğe ve idareciliğe çok istekli olacaksınız. Ancak bu isteğiniz
kıyamet gününde pişmanlık kaynağınız olacaktır." (Buhari)
amirliğe ve idareciliğe çok istekli olacaksınız. Ancak bu isteğiniz
kıyamet gününde pişmanlık kaynağınız olacaktır." (Buhari)
"Emirlik isteyen ve bu hususta çaba harcayana emirlik vermeyiz." (Buhari, Müslim)
"Ya
Ka'b b. Ucra! Allah seni sefihlerin idaresinden korusun., Onlar benden
sonra gelip benim dinime ve sünnetime bağlı kalmayan idarecilerdir."
(Hakim rivayet etti ve bu hadis için sahih dedi.)
Ka'b b. Ucra! Allah seni sefihlerin idaresinden korusun., Onlar benden
sonra gelip benim dinime ve sünnetime bağlı kalmayan idarecilerdir."
(Hakim rivayet etti ve bu hadis için sahih dedi.)
"Üç
kişinin duası muhakkak kabul edilir. Mazlumun bedduası, yolcunun duası
ve babanın çocuklarına olan duası." (İbn-i Mace sahih senedle rivayet
etmiştir.)
kişinin duası muhakkak kabul edilir. Mazlumun bedduası, yolcunun duası
ve babanın çocuklarına olan duası." (İbn-i Mace sahih senedle rivayet
etmiştir.)
Geri: Buyuk Gunahlar
ADAM ÖLDÜRMEK
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
Kim
bir mümini bilerek öldürürse onun cezası içinde ebedi kalmak üzere
cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lanet etmiş ve ona çok büyük bir
azab hazırlamıştır. (Nisa: 93)
bir mümini bilerek öldürürse onun cezası içinde ebedi kalmak üzere
cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lanet etmiş ve ona çok büyük bir
azab hazırlamıştır. (Nisa: 93)
(Kişi
haram olduğuna inandığı halde, mümin bir kişiyi haksız yere öldürürse
cehennemde uzun bir müddet kalacaktır, sonsuza kadar kalmayacaktır.
Ancak helal olduğuna inanarak bir mümini haksız yere öldürürse o zaman
cehennemde ebedi olarak kalacaktır. Bu konunun böyle olduğu hakkında
alimler arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir.)
haram olduğuna inandığı halde, mümin bir kişiyi haksız yere öldürürse
cehennemde uzun bir müddet kalacaktır, sonsuza kadar kalmayacaktır.
Ancak helal olduğuna inanarak bir mümini haksız yere öldürürse o zaman
cehennemde ebedi olarak kalacaktır. Bu konunun böyle olduğu hakkında
alimler arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir.)
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
Onlar
ki, Allahla beraber başka bir ilaha ibadet etmezler. Allahın haram
kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Kim bunlardan birini
yaparsa ceza görür. Kıyamet günü de azabı kat kat olur ve azabın içinde
hor ve ebedi bırakılır. Ancak tevbe edip iman ederek salih amel işleyen
kimseler müstesnadır. İşte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere
çevirir. Allah Gafur ve Rahimdir. (Furkan: 68-70)
ki, Allahla beraber başka bir ilaha ibadet etmezler. Allahın haram
kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Kim bunlardan birini
yaparsa ceza görür. Kıyamet günü de azabı kat kat olur ve azabın içinde
hor ve ebedi bırakılır. Ancak tevbe edip iman ederek salih amel işleyen
kimseler müstesnadır. İşte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere
çevirir. Allah Gafur ve Rahimdir. (Furkan: 68-70)
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
Kim
bir canı bir can karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde fitne çıkarmak
için öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur ve kim onu
kurtarırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. (Maide: 32)
bir canı bir can karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde fitne çıkarmak
için öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur ve kim onu
kurtarırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. (Maide: 32)
Diri diri gömülen kızın hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman. (Tekvir: 8-9)
Rasulullah
(s.a.s) : Helak edici yedi günahtan sakının dediği hadisi şerifinde;
Allahın haram kıldığı cana haksız yere kıymayı bu günahlardan birisi
olarak belirtmiştir.
(s.a.s) : Helak edici yedi günahtan sakının dediği hadisi şerifinde;
Allahın haram kıldığı cana haksız yere kıymayı bu günahlardan birisi
olarak belirtmiştir.
Bir
defasında: Ya Rasulullah! Allah katında günahların en büyügü
hangisidir? diye sorulduğunda Rasulullah (s.a.s) şu cevabı verdi:
defasında: Ya Rasulullah! Allah katında günahların en büyügü
hangisidir? diye sorulduğunda Rasulullah (s.a.s) şu cevabı verdi:
Allah seni yarattığı halde ona herhangi bir şeyi denk tutmandır." Sonra hangisinin daha büyük günah olduğu sorulduğunda:
Seninle yemek yemesinden korktuğun için çocuğunu öldürmendir. buyurdu. Sonra hangisidir, denildiğinde:
Komşunun hanımıyla zina etmendir. buyurdu
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, Ebu Davud, Ahmed)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
İki müslüman kılıçlarıyla vuruştukları zaman öldüren de öldürülen de cehennemdedir. Sahabeler bunun üzerine:
Ya
Rasulullah! şu öldürenin cehennemde olduğunu anladık da, ya öldürülene
ne oluyor? Onun suçu ne? dediler. Rasulullah (s.a.s): Çünkü o da
müslüman kardeşini öldürmeye azimliydi. buyurdu. (Buhari, Müslim)
Rasulullah! şu öldürenin cehennemde olduğunu anladık da, ya öldürülene
ne oluyor? Onun suçu ne? dediler. Rasulullah (s.a.s): Çünkü o da
müslüman kardeşini öldürmeye azimliydi. buyurdu. (Buhari, Müslim)
"Bir insan kendisine haram olan kanı dökmediği müddetçe, dini yönden emniyet içersindedir. (Buhari, Ahmed)
Benden sonra birbirinin boynunu vuran kafirlerin haline dönmeyin. (Buhari, Müslim)
İbn-i Beride babasından Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Bir müslümanı öldürmek, Allah (c.c)ın katında dünyanın zeval bulmasından daha büyüktür. (Nesei)
Kıyamet günü önce insanlar arasındaki kan davaları hükme bağlanır. (Buhari, Müslim, Nesei)
Abdullah b. Amrdan Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
Büyük günahlar; Allaha ortak koşmak, haksız yere adam öldürmek, ana-babaya eziyet etmek ve yalan yere yemin etmektir. (Buhari, Ahmed)
Ukbe b. Malikden, Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
Allah (c.c) mümini haksız yere öldüreni cennetine sokmaz. Rasulullah bu sözü üç kere söylemiştir. (Ahmet)
(Zehebi bu hadis için Müslimin şartlarına göre sahihtir, dedi.)
Haksız
yere öldürülen hiçbir insan yoktur ki Ademin ilk oğluna bundan bir pay
düşmesin. Çünkü, o öldürme işini ilk kez başlatan kişidir. (Buhari, Müslim)
yere öldürülen hiçbir insan yoktur ki Ademin ilk oğluna bundan bir pay
düşmesin. Çünkü, o öldürme işini ilk kez başlatan kişidir. (Buhari, Müslim)
İbn-i Ömer (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
Müslümanlarla
arasında anlaşma bulunan bir kişiyi haksız yere öldüren kimse cennetin
kokusunu dahi hissedemeyecektir. Halbuki cennetin kokusu kırk yıllık
mesafeden rahatlıkla hissedilir. (Buhari, Nesei, İbn-i Mace, Ahmed)
arasında anlaşma bulunan bir kişiyi haksız yere öldüren kimse cennetin
kokusunu dahi hissedemeyecektir. Halbuki cennetin kokusu kırk yıllık
mesafeden rahatlıkla hissedilir. (Buhari, Nesei, İbn-i Mace, Ahmed)
Ebu Hureyre (r.a)den Rasulullah (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
Allahın
ve Rasulullahın zimmetine sahip olan kimseyi haksız yere öldüren kişi,
Allahın ahdini bozmuş olur. Bu kişi cennetin kokusunu bile
duyamayacaktır. Halbuki cennetin kokusu kırk senelik mesafeden
rahatlıkla hissedilir. (Tirmizi rivayet etti ve hasen sahih dedi.)
ve Rasulullahın zimmetine sahip olan kimseyi haksız yere öldüren kişi,
Allahın ahdini bozmuş olur. Bu kişi cennetin kokusunu bile
duyamayacaktır. Halbuki cennetin kokusu kırk senelik mesafeden
rahatlıkla hissedilir. (Tirmizi rivayet etti ve hasen sahih dedi.)
Ebu Hureyre (r.a)dan, Rasululluh (s.a.s) şöyle buyurdu:
Bir kelime söylemek suretiyle dahi olsa bir mümini öldürülmesine katkıda bulunan kimse kıyamet gününde gözlerinin arasında Allahın rahmetinden umudunu kesmiştir yazılı olduğu halde Allaha kavuşur.
(Bu hadisin senedi zayıftır. Çünkü senedinde Yezid b. Ebi Ziyad adında mevzu hadis uyduran yalancı bir şahıs vardır.)
Muaviyeden, Rasululluh (s.a.s)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
Her
günahın Allahtan affı beklenebilir. Ancak kafir olarak ölen ile bir
müslümanı haksız yere öldüren kimselerin günahı hariçtir. (Ebu Davud,
Ahmed)
günahın Allahtan affı beklenebilir. Ancak kafir olarak ölen ile bir
müslümanı haksız yere öldüren kimselerin günahı hariçtir. (Ebu Davud,
Ahmed)
(Hakim ve Zehebi bu hadis için sahih dediler.)
Geri: Buyuk Gunahlar
HİYANET
Her
ne suretle olursa olsun hıyanet kötüdür. Fakat hıyanetin bazı çeşitleri
diğerlerinden daha kötüdür. Senin bir kuruşuna hıyanet edenle bütün
servetine hıyanet eden veya aile ve namusuna hıyanet eden elbette aynı
konumda değildir
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Allah'a, Rasulüne ve emanetlerinize bile bile hıyanet etmeyin." (Enfal: 27)
"Allah, hainlerin hilesini başarılı kılmaz." (Yusuf: 52)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
Emaneti
(güvenilirliği) olmayanın imanı, ahdinde durmayanın da dini yoktur.
(Ahmed sahih senetle Münziri Tergib ve Terhib, Bezzar ve Taberani)
(güvenilirliği) olmayanın imanı, ahdinde durmayanın da dini yoktur.
(Ahmed sahih senetle Münziri Tergib ve Terhib, Bezzar ve Taberani)
Münafığın
alametleri üçtür: Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde yerine
getirmez ve emanet verildiğinde hıyanet eder. (Buhari, Müslim)
alametleri üçtür: Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde yerine
getirmez ve emanet verildiğinde hıyanet eder. (Buhari, Müslim)
Her
ne suretle olursa olsun hıyanet kötüdür. Fakat hıyanetin bazı çeşitleri
diğerlerinden daha kötüdür. Senin bir kuruşuna hıyanet edenle bütün
servetine hıyanet eden veya aile ve namusuna hıyanet eden elbette aynı
konumda değildir
Geri: Buyuk Gunahlar
SİHİR
Küfür işlemeksizin kesinlikle sihirbaz olunmaz.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
Fakat insanlara sihri öğreten şeytanlar kafir oldular. (Bakara: 102)
Lanetlenmiş şeytanın, insanlara sihri öğretmek ve uygulatmaktaki amacı, onların Allaha şirk koşmasını sağlamaktır.
Allah (c.c) Harut ve Marut hakkında şöyle buyuruyor:
"Babil'de
Harut ve Marut denilen iki meleğe bir şey indirilmemiştir. Bu ikisi
"Biz sadece imtihan ediyoruz, sakın küfre girme" demedikçe kimseye
birşey öğretmezlerdi. Halbuki bu ikisinden koca ile karısının arasını
ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça kimseye
zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek faydalı olmayacak şeyler
öğreniyorlardı. Andolsun ki onu satın alanın ahiretten bir nasibi
olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şeyin ne
kötü olduğunu keşke bilselerdi." (Bakara: 102)
Harut ve Marut denilen iki meleğe bir şey indirilmemiştir. Bu ikisi
"Biz sadece imtihan ediyoruz, sakın küfre girme" demedikçe kimseye
birşey öğretmezlerdi. Halbuki bu ikisinden koca ile karısının arasını
ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça kimseye
zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek faydalı olmayacak şeyler
öğreniyorlardı. Andolsun ki onu satın alanın ahiretten bir nasibi
olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şeyin ne
kötü olduğunu keşke bilselerdi." (Bakara: 102)
Dalalete
düşen bir çok kimsenin sihir yapmanın küfür olduğunun farkına
varmadan, sihrin sadece haram olduğunu zannederek onu öğrenmeye ve
yapmaya çalıştığını görmekteyiz.
düşen bir çok kimsenin sihir yapmanın küfür olduğunun farkına
varmadan, sihrin sadece haram olduğunu zannederek onu öğrenmeye ve
yapmaya çalıştığını görmekteyiz.
Erkeği
karısına bağlamaya çalışmak ve kocayla karısını birbirine sevdirmek
için öğrenilen ve yapılan büyüler de sihirdir. Şirk ve dalalet teşkil
eden bir çok meçhul sözler de sihirden başka birşey değildir.
karısına bağlamaya çalışmak ve kocayla karısını birbirine sevdirmek
için öğrenilen ve yapılan büyüler de sihirdir. Şirk ve dalalet teşkil
eden bir çok meçhul sözler de sihirden başka birşey değildir.
Sihirbazın cezası ölümdür. Çünkü sihir, Allah (c.c)'ı inkar ve kişinin kendisini Allah'a benzetmeye çalışmasıdır.
Rasulullah
(s.a.s) helak edici yedi günahtan bahsederken, aralarında sihri de
zikretmiştir. Onun için kişi sihir yapmaktan sakınmalı, Allah (c.c)'dan
korkmalı ve sihirden ötürü dünyasını ve ahiretini mahvetmemelidir.
(s.a.s) helak edici yedi günahtan bahsederken, aralarında sihri de
zikretmiştir. Onun için kişi sihir yapmaktan sakınmalı, Allah (c.c)'dan
korkmalı ve sihirden ötürü dünyasını ve ahiretini mahvetmemelidir.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Sihirbazın
cezası kılıçla öldürülmektir." (Tirmizi rivayet etti ve bu hadisin
Rasulullah'tan değil de, sahabisi Cünbüp b. Abdullah'tan mevkuf olarak
rivayet edildiğini belirtmiştir.)
cezası kılıçla öldürülmektir." (Tirmizi rivayet etti ve bu hadisin
Rasulullah'tan değil de, sahabisi Cünbüp b. Abdullah'tan mevkuf olarak
rivayet edildiğini belirtmiştir.)
Becale b. Abede şöyle demiştir:
"Vefatından
bir sene önce Hz. Ömer (r.a)'den bize bir mektup gelmişti. Mektubunda
sihirbaz erkek ve kadınların öldürülmesini emrediyordu." (Ahmed)
bir sene önce Hz. Ömer (r.a)'den bize bir mektup gelmişti. Mektubunda
sihirbaz erkek ve kadınların öldürülmesini emrediyordu." (Ahmed)
Ebu Musa el-Eşari'den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Üç kişi cennete giremez: Ayyaş, akrabalık hakkını gözetmeyen ve sihirbaza inanandır." (Ahmed)
İbn-i Mes'ud (r.a)'den Rasullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Ruk'a, Temaim ve Tevle şirktir." (Ahmed, Ebu Davut, İbn-i Mace)
Ruk'a:
Muska ile veya tılsımlı söz ve şekillerle hastalıkları tedavi etmeye
çalışmaktır. Çok kere bu söz ve şekillerin manası anlaşılmaz.
Muska ile veya tılsımlı söz ve şekillerle hastalıkları tedavi etmeye
çalışmaktır. Çok kere bu söz ve şekillerin manası anlaşılmaz.
Temaim: Göz değmesinden korunmak amacıyla takılan boncuktur.
Tevle: Karısını kocasına sevdirmek için yapılan bir tür sihirdir.
Şurası
inkar edilemez bir gerçektir ki, halkın çoğunluğu tarafından büyük
günahlar bilinmemektedir. Tabii ki cahil halk bilmediği bu büyük
günahları farkında olmadan işlemektedir. İşte burada İslam alimlerine
çok büyük görevler düşmektedir. Bilhassa İslam dinine daha yeni girmiş,
uzun müddet şirk diyarlarında yaşamış ve İslam dili olan arapçayı
bilmeyen, bu günahları işleyen cahil halka karşı alimlerin yumuşak
davranmaları, onlara bu günahları ve İslamın diğer temel esaslarını
uygun bir şekilde öğretmeleri gerekmektedir.
inkar edilemez bir gerçektir ki, halkın çoğunluğu tarafından büyük
günahlar bilinmemektedir. Tabii ki cahil halk bilmediği bu büyük
günahları farkında olmadan işlemektedir. İşte burada İslam alimlerine
çok büyük görevler düşmektedir. Bilhassa İslam dinine daha yeni girmiş,
uzun müddet şirk diyarlarında yaşamış ve İslam dili olan arapçayı
bilmeyen, bu günahları işleyen cahil halka karşı alimlerin yumuşak
davranmaları, onlara bu günahları ve İslamın diğer temel esaslarını
uygun bir şekilde öğretmeleri gerekmektedir.
Öncelikle
bu kişilere La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah Kelime-i Tevhidi,
onların anladığı dilde delilleriyle açık olarak anlatılır ve öğrenmeleri
sağlanır. Daha sonra o kişiye imanın şartları, kişiyi şirke ve küfre
sokan amel ve sözler önem sırasına göre anlatılarak bu kişinin İslamın
bu temel esaslarını öğrenmesi sağlanır. Daha sonra şehadetin manası
arapça olarak anlayabildiği ve kavrayabildiği kadarıyla öğretilir ve
sonunda o şahsa islamın farzları teker teker öğretilir.
bu kişilere La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah Kelime-i Tevhidi,
onların anladığı dilde delilleriyle açık olarak anlatılır ve öğrenmeleri
sağlanır. Daha sonra o kişiye imanın şartları, kişiyi şirke ve küfre
sokan amel ve sözler önem sırasına göre anlatılarak bu kişinin İslamın
bu temel esaslarını öğrenmesi sağlanır. Daha sonra şehadetin manası
arapça olarak anlayabildiği ve kavrayabildiği kadarıyla öğretilir ve
sonunda o şahsa islamın farzları teker teker öğretilir.
Eğer
bu şahsa islamın bu temel esaslarını, şirki, küfrü, büyük günahları
öğretecek hiçbir kimse yoksa o kişi haliyle bilmediğinden ötürü şirke
düşebilir, büyük günahları işleyebilir. Belki bunları bilmediğinden
dolayı işlediğinden ötürü mazeretli sayılabilir. Çünkü Allah-u Te'âla
şöyle buyurmaktadır:
bu şahsa islamın bu temel esaslarını, şirki, küfrü, büyük günahları
öğretecek hiçbir kimse yoksa o kişi haliyle bilmediğinden ötürü şirke
düşebilir, büyük günahları işleyebilir. Belki bunları bilmediğinden
dolayı işlediğinden ötürü mazeretli sayılabilir. Çünkü Allah-u Te'âla
şöyle buyurmaktadır:
"Rasul göndermedikçe hiçbir kavme azab edici değiliz." (İsra: 15)
Tabii
ki bu kişinin Allah katında mazeretli olabilmesi; Allah'ın dinini,
şirki, küfrü, büyük günahları öğrenme hususunda bütün araştırma
imkanlarını kullandığı ve bu bilgileri elde etmek için bütün gayretini
sarfettiği halde bu gibi islami esasları öğrenemediği ve onlara
ulaşmadığı anda söz konusu olabilir. Mazeret ancak bu durumda söz konusu
olabilir. Zaten bunun aksi düşünülemez.
ki bu kişinin Allah katında mazeretli olabilmesi; Allah'ın dinini,
şirki, küfrü, büyük günahları öğrenme hususunda bütün araştırma
imkanlarını kullandığı ve bu bilgileri elde etmek için bütün gayretini
sarfettiği halde bu gibi islami esasları öğrenemediği ve onlara
ulaşmadığı anda söz konusu olabilir. Mazeret ancak bu durumda söz konusu
olabilir. Zaten bunun aksi düşünülemez.
Tarihi
bir gerçektir ki, Rasulullah (s.a.s)'e Allah katından herhangi bir
haram hükmü geldiğinde bu hüküm Habeşistan'da bulunan sahabelere ancak
bir ay sonra ulaşabiliyordu. Bu bir aylık süre zarfında Rasulullah ve
Mekke'deki diğer müslümanlarca haram kabul edilerek kaçınılan ve
işlenmeyen amel, Habeşistan'daki müslümanlar tarafından bilinmediğinden
dolayı belki işlenebiliyordu. Bu haram hükmü kendilerine ulaşmış
olmadığından o anda mazeretli olarak kabul ediliyorlardı. Tabi ki bu
haram hükmü kendilerine ulaşınca bu noktada kendileri için hiçbir
mazeretleri kalmıyordu.
bir gerçektir ki, Rasulullah (s.a.s)'e Allah katından herhangi bir
haram hükmü geldiğinde bu hüküm Habeşistan'da bulunan sahabelere ancak
bir ay sonra ulaşabiliyordu. Bu bir aylık süre zarfında Rasulullah ve
Mekke'deki diğer müslümanlarca haram kabul edilerek kaçınılan ve
işlenmeyen amel, Habeşistan'daki müslümanlar tarafından bilinmediğinden
dolayı belki işlenebiliyordu. Bu haram hükmü kendilerine ulaşmış
olmadığından o anda mazeretli olarak kabul ediliyorlardı. Tabi ki bu
haram hükmü kendilerine ulaşınca bu noktada kendileri için hiçbir
mazeretleri kalmıyordu.
(Allah-u
Te'âla hiç bir kimseye taşıyamacağı yükü yüklemez ve ondan dolayı da
kişiyi azaba çekmez. Çünkü Allah herkese taşıyabileceği kadarını
yüklemiş ve onları mükellef tutmuştur. Bütün araştırma, inceleme yolları
kullandığı ve öğrenmede bütün çabasını sarfettiği halde, şehadeti;
dolayısıyla iman ve şirki Allah'ın istediği şekilde öğrenemeyen ve
bundan dolayı da şirk bataklığına saplanan kişiler, bu
bilgisizliklerinden ötürü Allah katında mazaretli olabilirler. Allah-u
Te'âla'nın bu kişileri şirk işlemiş olmalarına rağmen affetme umudu
vardır. Ancak biz müslümanlar olarak herşey hakkında zahire göre hüküm
verdiğimizden şirkini gördüğümüz kişi hakkında belki Allah katında o
kişi mazeretli olabilir, müşrik ve ameline de şirk dememiz gerekir.
Te'âla hiç bir kimseye taşıyamacağı yükü yüklemez ve ondan dolayı da
kişiyi azaba çekmez. Çünkü Allah herkese taşıyabileceği kadarını
yüklemiş ve onları mükellef tutmuştur. Bütün araştırma, inceleme yolları
kullandığı ve öğrenmede bütün çabasını sarfettiği halde, şehadeti;
dolayısıyla iman ve şirki Allah'ın istediği şekilde öğrenemeyen ve
bundan dolayı da şirk bataklığına saplanan kişiler, bu
bilgisizliklerinden ötürü Allah katında mazaretli olabilirler. Allah-u
Te'âla'nın bu kişileri şirk işlemiş olmalarına rağmen affetme umudu
vardır. Ancak biz müslümanlar olarak herşey hakkında zahire göre hüküm
verdiğimizden şirkini gördüğümüz kişi hakkında belki Allah katında o
kişi mazeretli olabilir, müşrik ve ameline de şirk dememiz gerekir.
Aynı
şekilde, araştırmasına rağmen İslam'da açıklanan büyük günahları
bilemeyen ve onlara ulaşamayan kişi dünyada had gerektiren günahları
işlediğinde had tatbik edilmez, öğretilir, tekrar yaparsa had tatbik
edilir.
şekilde, araştırmasına rağmen İslam'da açıklanan büyük günahları
bilemeyen ve onlara ulaşamayan kişi dünyada had gerektiren günahları
işlediğinde had tatbik edilmez, öğretilir, tekrar yaparsa had tatbik
edilir.
Fakat
bilemediği ve ona ulaşamadığı için şirki işleyen ve büyük günahları
yapan kimsenin Allah katında mazeretli sayılabilmesi için kişinin
öncelikle bu konuları araştırması ve bu araştırmasına rağmen bunlara
ulaşmamış olması ve bu kişi ancak islam kaynaklarından uzaktan yakından
ilgisi bulunmayan toplumlardan ve bu kaynaklara hiçbir şekliyle
ulaşamayacak olan bir yerde olması gerekir. Fakat zamanımızda durum bu
şekilde değildir. Zira durum bunun tam aksidir. Çünkü her ne kadar
Kur'an ve sünnetle idare edilen, islam şeriatının uygulandığı bir islami
devlet bulunmasa da bu islami esaslara ulaşmak, onları kaynağından
bulmak, şehadeti, imanı, şirki, büyük günahları öğrenmek her zaman için
mümkündür. Fakat bütün bunlara rağmen öğrenmek için çabasını kullandığı
halde gene de bu hakikatlere ulaşamıyorsa Allah katında yine mazeretli
sayılabilir. Ancak bu kişilere delilleriyle beraber bu hakikatleri;
şirki, büyük günahları anlattığımız ve onlara bellettiğimiz halde onlar
tekrar eski amellerine dönerlerse bu sefer hem Allah katında ve hem de
insanlar katında bu kişi hiçbir şekliyle mazeretli bir kişi olarak kabul
edilmeyecektir.
bilemediği ve ona ulaşamadığı için şirki işleyen ve büyük günahları
yapan kimsenin Allah katında mazeretli sayılabilmesi için kişinin
öncelikle bu konuları araştırması ve bu araştırmasına rağmen bunlara
ulaşmamış olması ve bu kişi ancak islam kaynaklarından uzaktan yakından
ilgisi bulunmayan toplumlardan ve bu kaynaklara hiçbir şekliyle
ulaşamayacak olan bir yerde olması gerekir. Fakat zamanımızda durum bu
şekilde değildir. Zira durum bunun tam aksidir. Çünkü her ne kadar
Kur'an ve sünnetle idare edilen, islam şeriatının uygulandığı bir islami
devlet bulunmasa da bu islami esaslara ulaşmak, onları kaynağından
bulmak, şehadeti, imanı, şirki, büyük günahları öğrenmek her zaman için
mümkündür. Fakat bütün bunlara rağmen öğrenmek için çabasını kullandığı
halde gene de bu hakikatlere ulaşamıyorsa Allah katında yine mazeretli
sayılabilir. Ancak bu kişilere delilleriyle beraber bu hakikatleri;
şirki, büyük günahları anlattığımız ve onlara bellettiğimiz halde onlar
tekrar eski amellerine dönerlerse bu sefer hem Allah katında ve hem de
insanlar katında bu kişi hiçbir şekliyle mazeretli bir kişi olarak kabul
edilmeyecektir.
Fakat
şurası unutulmamalıdır ki kişi her ne kadar araştırırsa araştırsın
hakikati bulamayıp şirk koşuyorsa zahire göre hüküm verdiğimizden dolayı
bu kişiyi zahirde gördüğümüz amellerine göre değerlendirir ve ona
müşrik deriz. Cennetlik veya cehennemlik olduğu hususunu ise Allah'a
havele ederiz. )
şurası unutulmamalıdır ki kişi her ne kadar araştırırsa araştırsın
hakikati bulamayıp şirk koşuyorsa zahire göre hüküm verdiğimizden dolayı
bu kişiyi zahirde gördüğümüz amellerine göre değerlendirir ve ona
müşrik deriz. Cennetlik veya cehennemlik olduğu hususunu ise Allah'a
havele ederiz. )
Geri: Buyuk Gunahlar
İLMİ GİZLEMEK VE DÜNYA İÇİN ÖĞRENMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Kulları içinde ancak alimler Allah'tan korkar." (Fatır: 28)
"Gerçekten
indirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu kitabda insanlara açıkladıktan
sonra gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem de
lanet edebilenler lanet eder." (Bakara: 159)
indirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu kitabda insanlara açıkladıktan
sonra gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem de
lanet edebilenler lanet eder." (Bakara: 159)
"Gerçekten,
Allah'ın indirdiği kitabdan bir şeyi gizleyen onu az bir değere
değişenler var ya onların karınlarına tıkadıkları ancak ateştir. Allah
kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arıtmaz. Onlara elem verici azab
vardır." (Bakara: 174)
Allah'ın indirdiği kitabdan bir şeyi gizleyen onu az bir değere
değişenler var ya onların karınlarına tıkadıkları ancak ateştir. Allah
kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arıtmaz. Onlara elem verici azab
vardır." (Bakara: 174)
"Allah,
Kitab verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksızınız ve
gizlemeyeceksiniz diye ahit almıştır. Onlar ise, onu arkalarına atıp az
bir değere değiştiler. Alışverişleri ne kötüdür." (Al-i İmran: 187)
Kitab verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksızınız ve
gizlemeyeceksiniz diye ahit almıştır. Onlar ise, onu arkalarına atıp az
bir değere değiştiler. Alışverişleri ne kötüdür." (Al-i İmran: 187)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:
"Kendisiyle
Allah'ın rızası istenilen bir ilmi (sadece) dünyada elde edeceği
herhangi birşey için öğrenen kimse cennetin kokusunu bile hissedemez."
(Ebu Davud sahih senetle, İbn-i Mace)
Allah'ın rızası istenilen bir ilmi (sadece) dünyada elde edeceği
herhangi birşey için öğrenen kimse cennetin kokusunu bile hissedemez."
(Ebu Davud sahih senetle, İbn-i Mace)
Daha
önce geçen cehenneme yüz üstü sürülecek oanlarla ilgili Ebu Hureyre
(r.a)'nün hadisinde bu kişiler arasında "kendisine alim denilsin diye
ilim öğrenen" kişi de zikredilmişti.
önce geçen cehenneme yüz üstü sürülecek oanlarla ilgili Ebu Hureyre
(r.a)'nün hadisinde bu kişiler arasında "kendisine alim denilsin diye
ilim öğrenen" kişi de zikredilmişti.
Cabir (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
"Alimlere
karşı kibirlenmek, cahillerle münakaşa etmek ve halk arasında bir makam
kazanmak için ilim öğrenen kişiye ateş (cehennem) vardır." (Tirmizi-İbn
Mace-Beyhaki-Hakim)
karşı kibirlenmek, cahillerle münakaşa etmek ve halk arasında bir makam
kazanmak için ilim öğrenen kişiye ateş (cehennem) vardır." (Tirmizi-İbn
Mace-Beyhaki-Hakim)
Kendisine birşey sorulup da onu gizleyen kimse kıyamette ateşten bir gemle gemlenir." (Tirmizi ,Ebu Davud)
"İlmi
gizleyen kimseyi Allah kıyamet gününde ateşten bir gemle gemler."
(Hakim ve Zehebi rivayet etti ve Buhari ve Müslim'in şartlarına göre
sahihtir dediler.)
gizleyen kimseyi Allah kıyamet gününde ateşten bir gemle gemler."
(Hakim ve Zehebi rivayet etti ve Buhari ve Müslim'in şartlarına göre
sahihtir dediler.)
"Allah'ım! Faydası olmayan ilimden sana sığınırım." (Tirmizi-Nesei)
"İlmi
Allah'tan başkası için veya onunla Allah'tan başkasını kastederek
öğrenen ateşte olan yerine hazırlansın." (Tirmizi rivayet etti ve hasen
hadis)
Allah'tan başkası için veya onunla Allah'tan başkasını kastederek
öğrenen ateşte olan yerine hazırlansın." (Tirmizi rivayet etti ve hasen
hadis)
İbn-i Mesud (r.a) şöyle dedi:
"İlmi öğrenen kimse öğrendiğiyle amel etmezse o ilim sadece onun kibrini artırır."
Ebu Umame (r.a)'den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet
gününde, ilmini kötü yönde kullanmış olan bir alim getirilip cehenneme
atılır ve değirmen çeken merkep gibi döner. Kendisine: "Biz senin
vesilenle hidayeti bulduk. Bu karşılaştığın durumun sebebi nedir?" diye
sorulunca "Size yapmayın dediğim şeyleri ben kendim yapardım" diye cevap
verir." (Buhari, Müslim, Ahmed)
gününde, ilmini kötü yönde kullanmış olan bir alim getirilip cehenneme
atılır ve değirmen çeken merkep gibi döner. Kendisine: "Biz senin
vesilenle hidayeti bulduk. Bu karşılaştığın durumun sebebi nedir?" diye
sorulunca "Size yapmayın dediğim şeyleri ben kendim yapardım" diye cevap
verir." (Buhari, Müslim, Ahmed)
Hilal b. A'la şöyle demiştir:
"İlim
tahsil etmek zor, onu ezberlemek, unutmamak, bundan daha zor, onunla
amel etmek ise ondan, daha zor, fakat onun maddi ve manevi külfetine
katlanmak hepsinden daha zordur.
tahsil etmek zor, onu ezberlemek, unutmamak, bundan daha zor, onunla
amel etmek ise ondan, daha zor, fakat onun maddi ve manevi külfetine
katlanmak hepsinden daha zordur.
(Halkın kendisinden islamı
öğrendiği ve bununla ilgili sorular sorduğu alimlerin akide ve helal
haram konusundaki gerçekleri bir takım nedenlerden ötürü fertlere
anlatmayıp bunları bazı dünyalık menfaatlerden ötürü onlardan gizlemesi,
onları islam milletinden çıkaran bir küfür ameldir.)
öğrendiği ve bununla ilgili sorular sorduğu alimlerin akide ve helal
haram konusundaki gerçekleri bir takım nedenlerden ötürü fertlere
anlatmayıp bunları bazı dünyalık menfaatlerden ötürü onlardan gizlemesi,
onları islam milletinden çıkaran bir küfür ameldir.)
Geri: Buyuk Gunahlar
FAİZ YEMEK
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Ey
inananlar! Allah'tan sakının, inanmışsanız faizden arta kalan hesaptan
vazgeçin. Böyle yapmazsanız, bunun Allah'a ve Rasulüne karşı açılmış bir
savaş olduğunu bilin." (Bakara: 278-279)
inananlar! Allah'tan sakının, inanmışsanız faizden arta kalan hesaptan
vazgeçin. Böyle yapmazsanız, bunun Allah'a ve Rasulüne karşı açılmış bir
savaş olduğunu bilin." (Bakara: 278-279)
"Faiz
yiyenler, ancak kendilerine şeytan çarpmış kimse gibi (kabirlerinden)
kalkarlar. Bu onların: "Alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir.
Halbuki Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kim Rabbinden
kendine bir öğüt gelip de (faizden) vazgeçerse, geçmişi Allah'a aittir.
Kim de tekrar ona dönerse onlar ateşin ehlidir. Onlar orada ebedi
kalıcıdırlar." (Bakara: 275)
yiyenler, ancak kendilerine şeytan çarpmış kimse gibi (kabirlerinden)
kalkarlar. Bu onların: "Alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir.
Halbuki Allah alış verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kim Rabbinden
kendine bir öğüt gelip de (faizden) vazgeçerse, geçmişi Allah'a aittir.
Kim de tekrar ona dönerse onlar ateşin ehlidir. Onlar orada ebedi
kalıcıdırlar." (Bakara: 275)
İşte
bu ayet, kendisini ulaşan bu emirden sonra tekrar faize dönenlerin
ateşte ebedi olarak kalacaklarına dair şiddetli bir tehdittir. Allah'tan
başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.
bu ayet, kendisini ulaşan bu emirden sonra tekrar faize dönenlerin
ateşte ebedi olarak kalacaklarına dair şiddetli bir tehdittir. Allah'tan
başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
Helak
edici yedi büyük günahtan sakının. Orada bulunan sahabeler: "Bu
günahlar hangileridir?" diye sorunca Rasulullah (s.a.s) şöyle cevap
verdi:
edici yedi büyük günahtan sakının. Orada bulunan sahabeler: "Bu
günahlar hangileridir?" diye sorunca Rasulullah (s.a.s) şöyle cevap
verdi:
Allah'a
şirk koşmak, sihir, Alah'ın haram kıldığı bir nefsi haksız yere
öldürmek, faizi yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak,
namuslu ve yapılanlardan habersiz mü'min kadınlara zina iftirasında
bulunmaktır. (Buhari, Müslim)
şirk koşmak, sihir, Alah'ın haram kıldığı bir nefsi haksız yere
öldürmek, faizi yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak,
namuslu ve yapılanlardan habersiz mü'min kadınlara zina iftirasında
bulunmaktır. (Buhari, Müslim)
"Allah, faiz yiyene de, vekiline de lanet etmiştir." (Müslim)
"Allah faiz yiyene, vekiline, ona şahit olan iki kişiye ve onu yazana da lanet etmiştir." (Tirmizi, sahih senetle rivayet etmiştir.)
"Faiz
olduğunu bildiği halde, faizi yiyen, ona vekillik yapan ve yazan
kıyamet gününde, Muhammed (s.a.v)'in diliyle lanetlenmiştir." (Nesei)
olduğunu bildiği halde, faizi yiyen, ona vekillik yapan ve yazan
kıyamet gününde, Muhammed (s.a.v)'in diliyle lanetlenmiştir." (Nesei)
Geri: Buyuk Gunahlar
HAKSIZ YERE YETİM MALI YEMEK
Allah-u Te'âla şöyle buyuruyor:
"Yetimlerin malını haksız olarak yiyenler ancak karınlarını ateşle doldururlar. Ve onlar çılgın ateşe gireceklerdir." (Nisa: 10)
"Yetim malına, o ergenlik çağına erişinceye kadar en iyi yoldan başka bir şekilde yaklaşmayın." (En'am: 152)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Helak edici yedi şeyden sakınınız....." hadisinde yetim malını yemeyi de zikretmiştir.
Fakir
olan yetim velilerinin, yetimin malından bilinen miktarda yemesinde bir
sakınca yoktur. Bilinen miktardan fazlasını yemek ise haramdır. Bilinen
miktar, kötü niyetli olmayan bilgili mü'minler tarafından tayin edilir.
olan yetim velilerinin, yetimin malından bilinen miktarda yemesinde bir
sakınca yoktur. Bilinen miktardan fazlasını yemek ise haramdır. Bilinen
miktar, kötü niyetli olmayan bilgili mü'minler tarafından tayin edilir.
Geri: Buyuk Gunahlar
RASULULLAH (SAV)'İN SÖYLEMEDİĞİ SÖZÜ ONA İSNAD ETMEK
Bazı
alimler, Rasulullah (s.a.s)'in söylemediği bir sözü ona isnad eden
kimseyi kafir olarak görmüşlerdir. Şüphesiz bütün alimlere göre; helalı
haram, haramı helal yapacak şekilde bilerek Rasulullah (s.a.s)'in
söylemediği sözü ona isnad etmek İslam milletinden çıkartan açık bir
küfürdür. Fakat bunun dışında bir niyetle yapılırsa bu konuda alimler
arasında ihtilafa söz konusudur. Ona küfür diyenler olduğu gibi büyük
günah diyenler de vardır.
alimler, Rasulullah (s.a.s)'in söylemediği bir sözü ona isnad eden
kimseyi kafir olarak görmüşlerdir. Şüphesiz bütün alimlere göre; helalı
haram, haramı helal yapacak şekilde bilerek Rasulullah (s.a.s)'in
söylemediği sözü ona isnad etmek İslam milletinden çıkartan açık bir
küfürdür. Fakat bunun dışında bir niyetle yapılırsa bu konuda alimler
arasında ihtilafa söz konusudur. Ona küfür diyenler olduğu gibi büyük
günah diyenler de vardır.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Benim
adıma yalan söylemek başkasının adına yalan söylemeye benzemez. Bana
kasden yalan nisbet eden cehennemdeki yerine otursun." (Buhari, Müslim)
adıma yalan söylemek başkasının adına yalan söylemeye benzemez. Bana
kasden yalan nisbet eden cehennemdeki yerine otursun." (Buhari, Müslim)
"Mü'min her ahlak üzerine yaratılabilir. Lakin hıyanet ve yalan üzerine asla." (Ahmed)
"Mevzu
(yani uydurma hadis) olduğunu bildiği halde ona sahih diye nakleden
kişi o hadisi uydurmuş olanlar gibidir." (Müslim, Tirmizi, İbn-i Mace)
(yani uydurma hadis) olduğunu bildiği halde ona sahih diye nakleden
kişi o hadisi uydurmuş olanlar gibidir." (Müslim, Tirmizi, İbn-i Mace)
Bu hadise göre mevzu hadisi rivayet etmek caiz değildir.
Geri: Buyuk Gunahlar
ÖZÜRSÜZ OLDUĞU HALDE RAMAZAN ORUCU TUTMAMAK
Rasulullah (scv) şöyle buyurmuştur:
"Kim mazeretsiz olarak Ramazandan birgün oruç yerse, ebediyen oruç tutsa da onu (hakkıyla) kaza etmiş olamaz." (Tirmizi, Ebu Davut) (İmam Zehebi bu hadis için sahih değildir demiştir.)
"Bir
vakit namazdan diğerine kadar geçen süre, cuma namazından diğer cuma
namazına kadar geçen süre, bir Ramazan ayından diğerine kadar geçen
süre, kişiyi büyük günahların haricinde diğerleri için keffarettir." (Müslim, Tirmizi)
vakit namazdan diğerine kadar geçen süre, cuma namazından diğer cuma
namazına kadar geçen süre, bir Ramazan ayından diğerine kadar geçen
süre, kişiyi büyük günahların haricinde diğerleri için keffarettir." (Müslim, Tirmizi)
"İslam
beş temel üzerine kurulmuştur. Allah'tan başka ibadete layık ilah
bulunmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet
etmek, namazı kılmak, zekatı vermek, ramazan orucunu tutmak ve hacca
gitmek." (Buhari, Müslim)
beş temel üzerine kurulmuştur. Allah'tan başka ibadete layık ilah
bulunmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet
etmek, namazı kılmak, zekatı vermek, ramazan orucunu tutmak ve hacca
gitmek." (Buhari, Müslim)
İbn-i
Abbas (r.a) şöyle demiştir. "İslam'ın kulpları ve dinin esasları üçtür.
Allah'tan başka ibadete layık ilah bulunmadığına şehadet etmek, namaz
ve oruç. Bunlardan bir tanesini terkeden kimse kafir olur."
Abbas (r.a) şöyle demiştir. "İslam'ın kulpları ve dinin esasları üçtür.
Allah'tan başka ibadete layık ilah bulunmadığına şehadet etmek, namaz
ve oruç. Bunlardan bir tanesini terkeden kimse kafir olur."
(Bu rivayetin tamamı ise şöyledir:
"Kim
bunlardan birini terkederse sözünden sonra: "Bu kişinin yapmış olduğu
herhangi bir ibadette kendisinden kabul olunmaz, kanı ve malı helal
olur." İbaresi vardır. (Bu rivayet Münziri'nin Tergib ve Terhib'inde
vardır. Ebu Ya'la ise hasen senetle rivayet etmiştir.)
bunlardan birini terkederse sözünden sonra: "Bu kişinin yapmış olduğu
herhangi bir ibadette kendisinden kabul olunmaz, kanı ve malı helal
olur." İbaresi vardır. (Bu rivayet Münziri'nin Tergib ve Terhib'inde
vardır. Ebu Ya'la ise hasen senetle rivayet etmiştir.)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
Yalan yere şehadeti ve iftirayı terketmeyenin yemeyi ve içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." (Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed)
Ramazan ayına eriştiği halde (bu fırsattan istifade etmeyerek) günahı affedilmeyene yazıklar olsun (Tirmizi)
Mü'minler
ve alimler arasında şu bilinen bir gerçektir ki; Ramazan orucunu
hastalık veya başka bir mazeret dışında terkeden kimse, zina
işleyenden, faiz yiyenden, haraç kesenden, ayyaştan daha kötüdür. Bu
kişinin islamından ve zındık olmasından şüphe edilir.
ve alimler arasında şu bilinen bir gerçektir ki; Ramazan orucunu
hastalık veya başka bir mazeret dışında terkeden kimse, zina
işleyenden, faiz yiyenden, haraç kesenden, ayyaştan daha kötüdür. Bu
kişinin islamından ve zındık olmasından şüphe edilir.
Geri: Buyuk Gunahlar
SAVAŞ MEYDANINDAN KAÇMAK
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"Tekrar
savaşmak için bir tarafa çekilenin veya başka bir birliğe ulaşıp mevki
tutanın durumu hariç kim öyle bir günde (savaş gününde) onlara arka
çevirirse o muhakkak Allah'ın gazabına uğramıştır. Onun yurdu
cehennemdir. O ne kötü bir sonuçtur." (Enfal: 16)
savaşmak için bir tarafa çekilenin veya başka bir birliğe ulaşıp mevki
tutanın durumu hariç kim öyle bir günde (savaş gününde) onlara arka
çevirirse o muhakkak Allah'ın gazabına uğramıştır. Onun yurdu
cehennemdir. O ne kötü bir sonuçtur." (Enfal: 16)
Rasulullah (s.a.s) helak edici yedi günahı sayarken aralarında savaştan kaçmayı da zikretmiştir.
(Eğer
kişinin savaştan kaçması müslümanları büyük zarara uğratırsa veya
müslüman devletin yıkılmasına sebeb olursa küfürdür. Bunun dışındakiler
ise büyük günahtır.)
kişinin savaştan kaçması müslümanları büyük zarara uğratırsa veya
müslüman devletin yıkılmasına sebeb olursa küfürdür. Bunun dışındakiler
ise büyük günahtır.)
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
1 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ekim 06, 2019 11:10 am tarafından turk9999
» DreamBox Kullanıcılarına özel FLASHWIZARD 7.02 Türkçe
C.tesi Eyl. 17, 2016 8:48 am tarafından turnurbil
» E2 Setting 7,13,19,42
Paz Kas. 01, 2015 10:04 am tarafından codegen
» Redline Aradiginiz hersey tek link Her zaman guncel Arkadaslar
C.tesi Eyl. 26, 2015 5:57 am tarafından UCANKUS004
» Çökmüş Dreambox DM 500S Kurtarma
Salı Eyl. 22, 2015 12:43 pm tarafından yavoth
» DM800HD Clone Patched Images (Sim 2.01 SSL#84D OE2.0)
Perş. Tem. 02, 2015 2:38 pm tarafından Admin
» All Files in Our Enigma2 Addons
Çarş. Tem. 01, 2015 10:55 pm tarafından ttys
» E2 - Dreamboxedit_setup 5.1.1.1 ile İP TV eklemek
Paz Mart 22, 2015 1:48 am tarafından AHMCEL
» Ace Stream Media 3.0.3 programı ve paylaşım bölümü
Perş. Mart 05, 2015 1:59 pm tarafından Admin