En bakılan konular
En son konular
Similar topics
Arama
Online E-Devlet Hizmetleri
Online E-Devlet HizmetleriTC Kimlik No
Vergi Kimlik No
SSK Hizmet Dökümü
İnternet Vergi Dairesi
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Telefon Rehberi
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSS Sonuçları
KPSS Sonuçları
KPDS Sonuçları
LES Sonuçları
TUS Sonuçları
ÜDS Sonuçları
ALS Sonuçları
DGS Sonuçları
Diğer Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Takvimi
E-Devlet Linkleri:
Devletim.com
Online Hizmetler
Milli Eğitim Bakanlığı
Üniversiteler
Sağlık Bakanlığı
Emeklilik Hizmetleri
Hukuk ve Adalet
Emniyet Hizmetleri
Ekonomik ve Mali İşler
İş ve Eleman Arama
Genel Devlet Kurumları
Bakanlıklar
Valilikler
Belediyeler
Kaymakamlıklar
Siyasi Partiler
Silahlı Kuvvetler
Sivil Toplum
Engelli Sayfaları
Elçilik - Konsolosluklar
Avrupa Birliği
K.K.T.C.
Turizm
Tatil ve Gezi Rehberi
Deprem Linkleri
Haber Kaynakları
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Allahü tealaya güvenmek
1 sayfadaki 1 sayfası
Allahü tealaya güvenmek
Allahü tealaya güvenmek
Allahü teâlâya güvenmekSual: Allah bes, bâki heves ne demektir?
CEVAP
Bes, kâfi, yeter, yetişir demektir Bâki, kalan demektir Heves ise,
nefsin isteği, geçici arzu demektir Allah bes diyen, Allahü teâlâya
tevekkül etmiş olur Tevekkül,vekil etmek, işini başkasına havale
etmektir Istılahta ise, Allah’a güvenmek, Ona dayanmaktır
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan acı olayların,
ezelde takdir edildiğini bilip, üzülmemek, Allah’tan geldiğini düşünerek
seve seve karşılamaktır Allah bes diyen, [Ona tevekkül eden] yani onu
vekil eden kurtulur [Vekil: koruyucu, gözetleyici, bakıcı, yardımcı]
Bes Farsçadır Allah bes ifadesinin Arapçası, Hasbiyallah demektir
Hasbiyallah, Allah bana yetişir demektir Hasbiyallahü ve ni’mel vekil
ise, Allah bana yetişir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil, demektir
Hasbünallahü ve ni’mel vekil ise, Allah bize yetişir, O, güvenilip
dayanılan ne güzel vekil, demektir Kur’an-ı kerimde, cesur müminlerin,
(Hasbünallahü ve ni’mel vekil) dedikleri bildiriliyor (Al-i İmran 173)
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize buyuruyor ki:
(Sana hile yapmak isterlerse, Allah sana kâfidir) [Enfal 62]
([Ey resulüm, senden] yüz çevirirlerse, “Hasbiyallahü la ilahe illa hüve
aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim” de! = Allah bana kâfidir,
Ondan başka ilah yoktur, ben sadece Ona güvenir, Ona dayanırım O büyük
Arşın sahibidir) [Tevbe 129]
(De ki: Hasbiyallahü aleyhi yetevekkel-ül-mütevekkilün= Bana Allah
yeter, güvenip dayanacaklar, ancak Ona güvenip dayanırlar) [Zümer 38]
(Allah’a dayan; vekil olarak Allah sana yeter) [Nisa 81]
(Tevekkül edene Allah kâfidir) [Talak 3]
(Müminlere, "Düşmanlarınız, size karşı asker topladı; onlardan sakının"
denildiğinde bu, onların imanlarını arttırdı ve "Hasbünallahü ve ni’mel
vekil" dediler) [Al-i İmran 173]
Zümer suresinin 36 âyetinde mealen, (Allah kuluna kâfi değil mi)
buyuruluyor Evet, (Allah bes) demeliyiz Böyle kimseye de şeytan musallat
olamaz Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip de yalnız Rablerine tevekkül eden kimselere şeytan hakimiyet kuramaz) [Nahl 99]
Her müslümanın Allahü teâlâya tevekkül etmesi farzdır Tevekkül imanın şartıdır Çünkü âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Eğer imanınız varsa, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Bir insan için en büyük makam, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine
kavuşmaktır O halde tevekkül etmek gerekir Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Allah, tevekkül edenleri elbette sever) [Al-i İmran 159]
(Dünya hayatında size verilen nimetler geçicidir İman edip, Rablerine
tevekkül edenler, Ona güvenip dayananlar için, ahirette verilecek
Allah’ın indindeki mükafat ise, dünya nimetlerinden daha hayırlı ve daha
süreklidir) [Şurâ 36]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Hasbiyallahü ve ni’mel vekil sözü her korku için bir emniyettir) [Deylemi]
(Sabah akşam 7 kere, “Hasbiyallahü la ilahe illahü, aleyhi tevekkeltü ve
hüve Rabb-ül arşil azim” okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından
kurtulur) [İbni Sünni]
(Bunu on defa okuyanın sıkıntısını Allahü teâlâ giderir) [Şir’a]
(Sıkıntılı iken “Hasbünallahü ve ni’mel-vekil” deyiniz!) [İbni Merdeveyhi]
(Tedbir almakta acizlik gösterme! Tedbire rağmen bir işe gücün yetmezse, “Hasbiyallahü ve ni’mel-vekil de!) [Buhari]
(Evden çıkarken “Bismillah, tevekkeltü alallah, la havle vela kuvvete
illa billah” diyen kimse, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan
uzaklaşır) [Tirmizi]
(İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken, “Hasbiyallahü ve ni’mel vekil”
[Bana Allah’ım yetişir, O ne iyi yardımcıdır] dedi) [Hatib]
Kur’an-ı kerimde de aynı şey bildiriliyor:
(De ki, Allah bana kâfidir) [Zümer 38]
Allahü teâlâdan başka güvenilecek, dost edinilecek hiç kimse, hiçbir şey
yoktur Allahü teâlâdan başkasına sığınmak, örümcek ağına sığınmaya
benzetilmiştir Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Allah’tan başka dost edinenin hali, örümceğin durumuna benzer Halbuki barınakların en çürüğü örümcek yuvasıdır) [Ankebut 41]
O halde Allah bes [hasbiyallah] demek ve bu sözde İbrahim aleyhisselam gibi durmak gerekir
Bâki heves, masivadır, Allah’tan gayrı şeylerdir Allah’tan gayrı
şeylerle uğraşmak ise faydasız işle vakit geçirmektir Hadis-i şerifte,
(Bir kimsenin faydasız işle vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu
sevmediğine alamettir) buyuruldu (Mek Rabbani)
On cümle
Muhammed bin Hişâm anlatır: Ma’rûf-ı Kerhî bana; “Sana; dünya ve ahiret
saadeti için on cümle öğreteyim Böyle dua edenin duası kabul olur” dedi
“Yazayım mı” dedim “Hayır, Behr bin Hâris nasıl tekrar ederek bana
öğrettiyse, ben de aynı şekilde sana öğretirim” diyerek şu hadisi
bildirdi:
(Her namazdan sonra [dua ederken], şu on cümleyi söyleyenin dualarını Allahü teâlâ kabul eder:
1- Dinim için Allah bana kâfidir
2- Dünyam için Allah bana kâfidir
3- [İki cihan] endişelerim için Allah bana kâfidir
4- Haset eden için Allah bana kâfidir
5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir
6- Kötülük etmek isteyen için Allah bana kâfidir
7- Ölüm anında Allah bana kâfidir
8- Kabirde Allah bana kâfidir
9- Mîzanda Allah bana kâfidir
10- Sıratta Allah bana kâfidir
Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah bana kâfidir Ona tevekkül eder, Ona yalvarırım) [Nevadir-il Usul, Hakim-i Tirmizi]
Tevekkül ve çalışmak
Sual: Tevekkül, çalışmamak, ilaç kullanmamak demek midir?
CEVAP
Tevekkül, dinimizin bildirdiği sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi
sebeplerden değil, sebepleri yaratandan beklemektir (Bir işe başladığın
zaman, Allahü teâlâya tevekkül et, Ona güven!) âyet-i kerimesi, tevekkül
ile beraber azmederek çalışmak gerektiğini gösteriyor (Al-i imran 159)
Tevekkül, herhangi bir işin, dinen, örfen sebeplerine yapışarak gayret
gösterip, neticeye ihlasla teslim olmaktır Yani sonucu Allahü teâlâdan
beklemek ve bu sonucun kendisi için mutlaka hayırlı olduğuna inanmaktır
Doğru sebebe yapışan doğru netice alır
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan üzücü olayları,
ezelde takdir edilmiş bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini
düşünerek seve seve karşılamaktır İnsan, bir işin neticesinin iyi mi,
kötü mü olacağını bilemez Hayır sandığı çok şey, şerle, şer sandığı çok
şey de, hayırla neticelenebilir Muhakkak şu işim olsun diye ısrar
etmemeli, “Hayırlı ise olsun” demelidir
Allahü teâlâ, kimseye muhtaç olmamak için çalışmayı, hasta olmamak için
tedbir almayı, hasta olunca ilaç kullanmayı, görebilmek için ışığı sebep
kılmıştır Sebebi, istenilen şeye kavuşmak için bir kapı gibi
yaratmıştır Bir şeyin hasıl olmasına sebep olan şeyi yapmayıp da
sebepsiz olarak gelmesini beklemek, kapıyı kapayıp pencereden atılmasını
istemeye benzer ki, bu, akla ve dine uygun değildir Allahü teâlâ,
insanların, ihtiyaçlarına kavuşmak için bu sebepler kapısını yaratmış ve
açık bırakmıştır Tesiri kesin olan ilaçları kullanmamak tevekkül değil,
ahmaklıktır, haramdır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her hastalığın ilacı vardır Yalnız ölüme çare yoktur) [Taberani]
Hazret-i Musa, hastalanınca, “İlaçsız da Allahü teâlâ şifa verir”
diyerek ilaç kullanmadı Allahü teâlâ (İlaç kullanmazsan şifa ihsan
etmem) buyurdu İlacı kullanınca iyi oldu Fakat sebebini merak etti
Allahü teâlâ, (Tevekkül etmek için, benim âdetimi, hikmetimi değiştirmek
mi istiyorsun? İlaçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan
benim) buyurdu (K Saadet)
Doktora gitmeli, ilaç kullanmalı; fakat, doktora ve ilaca güvenmemeli,
şifayı Allahü teâlâdan istemelidir! İlaç kullanıp da iyi olmayan,
ameliyat masasında ölen az değildir
Hazret-i İbrahim’in, mancınıkla ateşe atılırken, Hasbiyallahü ve ni’mel
vekil dediği hadis-i şerifle bildirilmiştir [Bana Allah’ım yetişir, O ne
iyi vekil, ne iyi yardımcı demektir] Ateşe düşerken Hazret-i Cebrail
gelip, “Bir dileğin var mı?” diye sorunca, “Var, fakat sana değil”
diyerek sözünün eri olduğunu gösterdi Bunun için (Sözünün eri olan
İbrahim) diye övüldü (Necm 37)
Tevekkül, kalb işidir, imandan meydana gelir Allahü teâlânın lütuf ve
ihsanının pek çok olduğuna iman etmekle hasıl olur Bu hâl, kalbin vekile
itimat etmesi, güvenmesi, ona inanması ve onun ile rahat etmesidir
Böyle bir insan dünya malına gönül bağlamaz Dünya işlerinin
bozulmasından dolayı üzülmez Rızkından endişe etmez Mesela, iftiraya
uğrayan biri, mahkemeye düşünce kendine bir avukat tutar Üç şeyde
avukata güvenirse, bu kimsenin kalbi rahat eder 1- Avukatı, ona
yaptıkları iftirayı iyi bilir 2- Avukatı doğruyu söylemekten korkmaz 3-
Avukatın bunu canla başla savunacağına inanır Avukatına böyle inanır,
güvenirse kendi ayrıca uğraşmaz (Allah bize yetişir O ne iyi vekildir)
âyetini iyi anlayıp, “Rızık takdir edilmiş, vakti gelince bana yetişir”
der Demek ki, çalışmadan tevekkül dinimizde yoktur
Tevekkül ve sebepler
M Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Sebeplere yapışmak tevekküle zıt değildir Sebeplerin tesir etmesinin
Allahü teâlâdan olduğunu bilen, tesiri Allahü teâlâdan bekleyen ve
tecrübe edilmiş sebepleri kullanan kimse, Allahü teâlâya tevekkül etmiş,
yalnız Ona güvenmiş olur Tesir etmeyen, hayali sebepleri kullanmak,
tevekkül olmaz Tesiri çok görülmüş olan sebepleri kullanmak gerekir Ateş
yakar, fakat, ateşe yakma kuvvetini veren, Allah’tır Aç olan, bir şey
yer; bu şeye doyurma kuvveti veren Odur Gerektiği zaman, böyle sebepleri
kullanmadığı için zarar gören kimse, Allah’a asi olur Tecrübe edilmiş
sebepleri kullanmak gerekir Allahü teâlâ, meşveret etmeyi, bilenlere
danışmayı emretti Meşveret de, sebebe yapışmaktır Meşveretten sonra
tevekkülü emretti Ahiret işlerinde tevekkül olamaz, çalışmak emrolundu
Burada, azabından korkmak ve merhametinden ümitli olmak gerekir Allah’ın
keremine, ihsanına güvenmeli ve emrolunan ibadetleri yapmalı, yasak
edilenlerden sakınmalıdır! Tevekkül budur ve kulluk böyle olur (1/182)
Bir âyet meali:
(Azmedip de bir işe başlayınca, Allah’a tevekkül et, Ona güven! Allah
size yardım ederse, kimse size galip gelemez Size yardım etmezse, kimse
yardım edemez O halde, müminler Allah’a tevekkül etsinler!) [Al-i İmran
159,160]
Kendine güvenmek, tevekkülün tersi ve tevekkülü bozan bir şeydir Bundan
başka egoistliğe, kendini beğenmeye yol açar Tevekkül, iş yapmayıp
tembel oturmak değildir Bir işe başlamak ve başlanan işi başarmak için
tevekkül gerekir Güç bir işi başaramamak korkusunu gidermek için de
tevekkül gerekir
Bu âyet, tevekkül ile beraber çalışmayı ve çalışmada azmin de
gerektiğini bildiriyor Demek ki her müslüman çalışacak, azmedecek ve
sonra da güvenecektir Tevekkül bir zaaf değil, bir kuvvettir Hadis-i
şerifte buyuruluyor ki:
(Deveni bağla ve sonra Allahü teâlâya tevekkül et!) [İbni Asakir]
Dinimiz, insanlara daima çalışmak, aklını doğru kullanmak, her türlü
yeniliği öğrenmek, başarmak için her türlü meşru çareye başvurmayı
emretmektedir Bir müslüman ancak herhangi bir işte aklını kullandığı,
her çareye başvurduğu ve son derece de çalıştığı halde, bir başarıya
ulaşamazsa, üzülmemeli ve bu sonucun, Allahü teâlânın kendisi için
münasip gördüğü bir husus olduğunu kabul ederek kaderine razı olmalıdır
Yoksa hiçbir şey yapmadan, çalışmadan, öğrenmeden ve bilmeden yan gelip
yatarak beklemek, İslamiyet’te yoktur Böyle yapmak büyük günahtır Bir
âyet meali:
(İnsana, ancak dünyada çalışarak [ihlas ile] yaptığı işler [ahirette] fayda verir) [Necm 39]
İnsanlar, bazen her şeye başvurdukları ve çok çalıştıkları halde,
istediklerine kavuşamazlar İşte o zaman, bu işte kendi ellerinde olmayan
bir kudret bulunduğunu ve bu kudretin insanların yaşamaları ve
başarıları üzerinde etkili olduğunu ve onlara yön verdiğini kabul
ederler İşte kısmet budur Kısmet aynı zamanda büyük bir teselli
kaynağıdır (Ben vazifemi yaptım, ama ne yapayım ki kısmetim bu imiş)
diyen bir müslüman, bir işte başarısız olsa bile, ümitsizliğe kapılmaz
ve büyük bir iç huzuru ile çalışmaya devam eder Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruldu ki:
(Güçlükle beraber elbette bir kolaylık vardır Öyleyse, bir işi bitirince
diğerine teşebbüs et ve hacetini yalnız Rabbinden iste!) [İnşirah 5-8]
Yani başarısızlıktan ümitsizliğe düşmeyip çalışmaya devam etmelidir
Yeryüzündeki her canlının rızkı
Sual: Günümüzde bir kısım insanlar, geçim derdiyle olsa gerek, helale
harama dikkat etmiyor Ailece çalışıp geçinemeyenleri var Yalan
söyleniyor, hile yapılıyor, kul hakkına aldırış edilmiyor Bu derece
rızıktan endişe etmek doğru mu?
CEVAP
Helale harama, kul hakkına dikkat etmemek uygun değildir İslam âlimleri,
(Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan beklesin!) buyuruyor
Âlimlerden birine "Hep ibadetle meşgul oluyorsun, ne yiyip ne
içiyorsun?" dediler O da, dişlerini gösterdi "Değirmeni yapan suyunu
gönderir" demek istedi Çünkü rızıkları Allahü teâlânın gönderdiğine
inancı tamdı Âyet-i kerime meali:
(Yeryüzündeki her canlının rızkını, Allah elbette gönderir) [Hud 6]
Veysel Karani hazretleri, nasihat isteyen birine "Şam’a yerleş" buyurdu O
da "Acaba Şam’da geçim nasıldır?" dedi Hazret, "Rızıklarından şüphe
edenlere yazıklar olsun Bunlara nasihat fayda etmez" buyurdu
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(İmanınız varsa, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam tok dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ, kendisine sığınanın her işine yetişir, hiç ummadığı yerden ona rızk verir) [Beyheki]
Tefviz şiirinin açıklaması
Sual: Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Tefvizname isimli şiirini anlamakta güçlük çekiyorum Açıklar mısınız?
CEVAP
Şiir açıklamak çok zordur Bu şiirde tefviz işleniyor: Tefviz, her şeyin
Allah’ın takdiri ile olduğuna inanmak, işlerini Allahü teâlâya havale
etmek, Onu kendine vekil yapmak, Ona tevekkül edip güvenmek, Ondan
gelene güzelce sabretmek demektir Bu zor ise de çok kıymetlidir
Tevekkülün zirvesine çıkan İbrahim aleyhisselam,ateşe atılırken bile
tevekkülünü bozmadı
Şiir şöyle başlıyor:
Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Arif onu seyr eyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Şöylece de sona eriyor:
Vallahi güzel etmiş,
Billahi güzel etmiş,
Tallahi güzel etmiş
Allah görelim netmiş
Netmişse güzel etmiş
Şimdi baştan sıra ile açıklayalım:
1- Allahü teâlânın; kötü işin neticesini hayra çevirdiği çok görülmüştür
Arif olan bunu kolayca anlar Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır) [Bekara 216]
Bir misal verelim: Hudeybiye anlaşmasına göre, bir kâfir müslüman
olursa, müslümanlar bunu aralarına alamayacaklar, fakat müslüman
olduktan sonra tekrar kâfir [mürted] olanı ise, müşrikler tekrar
saflarına alacaktı Görünüşte bu anlaşma müslümanların aleyhine idi
Peygamber efendimiz, neticeyi peygamberlik nuru ile görüp imzaladı
Anlaşma müslümanların lehine neticelenince, müşrikler, anlaşmayı bozmak
zorunda kaldılar (M Ledünniyye)
Üniversitede bir yıl sınıfta kalmak birkaç yönden zararlıdır Memuriyet
hayatına bir yıl sonra girilir Bir yıl sonra emekli olunur Bir yıllık
maaştan mahrum kalınır Bir yılı kaybetmiş olur
Yakından tanıdığım bir arkadaş, sınıfta kalınca üzülür Fakat o yıl yeni
arkadaşlarla tanışır Eyyamcı olan bu genç, o arkadaşlarının sayesinde
iyi bir müslüman olur Sınıfta kalması onun için büyük bir nimet olur
Yakışıklı bir genç felç olur Felç olduktan sonra ehl-i sünnet
âlimlerinin kitaplarını okur Dinini doğru olarak öğrenir ve yaşamaya
başlar Halbuki önceden dinden imandan habersiz yaşıyordu Hiçbir nasihat
de kâr etmiyordu Şimdi bu nimete kavuşmasına sebep olan felç hastalığı
için Allahü teâlâya devamlı hamd eder
Demek ki, (Hoşlanmadığımız bir şey bizim için hayırlı) olabiliyor İnsan,
bir işin sonucunun iyi mi, kötü mü olacağını bilemez Hayır zannettiği
çok şey, şerle, şer zannettiği çok şey de, hayırla neticelenebilir Bunun
için bir işte ısrar etmemelidir
2- Tevekkül edip işlerini Allah’a havale eden ve sonucu sabırla bekleyen
müslüman, rahat eder İkinci üçlükte tevekkül, tefviz, sabır ve rıza var
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan acı olayların,
ezelde takdir edildiğini bilip, üzülmemek, Allah’tan geldiğini düşünerek
seve seve karşılamaktır
Başa gelen işe sabredilirse ecri görülür Sabredilmezse, günaha girilir
ve sıkıntıya düşülür Sabır, tökezlemeyen binektir Sabır, acı ise de
meyvesi tatlıdır
Sabır üç çeşittir:
Belaya sabır, din bilgilerini öğrenirken ve ibadet yaparken sabır, günah
işlememek için sabır Sabrın önemi büyüktür Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruldu ki:
(Sabretmekte yarış edin!) [Al-i İmran 200]
(Allah sabredenlerle beraberdir) [Bekara 153]
(Sabredenlere, mükafatları hesapsız verilir) [Zümer 10]
Bir hadis-i şerif meali:
(Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Deylemi]
3- Kalbini Ona bağla, her şey takdirledir Tedbir takdiri bozamaz Tedbirli ol; fakat tedbirine güvenme!
4- Merhametle yaratan, bol rızık veren Hak teâlâ, tevekkül edenin her işini en iyi şekilde yapar
5- Hacetleri bitiren Allah’a yalvar, Ondan kaçma! Nefsine uyup başkasına el açma!
6- İlle de şu iş şöyle olsun deme! Eğer o iş, istemediğin şekilde olmuşsa, hiç üzülme, Hakkın takdirine razı ol!
7- Boş yere üzülme, her iş Haktandır, öyle olmasında sayısız hikmet vardır
8- Allahü teâlânın her işi düzgündür, aklımız almasa da hepsi uygundur
9- İşini Hakka bırak, uzakları çok yakın, yakını eder ırak,
10- Onun işinde hata olmaz Onun emrine uymayan yanar Yeter ki sabretmeyi bil
11- Bu işler niye böyle deme Bunlar her zaman böyle Mühim olan işin sonudur
12- Nefsine uyup da, hiç kimseyi hor görme, kalbini kırma! Bağırıp çağırma!
13- Müminde hile olmaz, fitne çıkarmaz Ondan zarar gelmez Arife tarif olmaz
14- Onu vekil edip kadere razı olarak güzel sabretmek hoş, bundan gayrısı boş
15- Allahü teâlâ, kendisini anana, imdat diyene yardım eder
16- Çaresiz kalsan, yazdırır ferman, hemen bulunur derdine derman, köle iken olursun sultan
17- Kâh ağlatır, kâh güldürür Kimini yaşatır, kimini öldürür Yaratmakla yorulmaz, hikmetinden sorulmaz
18- Nimet verir ve alır, zarar ve fayda verir, alçaltıp yükseltir
19- Kalbleri değiştirir, kimini susuz bırakır, kimine kevser içirir, herkesi değişik bir imtihandan geçirir
20- Kimini huysuz yapar, kimine güzel huy verir, kimini sevip sevdirir
21- Kimini çok renkli, kimini renksiz, kimini gamlı, kimini gamsız yapar
22- Az yiyip içen az uyur, hantallıktan kurtulur, zihni açılır, rahmet saçılır
23- Herkesle gezme, dostunu üzme, Hak sese ver kulak, nefsin gibi olma ahmak
24- Maziyi bırak, istikbale de dalma, hep bugünü de düşünme!
25- Tembelliği söküp at, Allah’ı eyle hep yad, rıza-i Haktır maksat
26- Kötüdür gaflet, agah ol gayet, arayan bulur Mevlayı elbet
27- Her sözden öğüt al, her şeydeki güzelliği gör, bunlar sana ganimet
28- Allah’ın ihsanı olarak sonsuz kurtuluşu müjdeleyen birçok işaret var
29- Söyleyene değil, söyletene bak, her sözden faydalan ibret alarak
30- Hakkın rızasına kavuşmak için, edep ve güzel ahlak sahibi olmak gerekir
Son mısralarda, Allahü teâlânın, her şeyi güzel yarattığı, akrep, yılan,
fare gibi zararlı hayvanları yaratmasında, birçok hikmet bulunduğu,
yerde ve göklerde faydasız hiç bir şey yaratmadığı, üç defa yemin
edilerek kesin bir şekilde bildirilmektedir
Sual: Problemlerimi çözemiyor, eş dosttan da yardım göremiyorum Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
CEVAP
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsan, ihtiyaçlarını, Allah’a havale ederse, ihtiyaçlarını [husule getirecek sebepleri] ihsan eder) [Hakim]
Mesela, herkesin sana merhamet ve hizmet etmesini temin eder Yahya bin Muaz Razi hazretleri buyuruyor ki:
"İnsanlar seni, Allah’ı sevdiğin kadar sever Allah’tan korktuğun kadar,
senden korkarlar Allah’a itaat ettiğin kadar, sana itaat ederler Ona
itaatin nispetinde, sana hizmet ederler Hülasa, her işin, Onun için
olsun! Yoksa, hiçbir işinin faydası olmaz Hep kendini düşünme! Allahü
teâlâdan başka, kimseye güvenme!"
Ebu Muhammed Raşi hazretleri buyuruyor ki:
"Kendin ile Allahü teâlâ arasında en büyük perde [engel], hep kendi
menfaatini düşünmek ve kendin gibi, bir acize güvenmektir Sofilik,
istediğin her yere gidebilmek ve bulutların gölgesinde rahat etmek ve
herkesten hürmet görmek değildir Her halinde Allahü teâlâya güvenmektir
alıntı...
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
Allahü teâlâya güvenmekSual: Allah bes, bâki heves ne demektir?
CEVAP
Bes, kâfi, yeter, yetişir demektir Bâki, kalan demektir Heves ise,
nefsin isteği, geçici arzu demektir Allah bes diyen, Allahü teâlâya
tevekkül etmiş olur Tevekkül,vekil etmek, işini başkasına havale
etmektir Istılahta ise, Allah’a güvenmek, Ona dayanmaktır
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan acı olayların,
ezelde takdir edildiğini bilip, üzülmemek, Allah’tan geldiğini düşünerek
seve seve karşılamaktır Allah bes diyen, [Ona tevekkül eden] yani onu
vekil eden kurtulur [Vekil: koruyucu, gözetleyici, bakıcı, yardımcı]
Bes Farsçadır Allah bes ifadesinin Arapçası, Hasbiyallah demektir
Hasbiyallah, Allah bana yetişir demektir Hasbiyallahü ve ni’mel vekil
ise, Allah bana yetişir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil, demektir
Hasbünallahü ve ni’mel vekil ise, Allah bize yetişir, O, güvenilip
dayanılan ne güzel vekil, demektir Kur’an-ı kerimde, cesur müminlerin,
(Hasbünallahü ve ni’mel vekil) dedikleri bildiriliyor (Al-i İmran 173)
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize buyuruyor ki:
(Sana hile yapmak isterlerse, Allah sana kâfidir) [Enfal 62]
([Ey resulüm, senden] yüz çevirirlerse, “Hasbiyallahü la ilahe illa hüve
aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim” de! = Allah bana kâfidir,
Ondan başka ilah yoktur, ben sadece Ona güvenir, Ona dayanırım O büyük
Arşın sahibidir) [Tevbe 129]
(De ki: Hasbiyallahü aleyhi yetevekkel-ül-mütevekkilün= Bana Allah
yeter, güvenip dayanacaklar, ancak Ona güvenip dayanırlar) [Zümer 38]
(Allah’a dayan; vekil olarak Allah sana yeter) [Nisa 81]
(Tevekkül edene Allah kâfidir) [Talak 3]
(Müminlere, "Düşmanlarınız, size karşı asker topladı; onlardan sakının"
denildiğinde bu, onların imanlarını arttırdı ve "Hasbünallahü ve ni’mel
vekil" dediler) [Al-i İmran 173]
Zümer suresinin 36 âyetinde mealen, (Allah kuluna kâfi değil mi)
buyuruluyor Evet, (Allah bes) demeliyiz Böyle kimseye de şeytan musallat
olamaz Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip de yalnız Rablerine tevekkül eden kimselere şeytan hakimiyet kuramaz) [Nahl 99]
Her müslümanın Allahü teâlâya tevekkül etmesi farzdır Tevekkül imanın şartıdır Çünkü âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Eğer imanınız varsa, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Bir insan için en büyük makam, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine
kavuşmaktır O halde tevekkül etmek gerekir Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Allah, tevekkül edenleri elbette sever) [Al-i İmran 159]
(Dünya hayatında size verilen nimetler geçicidir İman edip, Rablerine
tevekkül edenler, Ona güvenip dayananlar için, ahirette verilecek
Allah’ın indindeki mükafat ise, dünya nimetlerinden daha hayırlı ve daha
süreklidir) [Şurâ 36]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Hasbiyallahü ve ni’mel vekil sözü her korku için bir emniyettir) [Deylemi]
(Sabah akşam 7 kere, “Hasbiyallahü la ilahe illahü, aleyhi tevekkeltü ve
hüve Rabb-ül arşil azim” okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından
kurtulur) [İbni Sünni]
(Bunu on defa okuyanın sıkıntısını Allahü teâlâ giderir) [Şir’a]
(Sıkıntılı iken “Hasbünallahü ve ni’mel-vekil” deyiniz!) [İbni Merdeveyhi]
(Tedbir almakta acizlik gösterme! Tedbire rağmen bir işe gücün yetmezse, “Hasbiyallahü ve ni’mel-vekil de!) [Buhari]
(Evden çıkarken “Bismillah, tevekkeltü alallah, la havle vela kuvvete
illa billah” diyen kimse, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan
uzaklaşır) [Tirmizi]
(İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken, “Hasbiyallahü ve ni’mel vekil”
[Bana Allah’ım yetişir, O ne iyi yardımcıdır] dedi) [Hatib]
Kur’an-ı kerimde de aynı şey bildiriliyor:
(De ki, Allah bana kâfidir) [Zümer 38]
Allahü teâlâdan başka güvenilecek, dost edinilecek hiç kimse, hiçbir şey
yoktur Allahü teâlâdan başkasına sığınmak, örümcek ağına sığınmaya
benzetilmiştir Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Allah’tan başka dost edinenin hali, örümceğin durumuna benzer Halbuki barınakların en çürüğü örümcek yuvasıdır) [Ankebut 41]
O halde Allah bes [hasbiyallah] demek ve bu sözde İbrahim aleyhisselam gibi durmak gerekir
Bâki heves, masivadır, Allah’tan gayrı şeylerdir Allah’tan gayrı
şeylerle uğraşmak ise faydasız işle vakit geçirmektir Hadis-i şerifte,
(Bir kimsenin faydasız işle vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu
sevmediğine alamettir) buyuruldu (Mek Rabbani)
On cümle
Muhammed bin Hişâm anlatır: Ma’rûf-ı Kerhî bana; “Sana; dünya ve ahiret
saadeti için on cümle öğreteyim Böyle dua edenin duası kabul olur” dedi
“Yazayım mı” dedim “Hayır, Behr bin Hâris nasıl tekrar ederek bana
öğrettiyse, ben de aynı şekilde sana öğretirim” diyerek şu hadisi
bildirdi:
(Her namazdan sonra [dua ederken], şu on cümleyi söyleyenin dualarını Allahü teâlâ kabul eder:
1- Dinim için Allah bana kâfidir
2- Dünyam için Allah bana kâfidir
3- [İki cihan] endişelerim için Allah bana kâfidir
4- Haset eden için Allah bana kâfidir
5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir
6- Kötülük etmek isteyen için Allah bana kâfidir
7- Ölüm anında Allah bana kâfidir
8- Kabirde Allah bana kâfidir
9- Mîzanda Allah bana kâfidir
10- Sıratta Allah bana kâfidir
Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah bana kâfidir Ona tevekkül eder, Ona yalvarırım) [Nevadir-il Usul, Hakim-i Tirmizi]
Tevekkül ve çalışmak
Sual: Tevekkül, çalışmamak, ilaç kullanmamak demek midir?
CEVAP
Tevekkül, dinimizin bildirdiği sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi
sebeplerden değil, sebepleri yaratandan beklemektir (Bir işe başladığın
zaman, Allahü teâlâya tevekkül et, Ona güven!) âyet-i kerimesi, tevekkül
ile beraber azmederek çalışmak gerektiğini gösteriyor (Al-i imran 159)
Tevekkül, herhangi bir işin, dinen, örfen sebeplerine yapışarak gayret
gösterip, neticeye ihlasla teslim olmaktır Yani sonucu Allahü teâlâdan
beklemek ve bu sonucun kendisi için mutlaka hayırlı olduğuna inanmaktır
Doğru sebebe yapışan doğru netice alır
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan üzücü olayları,
ezelde takdir edilmiş bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini
düşünerek seve seve karşılamaktır İnsan, bir işin neticesinin iyi mi,
kötü mü olacağını bilemez Hayır sandığı çok şey, şerle, şer sandığı çok
şey de, hayırla neticelenebilir Muhakkak şu işim olsun diye ısrar
etmemeli, “Hayırlı ise olsun” demelidir
Allahü teâlâ, kimseye muhtaç olmamak için çalışmayı, hasta olmamak için
tedbir almayı, hasta olunca ilaç kullanmayı, görebilmek için ışığı sebep
kılmıştır Sebebi, istenilen şeye kavuşmak için bir kapı gibi
yaratmıştır Bir şeyin hasıl olmasına sebep olan şeyi yapmayıp da
sebepsiz olarak gelmesini beklemek, kapıyı kapayıp pencereden atılmasını
istemeye benzer ki, bu, akla ve dine uygun değildir Allahü teâlâ,
insanların, ihtiyaçlarına kavuşmak için bu sebepler kapısını yaratmış ve
açık bırakmıştır Tesiri kesin olan ilaçları kullanmamak tevekkül değil,
ahmaklıktır, haramdır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her hastalığın ilacı vardır Yalnız ölüme çare yoktur) [Taberani]
Hazret-i Musa, hastalanınca, “İlaçsız da Allahü teâlâ şifa verir”
diyerek ilaç kullanmadı Allahü teâlâ (İlaç kullanmazsan şifa ihsan
etmem) buyurdu İlacı kullanınca iyi oldu Fakat sebebini merak etti
Allahü teâlâ, (Tevekkül etmek için, benim âdetimi, hikmetimi değiştirmek
mi istiyorsun? İlaçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan
benim) buyurdu (K Saadet)
Doktora gitmeli, ilaç kullanmalı; fakat, doktora ve ilaca güvenmemeli,
şifayı Allahü teâlâdan istemelidir! İlaç kullanıp da iyi olmayan,
ameliyat masasında ölen az değildir
Hazret-i İbrahim’in, mancınıkla ateşe atılırken, Hasbiyallahü ve ni’mel
vekil dediği hadis-i şerifle bildirilmiştir [Bana Allah’ım yetişir, O ne
iyi vekil, ne iyi yardımcı demektir] Ateşe düşerken Hazret-i Cebrail
gelip, “Bir dileğin var mı?” diye sorunca, “Var, fakat sana değil”
diyerek sözünün eri olduğunu gösterdi Bunun için (Sözünün eri olan
İbrahim) diye övüldü (Necm 37)
Tevekkül, kalb işidir, imandan meydana gelir Allahü teâlânın lütuf ve
ihsanının pek çok olduğuna iman etmekle hasıl olur Bu hâl, kalbin vekile
itimat etmesi, güvenmesi, ona inanması ve onun ile rahat etmesidir
Böyle bir insan dünya malına gönül bağlamaz Dünya işlerinin
bozulmasından dolayı üzülmez Rızkından endişe etmez Mesela, iftiraya
uğrayan biri, mahkemeye düşünce kendine bir avukat tutar Üç şeyde
avukata güvenirse, bu kimsenin kalbi rahat eder 1- Avukatı, ona
yaptıkları iftirayı iyi bilir 2- Avukatı doğruyu söylemekten korkmaz 3-
Avukatın bunu canla başla savunacağına inanır Avukatına böyle inanır,
güvenirse kendi ayrıca uğraşmaz (Allah bize yetişir O ne iyi vekildir)
âyetini iyi anlayıp, “Rızık takdir edilmiş, vakti gelince bana yetişir”
der Demek ki, çalışmadan tevekkül dinimizde yoktur
Tevekkül ve sebepler
M Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Sebeplere yapışmak tevekküle zıt değildir Sebeplerin tesir etmesinin
Allahü teâlâdan olduğunu bilen, tesiri Allahü teâlâdan bekleyen ve
tecrübe edilmiş sebepleri kullanan kimse, Allahü teâlâya tevekkül etmiş,
yalnız Ona güvenmiş olur Tesir etmeyen, hayali sebepleri kullanmak,
tevekkül olmaz Tesiri çok görülmüş olan sebepleri kullanmak gerekir Ateş
yakar, fakat, ateşe yakma kuvvetini veren, Allah’tır Aç olan, bir şey
yer; bu şeye doyurma kuvveti veren Odur Gerektiği zaman, böyle sebepleri
kullanmadığı için zarar gören kimse, Allah’a asi olur Tecrübe edilmiş
sebepleri kullanmak gerekir Allahü teâlâ, meşveret etmeyi, bilenlere
danışmayı emretti Meşveret de, sebebe yapışmaktır Meşveretten sonra
tevekkülü emretti Ahiret işlerinde tevekkül olamaz, çalışmak emrolundu
Burada, azabından korkmak ve merhametinden ümitli olmak gerekir Allah’ın
keremine, ihsanına güvenmeli ve emrolunan ibadetleri yapmalı, yasak
edilenlerden sakınmalıdır! Tevekkül budur ve kulluk böyle olur (1/182)
Bir âyet meali:
(Azmedip de bir işe başlayınca, Allah’a tevekkül et, Ona güven! Allah
size yardım ederse, kimse size galip gelemez Size yardım etmezse, kimse
yardım edemez O halde, müminler Allah’a tevekkül etsinler!) [Al-i İmran
159,160]
Kendine güvenmek, tevekkülün tersi ve tevekkülü bozan bir şeydir Bundan
başka egoistliğe, kendini beğenmeye yol açar Tevekkül, iş yapmayıp
tembel oturmak değildir Bir işe başlamak ve başlanan işi başarmak için
tevekkül gerekir Güç bir işi başaramamak korkusunu gidermek için de
tevekkül gerekir
Bu âyet, tevekkül ile beraber çalışmayı ve çalışmada azmin de
gerektiğini bildiriyor Demek ki her müslüman çalışacak, azmedecek ve
sonra da güvenecektir Tevekkül bir zaaf değil, bir kuvvettir Hadis-i
şerifte buyuruluyor ki:
(Deveni bağla ve sonra Allahü teâlâya tevekkül et!) [İbni Asakir]
Dinimiz, insanlara daima çalışmak, aklını doğru kullanmak, her türlü
yeniliği öğrenmek, başarmak için her türlü meşru çareye başvurmayı
emretmektedir Bir müslüman ancak herhangi bir işte aklını kullandığı,
her çareye başvurduğu ve son derece de çalıştığı halde, bir başarıya
ulaşamazsa, üzülmemeli ve bu sonucun, Allahü teâlânın kendisi için
münasip gördüğü bir husus olduğunu kabul ederek kaderine razı olmalıdır
Yoksa hiçbir şey yapmadan, çalışmadan, öğrenmeden ve bilmeden yan gelip
yatarak beklemek, İslamiyet’te yoktur Böyle yapmak büyük günahtır Bir
âyet meali:
(İnsana, ancak dünyada çalışarak [ihlas ile] yaptığı işler [ahirette] fayda verir) [Necm 39]
İnsanlar, bazen her şeye başvurdukları ve çok çalıştıkları halde,
istediklerine kavuşamazlar İşte o zaman, bu işte kendi ellerinde olmayan
bir kudret bulunduğunu ve bu kudretin insanların yaşamaları ve
başarıları üzerinde etkili olduğunu ve onlara yön verdiğini kabul
ederler İşte kısmet budur Kısmet aynı zamanda büyük bir teselli
kaynağıdır (Ben vazifemi yaptım, ama ne yapayım ki kısmetim bu imiş)
diyen bir müslüman, bir işte başarısız olsa bile, ümitsizliğe kapılmaz
ve büyük bir iç huzuru ile çalışmaya devam eder Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruldu ki:
(Güçlükle beraber elbette bir kolaylık vardır Öyleyse, bir işi bitirince
diğerine teşebbüs et ve hacetini yalnız Rabbinden iste!) [İnşirah 5-8]
Yani başarısızlıktan ümitsizliğe düşmeyip çalışmaya devam etmelidir
Yeryüzündeki her canlının rızkı
Sual: Günümüzde bir kısım insanlar, geçim derdiyle olsa gerek, helale
harama dikkat etmiyor Ailece çalışıp geçinemeyenleri var Yalan
söyleniyor, hile yapılıyor, kul hakkına aldırış edilmiyor Bu derece
rızıktan endişe etmek doğru mu?
CEVAP
Helale harama, kul hakkına dikkat etmemek uygun değildir İslam âlimleri,
(Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan beklesin!) buyuruyor
Âlimlerden birine "Hep ibadetle meşgul oluyorsun, ne yiyip ne
içiyorsun?" dediler O da, dişlerini gösterdi "Değirmeni yapan suyunu
gönderir" demek istedi Çünkü rızıkları Allahü teâlânın gönderdiğine
inancı tamdı Âyet-i kerime meali:
(Yeryüzündeki her canlının rızkını, Allah elbette gönderir) [Hud 6]
Veysel Karani hazretleri, nasihat isteyen birine "Şam’a yerleş" buyurdu O
da "Acaba Şam’da geçim nasıldır?" dedi Hazret, "Rızıklarından şüphe
edenlere yazıklar olsun Bunlara nasihat fayda etmez" buyurdu
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(İmanınız varsa, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam tok dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ, kendisine sığınanın her işine yetişir, hiç ummadığı yerden ona rızk verir) [Beyheki]
Tefviz şiirinin açıklaması
Sual: Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Tefvizname isimli şiirini anlamakta güçlük çekiyorum Açıklar mısınız?
CEVAP
Şiir açıklamak çok zordur Bu şiirde tefviz işleniyor: Tefviz, her şeyin
Allah’ın takdiri ile olduğuna inanmak, işlerini Allahü teâlâya havale
etmek, Onu kendine vekil yapmak, Ona tevekkül edip güvenmek, Ondan
gelene güzelce sabretmek demektir Bu zor ise de çok kıymetlidir
Tevekkülün zirvesine çıkan İbrahim aleyhisselam,ateşe atılırken bile
tevekkülünü bozmadı
Şiir şöyle başlıyor:
Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Arif onu seyr eyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Şöylece de sona eriyor:
Vallahi güzel etmiş,
Billahi güzel etmiş,
Tallahi güzel etmiş
Allah görelim netmiş
Netmişse güzel etmiş
Şimdi baştan sıra ile açıklayalım:
1- Allahü teâlânın; kötü işin neticesini hayra çevirdiği çok görülmüştür
Arif olan bunu kolayca anlar Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır) [Bekara 216]
Bir misal verelim: Hudeybiye anlaşmasına göre, bir kâfir müslüman
olursa, müslümanlar bunu aralarına alamayacaklar, fakat müslüman
olduktan sonra tekrar kâfir [mürted] olanı ise, müşrikler tekrar
saflarına alacaktı Görünüşte bu anlaşma müslümanların aleyhine idi
Peygamber efendimiz, neticeyi peygamberlik nuru ile görüp imzaladı
Anlaşma müslümanların lehine neticelenince, müşrikler, anlaşmayı bozmak
zorunda kaldılar (M Ledünniyye)
Üniversitede bir yıl sınıfta kalmak birkaç yönden zararlıdır Memuriyet
hayatına bir yıl sonra girilir Bir yıl sonra emekli olunur Bir yıllık
maaştan mahrum kalınır Bir yılı kaybetmiş olur
Yakından tanıdığım bir arkadaş, sınıfta kalınca üzülür Fakat o yıl yeni
arkadaşlarla tanışır Eyyamcı olan bu genç, o arkadaşlarının sayesinde
iyi bir müslüman olur Sınıfta kalması onun için büyük bir nimet olur
Yakışıklı bir genç felç olur Felç olduktan sonra ehl-i sünnet
âlimlerinin kitaplarını okur Dinini doğru olarak öğrenir ve yaşamaya
başlar Halbuki önceden dinden imandan habersiz yaşıyordu Hiçbir nasihat
de kâr etmiyordu Şimdi bu nimete kavuşmasına sebep olan felç hastalığı
için Allahü teâlâya devamlı hamd eder
Demek ki, (Hoşlanmadığımız bir şey bizim için hayırlı) olabiliyor İnsan,
bir işin sonucunun iyi mi, kötü mü olacağını bilemez Hayır zannettiği
çok şey, şerle, şer zannettiği çok şey de, hayırla neticelenebilir Bunun
için bir işte ısrar etmemelidir
2- Tevekkül edip işlerini Allah’a havale eden ve sonucu sabırla bekleyen
müslüman, rahat eder İkinci üçlükte tevekkül, tefviz, sabır ve rıza var
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan acı olayların,
ezelde takdir edildiğini bilip, üzülmemek, Allah’tan geldiğini düşünerek
seve seve karşılamaktır
Başa gelen işe sabredilirse ecri görülür Sabredilmezse, günaha girilir
ve sıkıntıya düşülür Sabır, tökezlemeyen binektir Sabır, acı ise de
meyvesi tatlıdır
Sabır üç çeşittir:
Belaya sabır, din bilgilerini öğrenirken ve ibadet yaparken sabır, günah
işlememek için sabır Sabrın önemi büyüktür Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruldu ki:
(Sabretmekte yarış edin!) [Al-i İmran 200]
(Allah sabredenlerle beraberdir) [Bekara 153]
(Sabredenlere, mükafatları hesapsız verilir) [Zümer 10]
Bir hadis-i şerif meali:
(Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Deylemi]
3- Kalbini Ona bağla, her şey takdirledir Tedbir takdiri bozamaz Tedbirli ol; fakat tedbirine güvenme!
4- Merhametle yaratan, bol rızık veren Hak teâlâ, tevekkül edenin her işini en iyi şekilde yapar
5- Hacetleri bitiren Allah’a yalvar, Ondan kaçma! Nefsine uyup başkasına el açma!
6- İlle de şu iş şöyle olsun deme! Eğer o iş, istemediğin şekilde olmuşsa, hiç üzülme, Hakkın takdirine razı ol!
7- Boş yere üzülme, her iş Haktandır, öyle olmasında sayısız hikmet vardır
8- Allahü teâlânın her işi düzgündür, aklımız almasa da hepsi uygundur
9- İşini Hakka bırak, uzakları çok yakın, yakını eder ırak,
10- Onun işinde hata olmaz Onun emrine uymayan yanar Yeter ki sabretmeyi bil
11- Bu işler niye böyle deme Bunlar her zaman böyle Mühim olan işin sonudur
12- Nefsine uyup da, hiç kimseyi hor görme, kalbini kırma! Bağırıp çağırma!
13- Müminde hile olmaz, fitne çıkarmaz Ondan zarar gelmez Arife tarif olmaz
14- Onu vekil edip kadere razı olarak güzel sabretmek hoş, bundan gayrısı boş
15- Allahü teâlâ, kendisini anana, imdat diyene yardım eder
16- Çaresiz kalsan, yazdırır ferman, hemen bulunur derdine derman, köle iken olursun sultan
17- Kâh ağlatır, kâh güldürür Kimini yaşatır, kimini öldürür Yaratmakla yorulmaz, hikmetinden sorulmaz
18- Nimet verir ve alır, zarar ve fayda verir, alçaltıp yükseltir
19- Kalbleri değiştirir, kimini susuz bırakır, kimine kevser içirir, herkesi değişik bir imtihandan geçirir
20- Kimini huysuz yapar, kimine güzel huy verir, kimini sevip sevdirir
21- Kimini çok renkli, kimini renksiz, kimini gamlı, kimini gamsız yapar
22- Az yiyip içen az uyur, hantallıktan kurtulur, zihni açılır, rahmet saçılır
23- Herkesle gezme, dostunu üzme, Hak sese ver kulak, nefsin gibi olma ahmak
24- Maziyi bırak, istikbale de dalma, hep bugünü de düşünme!
25- Tembelliği söküp at, Allah’ı eyle hep yad, rıza-i Haktır maksat
26- Kötüdür gaflet, agah ol gayet, arayan bulur Mevlayı elbet
27- Her sözden öğüt al, her şeydeki güzelliği gör, bunlar sana ganimet
28- Allah’ın ihsanı olarak sonsuz kurtuluşu müjdeleyen birçok işaret var
29- Söyleyene değil, söyletene bak, her sözden faydalan ibret alarak
30- Hakkın rızasına kavuşmak için, edep ve güzel ahlak sahibi olmak gerekir
Son mısralarda, Allahü teâlânın, her şeyi güzel yarattığı, akrep, yılan,
fare gibi zararlı hayvanları yaratmasında, birçok hikmet bulunduğu,
yerde ve göklerde faydasız hiç bir şey yaratmadığı, üç defa yemin
edilerek kesin bir şekilde bildirilmektedir
Sual: Problemlerimi çözemiyor, eş dosttan da yardım göremiyorum Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
CEVAP
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsan, ihtiyaçlarını, Allah’a havale ederse, ihtiyaçlarını [husule getirecek sebepleri] ihsan eder) [Hakim]
Mesela, herkesin sana merhamet ve hizmet etmesini temin eder Yahya bin Muaz Razi hazretleri buyuruyor ki:
"İnsanlar seni, Allah’ı sevdiğin kadar sever Allah’tan korktuğun kadar,
senden korkarlar Allah’a itaat ettiğin kadar, sana itaat ederler Ona
itaatin nispetinde, sana hizmet ederler Hülasa, her işin, Onun için
olsun! Yoksa, hiçbir işinin faydası olmaz Hep kendini düşünme! Allahü
teâlâdan başka, kimseye güvenme!"
Ebu Muhammed Raşi hazretleri buyuruyor ki:
"Kendin ile Allahü teâlâ arasında en büyük perde [engel], hep kendi
menfaatini düşünmek ve kendin gibi, bir acize güvenmektir Sofilik,
istediğin her yere gidebilmek ve bulutların gölgesinde rahat etmek ve
herkesten hürmet görmek değildir Her halinde Allahü teâlâya güvenmektir
alıntı...
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ekim 06, 2019 11:10 am tarafından turk9999
» DreamBox Kullanıcılarına özel FLASHWIZARD 7.02 Türkçe
C.tesi Eyl. 17, 2016 8:48 am tarafından turnurbil
» E2 Setting 7,13,19,42
Paz Kas. 01, 2015 10:04 am tarafından codegen
» Redline Aradiginiz hersey tek link Her zaman guncel Arkadaslar
C.tesi Eyl. 26, 2015 5:57 am tarafından UCANKUS004
» Çökmüş Dreambox DM 500S Kurtarma
Salı Eyl. 22, 2015 12:43 pm tarafından yavoth
» DM800HD Clone Patched Images (Sim 2.01 SSL#84D OE2.0)
Perş. Tem. 02, 2015 2:38 pm tarafından Admin
» All Files in Our Enigma2 Addons
Çarş. Tem. 01, 2015 10:55 pm tarafından ttys
» E2 - Dreamboxedit_setup 5.1.1.1 ile İP TV eklemek
Paz Mart 22, 2015 1:48 am tarafından AHMCEL
» Ace Stream Media 3.0.3 programı ve paylaşım bölümü
Perş. Mart 05, 2015 1:59 pm tarafından Admin