Hayırlı Ramazanlar

Bu aya hürmet gerek,
Nîmete şükür gerek,
Mübârek Ramazan’da,
Hakka ibâdet gerek.
Ramazan son birkaç senedir yaz aylarına denk geliyordu. yaklaşık 10 senelik bir süreçte daha bu durum devam edecek. Tabi niyetlerimiz iyi ve allaha doğru olduğu sürece bu sevabın ne zaman olduğunu ve bizi ne kadar zorladığını tartışmak oldukça abes olur.
2011 yılında Ramazan ayı tarihleri 1 Ağustos 2011 de başlayan Ramazan ayının ilk gününden 29 Ağustos 2011 Arefe günündeki teravih namazına kadar devam edecek.

2011 Ramazan Bayramı tarihleri ise 30 Ağustos 2011 Salı, 31 Ağustos 2011 Çarşamba ve 1 Eylül 2011 Perşembe günleri olacak.

2011 yılında Ramazan Bayramı Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerine denk gelecek.

RAMAZAN AYINA GİRERKEN

Bir mübarek Ramazan ayının daha gölgesi üzerimize düşmüş bulunuyor. Nasip olursa 31 Temmuz 2011 pazar akşamı yatsı namazı ile birlikte teravih namazına başlanan, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem ateşinden azat edilme olan, cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların zincire vurulduğu, 11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayına kavuşmuş olacağız.

Ramazan Ayı; gönüllerimizin coştuğu, teravih, oruç, iftar, sahur, zekât, fitre ve sadakalarla bambaşka bir maneviyatın yaşandığı, kardeşlik ve sevgi bağlarının güçlendiği, ruhlarımızın güzel telkinlere ve uyarıcı öğütlere açık olduğu, manevi duygularımızın canlılık kazandığı, birlik ve beraberlik duygularının daha da sağlamlaştığı müstesna bir aydır.

Ramazan ayı bir başkadır. Öyle ya! Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur. Ramazan vahiy mevsimidir. Gök kapılarının açıldığı, seçilmiş bir insanın, kutlu nebinin (Hz.Muhammed) kulaklarına Cebrail’in vahyi fısıldadığı mübarek zaman dilimidir. Bu vahiy mevsiminin sırrına erebilmek için oruç tutmak, nefsi terbiyek etmek gerekir. Ramazan ayı rahmet ayıdır. Nasıl olmasın ki? Bu ay vahiy mevsimi, Allah’ın buyruklarının yeryüzüne iniş mevsimidir. Nasıl ki bahar yağmur mevsimidir, Ramazan da işte öyle vahyin rahmetle birleşerek göklerden indiği mevsimdir, vahyin baharıdır, rahmet ayıdır.
Bizden evvelki ümmetlere de farz kılınan, fakat şu anda yeryüzünde Allah’ın emrettiği şekilde oruç tutan Müslümanlar için Ramazan ayı çok verimli ve bereketli bir aydır. Bir ay boyunca bir okul gibi bizi eğitecek olan bu sayılı günlerde namaz, oruç, kur’an, zekât ve fitre, iftar ve sahur, tövbe ve istiğfar, nefis terbiyesi, sağlık, barış, kardeşlik ve dayanışma gibi dersler vardır.

Sabrın yarısı olan oruçla, Allah için meşakkatlere katlanacağız. Aynı şartlarda oruç tutarak nefisleri terbiye eden eşitlik eğitimi yapacağız. Beş vakit namaz, teravih, mukabele dinleme ve iftar sofralarında bir araya gelip kaynaşacağız. Sadece yeme- içme ve menfaat duygusundan ibaret olan maddeci düşünceyi bırakıp, paylaşmayı fiilen tatbik edeceğiz.
Bir parça ekmeğin, bir bardak serin suyun ne büyük nimetler olduğunun farkına varıp iftar sofrasında; “Allah’ım senin rızan için oruç tuttum, senin verdiğin rızıkla orucumu açıyorum. Hamdolsun verdiğin nimetlere şükran ve afiyete” diye dualar edip Rabbimize yakınlığımızı doya doya hissedeceğiz. İnşallah REYYAN kapısından cennete girdiğimizde de: “Dünyada yiyip içmediğiniz günlere bedel, bugün yiyin için afiyet olsun” hitabına mazhar olacağız.
Bu ayda zekâtlar ve fitreler verilecek. Yetimlerin, kimsesizlerin başı okşanacak. Dünya’ya ahiret ticareti için gelen Müslümanların manevi kazancı artacak. Bir sene boyunca sürekli çalışan azalarımız, midenin ağlamasına bedel dinlenip sıhhat bulacak ve “Ey meleklerim, benim için yemesini, içmesini, lezzetlerini ve arzularını terk eden şu kuluma bakın” diyen Rabbimizin şefkat nazarlarına muhatap olacağız. Aslında oruç ve açlık, Rabbimizin has kullarına ziyafetidir. Bütün bu manalar, Efendimiz S.A.V. ‘in şu hadis-i şeriflerinde ne güzel ifade ediliyor:
”Eğer kullar, Ramazan ayının fazilet ve faydalarını bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını arzularlardı.”
“Oruçlu için iki sevinç zamanı vardır: Biri iftar sofrasında, diğeri Rabbine kavuştuğu zamandır.”
“Oruç kalkandır. Oruç günü geldiğinde sizden biriniz kötülük yapmasın. Birisi kendisine kötü söz söylerse veya çekişirse ben oruçluyum desin.”

“Her şeyin bir kapısı vardır, ibadetin kapısı da oruçtur.”

“Oruçlunun uykusu ibadet, duası müstecabtır. (kabul olunur)”
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse onun sevabını aynen alır.”

“Oruç ve okunan Kur’an kıyamet gününde kula şefaatçi olur”
“Ramazanın evveli rahmet ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluştur. Kim bu ayda işçisinin işini hafifletirse Allah onu bağışlar.”

Değerli Kardeşlerim!
Gözümüzü, kulağımızı, dilimizi ve diğer azalarımızı günahlardan muhafaza edip, ciddi bir tövbe ve istiğfar edelim. Camilere koşup teravihle bütünleşip vaaz ve bu ayda nazil olan Kur’anımızı okuyalım ve dinleyelim. Gecelerimizi hep kadir gecesi gibi değerlendirelim. Günahları terk edip, kardeşlik havası içerisinde milletçe tek vücut olmaya gayret edelim. Dünyanın çeşitli yerlerinde sıkıntı içerisinde olan din kardeşlerimizi, hastaları, şehit ve gazilerimizi de dualarımıza dâhil edip duayı umumileştirelim. Zekât ve fitrelerimizi hazırlayalım ve Peygamberimiz (S.A.V.)’in şu müjdeli hadisini unutmayalım ”Kim iman ederek ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan Orucunu tutarsa, geçmiş günahları affedilir.”

01 Ağustos 2011 Pazartesi günü başlayacak olan Ramazan ayı orucu, 29 Ağustos 2011 Pazartesi sona erecek ve 30 Ağustos 2011 Salı günü de inşallah Ramazan Bayramına kavuşacağız. Bu vesileyle; rahmeti, bereketi, mağfireti bol olan oruç ayı, Kur'an ayı olan Ramazan-ı şerifin; tüm İslam âlemi için, ülkemiz, ailemiz ve güzel İlçemiz Kaman için hayırlar getirmesini, tutulacak oruçların yapılacak hayır-hasenatın, ibadetlerin kabul olmasını, sağlık, afiyet, sıhhat içerisinde bayrama salimen kavuşmamızı Yüce Rabbimizden niyaz eder, tüm halkımızın Ramazan-ı Şerifini şimdiden tebrik ederim.