https://uydudreambox.swedishforum.net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» Canli MAc Izleme linki
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyPaz Ekim 06, 2019 11:10 am tarafından turk9999

» DreamBox Kullanıcılarına özel FLASHWIZARD 7.02 Türkçe
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyC.tesi Eyl. 17, 2016 8:48 am tarafından turnurbil

» E2 Setting 7,13,19,42
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyPaz Kas. 01, 2015 10:04 am tarafından codegen

» Redline Aradiginiz hersey tek link Her zaman guncel Arkadaslar
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyC.tesi Eyl. 26, 2015 5:57 am tarafından UCANKUS004

» Çökmüş Dreambox DM 500S Kurtarma
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptySalı Eyl. 22, 2015 12:43 pm tarafından yavoth

» DM800HD Clone Patched Images (Sim 2.01 SSL#84D OE2.0)
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyPerş. Tem. 02, 2015 2:38 pm tarafından Admin

» All Files in Our Enigma2 Addons
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyÇarş. Tem. 01, 2015 10:55 pm tarafından ttys

» E2 - Dreamboxedit_setup 5.1.1.1 ile İP TV eklemek
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyPaz Mart 22, 2015 1:48 am tarafından AHMCEL

» Ace Stream Media 3.0.3 programı ve paylaşım bölümü
Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular EmptyPerş. Mart 05, 2015 1:59 pm tarafından Admin

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Haber

Html Kodları
http://www.btgroup.com.tr/tr/
Canli Radyo

Fbml Kodları

http://www.btgroup.com.tr/tr/
Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular

Aşağa gitmek

Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular Empty Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular

Mesaj tarafından Admin Çarş. Ocak 25, 2012 11:22 pm

Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular

Sual:
Peygamberin doğumunu yani Mevlid kandilini kutlamak, mübarek geceler
ihdas etmek bid’attir. Hatta bazı İslam ülkelerinde de böyle bilinir.
Çoğunluğa uymak lazım.
CEVAP
İfade tarzınız bir
mezhepsizden ziyade bir misyonerin ifade tarzına çok benziyor. Yoksa
mezhepsizler bilmeden misyonerlerin kuklaları mı oldu? Bir müslüman
böyle soramaz. Peygamber efendimizin... der. Böyle diyorlar, doğrusu
nasıldır, gibi sorular sorar. Siz ise Peygamber, Peygamberin...
diyorsunuz. İfadelerinizden o yüce Peygambere inanmadığınız şüphesi
hasıl oluyor. Biz yine sizin müslüman olduğunuza inanarak, buna göre
cevap verelim.

Vehhabiler ve onlara uyan diğer mezhepsiz ülkeler
elbette Peygamber efendimize olan düşmanlıklarından dolayı mevlide hücum
ederler. Allahü teâlânın o mübarek günlere kıymet verdiği hadis-i
şeriflerle sabit. İnsanlar hiç kıymet vermese ne önemi var? Dünyada
müslümanlar çok azınlıktadır. Müslümanların içinde tesettürlü olanlar da
azınlıktadır. Az olduğu için, insanlar değer vermediği için kapanmaya
Allah da değer vermiyor mu demektir? Çoğunluğa uymak lazım sözü
cahillerin uydurmasıdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnsanların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar.) [Enam 116]

Sual:
Mübarek gecelerde özel ibadetler yapmak Kur’anın emrine aykırıdır, bid’attir. Hatta küfür ve şirktir.
CEVAP
Mevlid
geceleri Kur’anın emrine aykırı olarak ne yapılıyor ki? Kur’an
okunuyor, Resulullah övülüyor, salevat-ı şerife getiriliyor. Bunlar
Kur’anın hangi âyetine aykırıdır?

Her gece mevlid okunsa yine
mahzuru olmaz. Çünkü ibadet etmek, mevlid okumak, salevat getirmek yasak
edilmiş değil ki. Bid’at, dinin emretmediği şeyi ibadet olarak
yapmaktır. Dinimiz, Kur’an okumayı, mevlid gibi ilahileri okumayı bid’at
mı kabul ediyor da bid’at damgasını basabiliyorsunuz?

Mevlide
bid’at diyen sadece vehhabiler ve onların izinden giden mezhepsizlerdir.
Hiçbir ehl-i sünnet âlimi mübarek gecelerde ibadet etmeye bid’at
dememiştir. Bir tane bile gösterilemez. Peygamber efendimiz de zaten bu
gecelerde ibadet etmeyi övmüştür. Peygamberimize uymayı da Allahü teâlâ
bildirmiştir. Resulüme uyun buyurmuştur. Resulünün emrine uymaya küfür ve şirk demek vehhabilikten başka bir şey değildir.

Sual:
Peygamber Din’e eklenen her şey merduddur demiyor mu?
CEVAP
Siz hadis-i şeriflere de mi inanıyordunuz? Yoksa işinize gelen hadislere evet, işinize gelmeyene hayır mı diyorsunuz?

Elbette
dine eklenen her şey bid’attir. Bid’at aleyhine yazdığımız yazılar
birkaç cilt olacak kadar çoktur. Çünkü hadis-i şerifte (Her bid’at dalalettir, sapıklıktır)
buyuruluyor. Biz de sapıkların, mezhepsizlerin vehhabilerin işledikleri
bid’atleri açıklıyoruz. Dine aykırı olmayan şeye bid’at denmez. Dinin
haram kılmadığı şeye haram denmez. Din bir şeye haram dememişse o
mubahtır. Mübarek gecelerde ibadet etmeyi hangi âyet, hangi hadis
yasaklamıştır? O geceler çok ibadet edilse ne olur ki?

Sual: (Allah, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiştir)
diyorsunuz. Allah acımaz. Acı, elem duymaktır, yani bir nevi zaaftır. Allah ise zaaftan münezzehtir. Niye böyle söylüyorsunuz?
CEVAP
Demek siz dinden tamamen habersizsiniz. Bismillahirrahmanirrahim bir âyettir. Bu âyetteki Rahman ve Rahim kelimeleri esma-i hüsnadandır.
Rahman, dünyadaki her mahluka acıyan,
Rahim, ahirette yalnız müminlere acıyan demektir. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Merhamet etmeyene Allahü teâlâ merhamet etmez, acımayana acımaz.) [Buhari]

Kur’anda mealen buyuruluyor ki:
(Acıyıp tevbeleri kabul eden ancak Odur. (Allah’tır) [Bekara 54]
Yine esma-i hüsnadan olan, Rauf
ismi, çok merhamet eden, çok acıyan demektir. Hâşâ siz Allahü teâlâyı
merhametsiz acımasız mı sanıyorsunuz, o ne biçim inanış ki öyle?

Sual:

Allah neyi kabul edip etmeyeceğini bize Kur’anda bildirmiş. Kadir
gecesi hariç hangi gece Kur’anda var? Biz müslümanlar için her gece dua,
ibadet, tevbe, istiğfar var. Öyle değil mi?
CEVAP
Allahü teâlâ neyi kabul edip etmeyeceğini elbette Kur’anda bildiriyor.
İşte âyet-i kerime mealleri:
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!)
[Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.)
[Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan
[Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

(Aralarında
hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit:
“İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa
erenler onlardır.)
[Nur 51]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.)
[Enfal 13]

(Allah’a ve Resulüne itaat edin!
[uymayıp] yüz çeviren [kâfirdir] Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]

(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.)
[Nisa 150,151]

Kur’anda,
(yalnız Kur’ana uyun) denmiyor, (Allah’a ve Resulüne uyun) deniyor.
Resulünü devreden çıkaran, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil
saymayan, Kur’anın ifadesi ile kâfir olur.

(Her gece dua, ibadet,
tevbe, istiğfar var, öyle değil mi?) diyorsunuz. Öyle ise hâşâ Allahü
teâlâ, Kadir gecesini niye faziletli kılmıştır, niye bin aydan daha
faziletli demiştir? Demek ki müminlere ikram olsun diye bunu yapmıştır.
Onu yapan Allahü teâlâ, Ramazan gecelerine de Cuma gecelerine de değer
vermiştir, Berat gecesine de bayram gecelerine de değer vermiştir. Resulün getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden sakının buyurmuştur. Ona itaat bana itaattir
buyurmuştur. Peygamber efendimiz de mübarek gecelerin faziletlerini
hadis-i şerifleriyle açıklamıştır. Kur’anı al, Peygamberi devre dışı
bırak. Bu nasıl Müslümanlık?

Sual:
Şu anki güya
müslümanlar bütün yıl İslam’dan bihaber olup böyle gecelerde camileri
doldurur. Hocalar da efsaneler üfürüp onları hoooop Cennete bilet satar
değil mi?
CEVAP
Bütün yıl dua etsin kim karışıyor ki?
Allahü teâlâ hangi gece daha çok ibadet etmeyi yasaklıyor ki? Cuma,
bayram geceleri çok ibadet etmeyin mi diyor da mübarek gecelerde fazla
ibadet etmek bid’at olsun?

Hocalara niye hücum ediyorsunuz?
Hangi hoca efsane üfürüyor? Bu hocalara iftira değil mi? Hocalar dini
bilmiyorsa siz nereden biliyorsunuz? Cennete bilet satmak ateist
tabiridir, hiçbir hoca Cennete bilet satmaz.

Sual:

Allah’ın o mübarek günlere kıymet verdiği hadis-i şeriflerle sabit
diyorsunuz. Kur’anın ruhuna aykırı hadis de olsa kabul etmem.
CEVAP
Bu
nasıl Müslümanlık? Buna Kur’anın ifadesiyle kâfirlik denir. Dinimizde
kudsi hadis diye bir şey var. Söz Allah’ın, kelimeler Resulünün. Siz
hadis-i kudsileri de mi inkâr ediyorsunuz? Resulullah namazı Allah’ın
vahyettiği şekilde mi kıldı, yoksa kendi mi uydurdu? Namaz nasıl
kılınır, rekat sayıları nedir, vacipleri nedir, sünnetleri nedir,
mekruhları nedir, namazı bozanlar nedir? Bunlar açıkça Kur’anda
bildirilmedi. Allahü teâlâ bunların hepsini Resulüne bildirdi. O da bize
açıkladı. Eğer Kur’anı herkes anlasa idi, Peygambere lüzum kalmazdı,
Allah bir kitap gönderir alın bununla amel edin derdi.

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
Nahl suresinin 44. âyetinde, (İnsanlara indirdiğimi onlara beyan eyle)
buyuruldu. Beyan etmek, açıklamak demektir. Âlimler açıklayabilselerdi
ve Kur'an-ı kerimden ahkam çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Resulüne, sana
vahiy olunanları tebliğ et der, beyan etmesini emretmezdi. (Mizan-ül kübra)

Kur’anda
yemin kefareti bildirilmiş, fakat oruç kefareti bildirilmemiştir, onu
Resulullah bildirmiştir. Resulünün bildirdiği her şeyi inkâr mı
edeceğiz?

Mübarek gecelerden Kadir gecesinin fazileti Kur’anda
bildirilmiş, diğer geceleri ise Resulü bildirmiştir. Resulünün
bildirdiklerini böyle inkâr ederseniz ortada din mi kalır?

Namazı
nasıl kılacağız, orucu nasıl tutacağız, zekatı kaçta kaç vereceğiz?
Bunları Resulü, Nahl suresinin 44. âyetindeki emir gereği açıklamıştır.
Siz Allah’ın bu âyetine inanmazsanız ve Resulünün açıklamasını kabul
etmezseniz, Kadir gecesinden başka mübarek gece yok derseniz,
Resulullahı ve Onun vârisleri olan İslam âlimlerinin hepsini
yalanlarsanız o zaman sizinle nasıl konuşabiliriz ki?

Siz Allah
Resulünü ölçü almıyor musunuz? Sizin âlimlere itimadınız yok mu? Sizin
inandığınız bir mezhep veya bir âlim var mı? Açıkça konuşun. Biz
istisnasız ehl-i sünnet âlimlerinin hepsini kabul ediyoruz. Dört mezhebi
de hak biliyoruz. Siz neye inanıyorsunuz? Ölçünüz ne?

Kur’andan sizin anladığınız ölçü oluyorsa, niye İmam-ı a’zam hazretlerinin anladığı ölçü olmasın?

Sizin anladığınız din oluyor da, dört mezhep imamının anladığı niye din olmuyor?
Siz kimsiniz?

Reşat
Halife denilen ve peygamber olduğunu açıklayan bir zındık, bir 19
hurafesi buluyor ve 19 un katına uydurabilmek için Tevbe suresinin son
iki âyetini inkâr etme cüretini gösteriyor.

Bir ateist ve bir misyoner, Kur’an Allah kelamı değildir ve Kur’anı Allah korumamıştır, Kur’an değişmiştir dedi. Sonradan (Biz Kur’anı indirdik onu koruyacak olan da biziz) diye bir âyet uydurmuşlardır dedi. Sahabeler Kur’anı değiştirdi dedi.

Aslında
siz de bunlar gibi demek istiyorsunuz. Çünkü eshab-ı kiramın ittifakla
bildirdikleri hadisleri inkâr edince, onlara itimat etmeyince, onların
ittifakla topladığı Kur’ana nasıl inanırsınız ki? Misyonerin bana
sorduğu soruyu soruyorum: Sahabenin Kur’anı tam olarak topladığını bana
nasıl ispat edersiniz?

Eshaba itimat etmezseniz hadisleri de
inkâr etmeniz doğaldır. Hadis-i kudsi diye bir şey yok diyebilirsiniz. O
zaman Kur’ana da otomatikman şüphe ile bakmanız gerekir. Aynı
insanların topladığı Kur’ana inanıyorsunuz da hadislere niye
inanmıyorsunuz? Onlar Kur’anı bildirdikleri gibi, hadisleri de
bildirdiler. Kur’anı inkâr, tevatürü inkâr olacağı için küfürdür,
hadislerin de tevatür olanlarını inkâr küfür olur.

Benim size sorum:
Siz
niye Resulullaha ve Onun sahabesinin bildirdiklerine inanmıyorsunuz da
yalnız Kur’an diyorsunuz? Resulullah, (Allah böyle buyurdu) diye birçok
hadis bildiriyor, (bu âyet) diyor (bu da kudsi hadis) diyor. Biz onun
kudsi hadis dediklerine inanmazsak, âyet dediklerine niye inanacağız ki?
Hâşâ kudsi hadis konusunda yalan söylerse, âyette de söyler.

Siz
bu zihniyet ile 1400 seneden beri gelen âlimleri bir kalemde
sıfırlıyorsunuz. Milyonlarca hadisten inandığınız tek hadis var mı?
Resulullah size göre 23 sene hiç konuşmadı mı? Hep sustu mu? Allah’ın
emri olan Kur’anı açıkla âyetine rağmen emrini dinlemedi mi? Açıkladı
ise nerede bu açıklamalar? Siz niye bu açıklamalara inanmıyorsunuz? Ve O
açıklıyor ki mübarek geceler şunlardır diyor. Bunu inkâr etmekle
elinize ne geçecek? Resulullaha düşmanlık yapmakla ne kazanacaksınız,
siz bir misyoner misiniz, ateist misiniz? Yoksa Kur’ana inanan insan
böyle şeyler konuşamaz. Çünkü Kur’anın birçok âyetinde Resulüme uyun, O kendiliğinden konuşmaz, Onun her sözü vahye dayanır buyuruluyor. Sizin Kur’ana inanmadığınız pek açık, inansanız Resulünkilere de inanmanız gerekir.

Sual:
Allah, kullarına bildirdiğini sadece Kur’an ile bildirir. Kur’an dışılıklarla uğraşmamak gerekir. Öyle değil mi?
CEVAP
Gördünüz işte, bakın, Allah (açıkla) diye emrediyor, Peygamberi açıklıyor, siz buna Kur’an dışı diyorsunuz, açıkça Allah’ın açıkla âyetini inkâr ediyorsunuz. (Resulüme uyun)
âyetini inkâr ediyorsunuz. Sizin gibi münkirlere cevap vermek
yersizdir. Ancak bu mailler sitelere konacağı için yazıyoruz. Yoksa Ebu
Cehilin mucizeleri inkâr ettiği gibi siz de, Kütüb-i sitteyi bir kalemde
Kur’an dışılıkla suçluyorsunuz. Bizim size sözümüz yoktur, bizim
sözümüz Kur’ana ve ona inanan insanlaradır.

Sual: Peygamberi
inkâr veya aşağılama tehlikeli olduğu gibi aşırı derecede yüceltme,
olduğundan öte ulaşılamayacak bir varlık gibi göstermek de o kadar
tehlikeli değil mi?
CEVAP
Hangi müslüman Onu olduğundan
daha daha fazla göstermiştir ki? Onda görülen mucizeleri anlatmak küfür
müdür? Elbette mucizeye hiç kimse erişemez, o erişilemez insan idi,
Peygamber idi. Peygambere erişilir mi? Siz Onu sıradan bir insan gibi
görüyorsunuz. Allah’ın izni ile bir anda yedi kat semaya gidip geldi,
buna kim ulaşabilir? Allahü teâlâ Ona öyle ulaşılamayacak vasıflar
vermiş ki bütün Peygamberler bile gıpta ediyor ve sizin gibiler de Onu o
kadar yüceltmeyin kâfir olursunuz diyor.

Sual:
Ben hadisi inkâr edebilirim ama bu benim dinden çıkmamı gerektirmez. Çünkü Peygamberin gerçekten dediğini nerden biliyoruz?
CEVAP
O
zaman hiçbir hadis-i şerife inanmayın. Peki Kur'ana ilave veya çıkarma
yapılmadığını nereden biliyorsunuz? Allah’ın dediğini gerçekten
bilmiyorsunuz. Sahabeler ittifak etti diye kabul ediyorsunuz. Ama kimi
de sizin hadis mantığını ölçü alarak biz Kur'anın tamamının yazıldığını
nereden bilelim, keçi yemiştir, yanmıştır, yırtılmıştır diyorlar. Tevbe
suresinde de eksiklik var diyorlar. Peygamberin söylediğini
bilmiyorsunuz da Allah’ın söylediğini nereden biliyorsunuz? Sahabeler
derseniz hadisi de sahabeler bildirdi. Birine inanıp ötekine inanmamak
akıl işi değildir.

Sual:
Kur’an varken mezhebe de lüzum yok. Hadislere değil, Kur'ana uymak gerekir. Böyle değilse aksini ispat edin bakalım?
CEVAP
Hadisler, Kur’andan ayrı değildir. Kuran-ı kerimin açıklamasıdır. Allahü teâlâ buyurdu ki:

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Peygamberin emrine uyun, yasak ettiklerinden sakının!) [Haşr 7]

(İndirdiğimi insanlara açıkla!) [Nahl 44]

Âlimler
de, âyetleri açıklayıp Kur'an-ı kerimden hüküm çıkarabilselerdi, Allahü
teâlâ Peygamberine, (Sadece sana vahiy olunanları tebliğ et) derdi.
Ayrıca açıklamasını emretmezdi. Resulullah, Kur'an-ı kerimde, kısa ve
kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur'an-ı kerim kapalı
kalırdı. Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu, nasıl
kılınacağı, rüku ve secdede okunacak tesbihler, cenaze ve bayram
namazlarının kılınış şekli, zekat nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk
bilgileri bilinmezdi. Yani hiçbir âlim, bunları Kur'an-ı kerimden bulup
çıkaramazdı. Bunları Peygamber efendimiz açıklamıştır. Mezhep imamları,
hadis-i şerifleri açıklamasaydı, sünnet kapalı kalırdı. Sünneti,
müctehid âlimler açıklamış, böylece mezhepler meydana çıkmıştır.

Mezhep
nedir? Bir müctehidin edille-i şeriyyeden elde ettiği bilgilere, o
müctehidin mezhebi denir. Sahabelerin tamamı müctehid idi. Hepsinin de
mezhebi vardı. Bu mezheplerden yalnız dördü kitaplara geçip, dünyanın
her yerine yayıldı. Dört mezhep arasında amelle ilgili farklı
ictihadlar, işlerimizi kolaylaştırmaktadır. Her Müslüman, durumuna göre,
kendisine kolay gelen mezhebi seçer.

Allahü teâlâ dileseydi,
Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, her şey açıkça bildirilirdi.
Böylece, mezhepler hasıl olmazdı. Kıyamete kadar, dünyanın her yerinde,
her iklim ve şartta, her müslüman için tek bir nizam olurdu.
Müslümanların halleri, yaşamaları güç olurdu.

Allahü teâlâ ve
Resulü, müminlere merhamet ettikleri için, bazı işlerin nasıl
yapılacağı, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmedi.
Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak farz ve sünnet olurdu. Farzı
yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu.

Bugün
dört mezhepten birine uymak gerekir. Çünkü, Eshab-ı kiramın ve diğer
müctehidlerin mezhepleri tam olarak bilinmiyor. Dört mezhep, tam
bilindiği ve kitapları her yere yayılmış olduğu için, dört mezhepten
birine uymak şarttır. Mezhepler rahmettir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Âlimlerin farklı ictihadları, [mezheplere ayrılmaları] rahmettir.) [Beyheki]

(Âlimlere tabi olun!)
[Deylemi]

(Âlimler, Peygamberlerin vârisidir.) [Tirmizi]

Bir
Müslüman, kendi mezhebine göre ibadet yaparken, bir meşakkat hasıl
olursa, başka bir mezhebe uyarak, bu işi kolayca yapar. Mesela Şafiiler,
hacda kadına dokununca abdestleri bozulur. Bunun için Hanefi’yi taklit
ederek haclarını yapıyorlar. Bu apaçık bir rahmettir.

Bazıları
da, (Mezhep gereksizdir, Peygamber ve Sahabenin mezhebi mi vardı?)
diyor. Bu söz, (Kuvvet komutanı, hangi bölüğün eridir?) veya (Fizik
öğretmeni, hangi sınıfın talebesidir?) demeye benzer. Çünkü Sahabenin
her biri, mezhep imamı idi. Resulullah efendimiz ise, kâinatın hocası
idi.

Mezhepsizler kendisini Resulullah gibi zannedip, o sünni
veya şii değildi biz de öyleyiz diyorlar. Temsilde hata olmasın,
Resulullah genel kurmay başkanıdır, ondan başka ordunun başı yoktur. O
hangi ordunun subayıdır denmez. Kuvvet komutanı da denmez. O onlardan da
üstündür. Mezhep imamları kuvvet komutanları gibidir. Mezhebe tâbi
olanlar da diğer askerler gibidir. Bir askerin kendisini kuvvet komutanı
gibi görmesi yani İmam-ı a’zam gibi görmesi çok anormal bir şeydir.
Yahut daha ileri giderek genel kurmay başkanı gibi görmesi deliliktir.
Mezhepsizler de Peygamber sünni veya şii değildi biz de öyleyiz demeleri
Onunla boy ölçüşmeye kalkmak olur. Bu dünya işlerinde bile böyle iken,
yani bir er, genel kurmay başkanı ile mukayese bile edilmezken, nasıl
olur da özel peygamberlik verilen bir kişi ile mezhepsiz insan mukayese
kabul eder?

Bir de bir subay general oluncaya kadar hangi
sınıfta ise onun adı ile söylenir. Mesela Topçu albay, piyade yüzbaşı
gibi. General olunca artık sınıfı olmaz. Sınıflar üstüdür. Bir er veya
astsubay veya subay çıkıp da, generalin sınıfı yok o da insan benim niye
sınıfım var diyemez. Bunun gibi bir kimse de eshab-ı kiramın mezhebi
yoktu, imam-ı Evzainin mezhebi ne idi diyemez. Onlar müctehiddir,
müctehidin mezhebi kendi mezhebidir. Nasıl generallerin sınıfı yoksa
mutlak müctehidlerin de mezhebi kendi mezhepleridir. Sen kalkıyor İmam-ı
a’zam ile falan değil bizzat Resulullah ile kendini mukayese etmeye
kalkıyorsun o sünni şii değil de ben de öyle olacağım diyorsun, o bize
örnek diyorsun. Örnek alınacak kısmı var, örnek alınamayacak kısmı var.
Sen hâlâ genel kurmay başkanı olmaya Resulullah ile kendini mukayese
devam ediyor musun? Yoksa bir mezhebi kabul ediyor musun?

(Mezhebe,
hadislere uymam, sadece Kur'ana uyarım) demek, (Kanunlara, tüzüklere
uymam, Anayasaya uyarım) demek gibi yanlıştır. Çünkü Anayasada her
hüküm, her ceza bildirilmemiştir. Anayasa, kanunlara havale eder.
Kanunlardan da tüzükler, yönetmelikler çıkmıştır. (Anayasa varken,
kanuna lüzum yok) demek yanlış ise, (Kur'an varken, mezhebe lüzum yok)
demek, daha çok yanlıştır.

Kanunlar, Anayasaya uygunsa,
mezhepler de, Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uygundur. Hiç kimse,
(Madem, mezhep, Kur'an ve sünnetin açıklamasıdır. Ben de açıklar bir
mezhep kurarım) diyemez. Çünkü bir kimsenin, (Doktor olmak, tıp kitabı,
kimyager olmak için de kimya kitabı okumak yeter) diyerek eline aldığı
bir tıp ve kimya kitabı ile doktorluk yapmaya, ilaç imal etmeye
kalkışması ne kadar yanlış ise, (Ben de Kur'andan, hadisten hüküm
çıkarırım) demek daha yanlıştır.

Evet, mezhepsizseniz açıkça
söyleyin. Siz generalliğe değil genel kurmay başkanlığına hatta ondan da
ileri gitmeye çalışıyorsunuz. Peygamberin sünnetini bilemeyiz diyerek
ona bile uymayı kabul etmiyorsunuz. 1400 senedir gelen icmaya
karşısınız. Âlimler dört mezhepte icma etmedi mi? Ben icmaya inanırım
diyorsunuz arkasından ben onun icma olduğunu nereden bileyim diyorsunuz.
Hadise inanırım fakat Buhari’deki hadislerin sahih olduğunu nereden
bileyim diyorsunuz. Kur’anın da Allah’ın kelamı olduğunu nereden bileyim
diyeceksiniz bu gidişle. Çünkü âlimler mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür buyuruyor.

Toplu tebrik göndermek
Sual:

Bayramlarda, Kandillerde, Cuma günlerinde, mail grubunuzun üyelerine,
toplu olarak tebrik gönderiyorsunuz. Bizim de, herkesin mail adresini
yazıp, arkadaşlarımıza, büyüklerimize, toplu olarak tebrik göndermemiz
uygun olmaz mı?
CEVAP
Bunun iki sebebi vardır:
Birincisi, genelde mailleri gizlemeyi bilmeyenler böyle toplu mail gönderiyorlar.

İkincisi mail adresleri gizli yere yazılsa da, mail adresleri görülmese de, topluca gönderildiği belli oluyor.

Bir öğretmen talebeleri toplayıp, (Hepinizin bayramını kutluyorum)
dese, orada diğer öğretmenler ve müdür de olsa, onlarınkini de böylece
kutlamış olsa, uygun olmaz. Müdüre, odasına gidip kutlamak gerekir.
Diğer birkaç öğretmenle de özel olarak tebrikleşmek gerekir.

Büyük
küçük, âmir memur, ast üst farkı gözetmeden, herkese topluca tebrik
göndermek uygun değildir. Bilhassa, büyüklerimize, özel olarak tebrik
göndermek gerekir. Bazen görüyoruz, üç kişiye tebrik gönderiliyor, üçü
bir arada yapılıyor.

Mail yazmak, o kadar zor değildir. Üçüne de
ayrı gönderilebilir. Özel mail gönderilince, muhatabımız, kendisine özel
bir değer verildiğini anlar.

Biz, (Dinimiz İslam) mail grubumuzdakiüyelere,
toplu olarak tebrik gönderiyoruz; ama bunda bir zaruret vardır. On
binlerce üyenin hepsine teker teker yazmak, elbette imkânsız denecek
kadar zordur. Buna rağmen, bize özel tebrik yazan her okuyucuya
istisnasız, biz de özel cevap veriyoruz.

Sual:
Bayramlar, kandil geceleri, Cuma günleri zaten mübarek değil mi, niye (Mübarek olsun) deniyor?
CEVAP
Evet
mübarektir. Bayramın, kandilin veya Cuman mübarek olsun demek, bu
günler, senin için hayırlara vesile olsun, yaptığın ibadetler makbul
olsun, günahların affolsun anlamında çok güzel bir duadır.

Kandil simidi
Sual:
Kandillerde, kandil simidi alıp ikram etmekte bir mahzur var mıdır?
CEVAP
Hayır, mahzuru olmaz. Aksine, kandil simidi veya başka bir yiyecek, tatlı alıp ikram etmek, sevab olur.

Bayram geceleri
Sual:
Bir hadisi şerifte, (Bayram gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez) buyuruluyor. Bu geceler hangileridir? Ramazan bayramı kaç gündür?
CEVAP
Bayramlar
tatil yönüyle, oruç ve fazilet yönüyle farklıdır. Tatil yönüyle Ramazan
bayramı üç, Kurban bayramı dört gündür. Oruç yönüyle Kurban bayramının
dört günü, Ramazan bayramının ilk günü oruç tutulmaz. Kurban kesme
yönüyle sadece Kurban bayramın ilk üç günü kesilir.

Fazilet yönüyle ise, Ramazan bayramının ilk günü ve gecesi kıymetlidir. S. Ebediyye’de,
(Ramazan bayramı gecesi, Ramazan-ı şerif ayının son günüyle bayramın
birinci günü arasındaki gecedir. Kurban bayramı geceleri ise, Kurban
bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günlerinden sonraki gecelerdir)
deniyor.

Mübarek gecelerle ilgili iki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Rahmet
kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan
ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.)
[İsfehani]

(Şu beş gecede, Regaib, Berat, Cuma, Ramazan ve Kurban bayramı gecelerinde yapılan dua geri çevrilmez.) [İbni Asakir]



Admin
Administrator

Erkek Mesaj Sayısı : 2857
Points : 6936
Reputation : 7
Kayıt tarihi : 03/05/11

https://uydudreambox.swedishforum.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz