En bakılan konular
En son konular
Similar topics
Arama
Online E-Devlet Hizmetleri
Online E-Devlet HizmetleriTC Kimlik No
Vergi Kimlik No
SSK Hizmet Dökümü
İnternet Vergi Dairesi
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Telefon Rehberi
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSS Sonuçları
KPSS Sonuçları
KPDS Sonuçları
LES Sonuçları
TUS Sonuçları
ÜDS Sonuçları
ALS Sonuçları
DGS Sonuçları
Diğer Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Takvimi
E-Devlet Linkleri:
Devletim.com
Online Hizmetler
Milli Eğitim Bakanlığı
Üniversiteler
Sağlık Bakanlığı
Emeklilik Hizmetleri
Hukuk ve Adalet
Emniyet Hizmetleri
Ekonomik ve Mali İşler
İş ve Eleman Arama
Genel Devlet Kurumları
Bakanlıklar
Valilikler
Belediyeler
Kaymakamlıklar
Siyasi Partiler
Silahlı Kuvvetler
Sivil Toplum
Engelli Sayfaları
Elçilik - Konsolosluklar
Avrupa Birliği
K.K.T.C.
Turizm
Tatil ve Gezi Rehberi
Deprem Linkleri
Haber Kaynakları
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ALLAH'ın yardımı nasıl isteyelim?
1 sayfadaki 1 sayfası
ALLAH'ın yardımı nasıl isteyelim?
ALLAH'ın yardımı nasıl isteyelim?
Allah’ın Yardımını Nasıl İsteyelim?
Bin türlü isyan, günah, kötülük, hıyanet içindeyken Allah’ın kendisine
yardım edeceğini, zafer kazandıracağını beklemek akıllı insanların işi
değildir. Allah’ın bize yardım etmesini istiyorsak birtakım sebeplere
tevessül etmemiz gerekir, bunları sayıyorum:
1. Namaz kılmak... Kur’ân-ı Kerim’de (Bakara 153), “Ey iman edenler!
Sabır ve namazla yardım arayın. Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle
birliktedir.” buyrulmaktadır. Bu âyetten anlaşılacağı üzere Allah’tan
yardım isteyenlerin namaz kılmaları ve sabırlı olmaları gerekmektedir.
2. İslâm’ın farz kıldığı, teşvik ettiği, uygun gördüğü iyi ve güzel
şeyleri hem kendimiz yapmamız, hem de bunları başkalarının yapması için
çalışmamız; dinimizin kötü, çirkin gördüğü şeyleri de önlemeye
çalışmamız, yaptırtmamak için uğraşmamız gerekir. Bu emr-i mâruf ve
nehyi münker farzını yerine getirmeden Allah’ın yardımı gelmez.
3. Zekâtlarımızı güzelce hesaplayıp, Şeriatın ve fıkhın emrettiği
şekilde gerçek şahıslara dağıtmamız gerekir. Vazifemiz bununla da
bitmez, Allah’ın bize vermiş olduğu mal, servet ve nafakadan muhtaç
kardeşlerimize fisebilillâh sadaka olarak dağıtmamız gerekir. Bir kısım
din kardeşlerimiz aç, sefil perişan bir vaziyette sürünürken, biz yan
gelip yatarsak, onlarla ilgilenmezsek ilâhi yardıma nâil olamayız.
4. Hem büyük, hem küçük cihad yapmalıyız. Öncelikle nefs-i emmaremizin
azgınlıklarıyla mücadele etmeliyiz. Sonra da, en geniş mânâsıyla
kötülerle, kötülüklerle, meşru ve yasal sınırlar içinde mücadele
etmeliyiz.
5. İlim, irfan, hikmet, mârifet, hüner, kültür, sanat, hırfet sahasında
gece gündüz kendimizi yetiştirmeliyiz ve bu konularda din düşmanlarından
daha güçlü, daha üstün olmalıyız. Cahil Müslüman, zayıf Müslüman
demektir.
6. Peygamberin ism-i şerifi zikredilince, elimizi kalbimizin üzerine
koyup salâvat getirmekle vazifemizi hakkıyla yapmış olmayız. Peygambere
biat etmeliyiz, Peygamberin Sünnetine sarılmalıyız. Yaptığımız büyük ve
küçük işlerde “Peygamber Efendimiz Hazretleri benim bu işi ne şekilde
yapmamı isterdi?..” diye sormalıyız. Mesela, çok pahalı, çok lüks, çok
gösterişli, çok şatafatlı bir otomobil alırken vicdanımıza bu soruyu
sormamız gerekir. Ne cevap verecektir? “Peygamber, senin böyle gurur ve
kibir verici israflı, sahibini azdıran, israfa yol açan bir binitle
gezmeni hoş görmez...” Ayağımızı buna göre denk alacağız. Peygamberi
sevdiklerini iddia edip de, hayatta O’nun Sünnetine aykırı ne kadar
kötülük ve aşırılık varsa, bunları yapanlar yalancı ve münafık
kişilerdir.
7. Kur’ân-ı Kerim’de “Allah’a, Resûlüne ve sizden olan emîr sahiplerine
itaat ediniz.” buyrulmaktadır. Bizden olan emîr sahipleri kimlerdir?
Elbette fâsık, fâcir, isyankâr, azgın, günahkâr kişiler değildir.
Müfessirler bu âyetin tefsirinde ‘âmîl ve muttakî ulemayı da “Bizden
olan emîr sahipleri” arasında zikretmişlerdir. Kendilerine itaat
edilecek ulema, ‘âmîl yani ilmini hayatına uygulayan, icâzetli yani
nûrânî bir silsile ile Resulullah Efendimize bağlı, muttakî yani takva
sahibi, ahlâklı ve faziletli zatlar olmalıdır. Reformcuları, dinde
yenilik ve değişiklik isteyenleri, kendilerine rehber edinenler sonunda
içi ateş dolu bir uçuruma yuvarlanıp helâk olurlar.
8. “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” hadîs-i şerifinin ışığında
her yeni günümüzün bir öncekinden daha iyi, daha hayırlı olması için
çalışmalıyız. Daha çok ibadet etmeliyiz, daha fazla ilim öğrenmeliyiz,
daha fazla hayır yapmalıyız. Hayır hasenat yapmak için ille de zengin
olmak gerekmez. Peygamberimiz “Kardeşine tebessüm etmen, o da bir
sadakadır”, “Yarım hurma ile olsun kendinizi cehennem ateşinden
koruyunuz” buyurarak bize kolay iyilik yapma, sevap kazanma yollarını
göstermiştir.
9. Katı kalpli, taş yürekli, merhametsiz kişilerin halleri ve geleceği
iyi ve parlak değildir. Zulme uğrayan, yaralanan, öldürülen, yakınlarını
kaybeden, evleri yıkılan Müslüman kardeşlerimiz için ağlamamız gerekir.
Şayet ağlayamıyorsak vicdansız, kalpsiz, merhametsiz Müslümanlarız
demektir.
10. Fikir, görüş, meşreb, metod bakımından aramızda farklılık,
çeşitlilik, ihtilâf olan Müslüman kardeşlerimizi de sevmeye
çalışmalıyız. Allah bütün müminleri, kesin Kur’ân âyetiyle kardeş
kılmıştır. Meşreb ve görüş farkı yüzünden iman kardeşimize düşman
olmamız büyük bir zulümdür. Farklı Müslümanların fikir, görüş ve
meşreblerini kabul etmesek de, onları sevmeye ve kardeş bilmeye
mecburuz.
11. Cemaati ihmal etmemeliyiz. Her gün beş vakitte cemaate gidemesek
bile, büsbütün cemaatten kopmamalıyız. Hadis-i şerifte, “Cemaat rahmet,
tefrika azaptır” buyurulmaktadır. Düzeni ve imamları beğenmedikleri için
camilere gitmeyenMüslüman kardeşlerimiz, farz namazları hep münferiden
kılmasınlar, imkân varsa mutlaka kendi aralarında cemaat yapsınlar. Farz
namazları cemaatle kılmak, Müslümanın keyfine, ihtiyarına (seçimine)
bırakılmış bir şey değildir. Çok kuvvetli bir Sünnet-i müekkededir.
Özürsüz olarak terk edilemez.
12. Yaklaşan belâlardan, musibetlerden, âfetlerden korunmak için elden
geldiği kadar sadaka vermemiz gerekir. Az sadaka çok belâyı def edermiş,
bunu unutmayalım ve gaflet etmeyelim, son pişmanlık fayda vermez.
13. Hep dünya ticaretiyle meşgul olmayalım. Allah’la ticaret yapalım.
Hayırlı ve gerçek ticaret odur. Peygamberimiz “Bir kimsenin, bir insanın
hidayetine (Müslüman olmasına) vesile olması, onun için, üzerine
güneşin doğduğu ve battığı bütün şeylere sahip olmaktan daha hayırlıdır”
buyurmuştur. İnsanların hidayetine vesile olacak hizmetlere yönelelim.
Mesela, faydalı, değerli kitaplar hediye edelim. Din, iman, Kur’ân,
Şeriat, Sünnet, ahlâk, fazilet için çalışan âlim ve fazıl kimselere
destek verelim.
14. Günahkârları, fâsıkları, facirleri, isyankârları, yeryüzünde fesat
çıkartanları, Tâğut’un taraftarlarını doğrudan doğruya veya dolaylı
olarak desteklemeyelim. Onlara maddî veya mânevî yardım yapmayalım. Din
sömürücüleri, mukaddesat bezirgânları insanların en ahlâksız takımıdır.
Firasetli Müslüman bu gibi adamların ve grupların dinî hizmet
yapmadığını, hezimete sebep olduğunu görür ve anlar. Bu gibi şeytanların
tuzaklarına düşmeyelim. Onlara para yardımı yapmayalım, onları
desteklemeyelim.
15. Resulullah Efendimiz “Yaşadığı zamanın İmamına biat etmeden ölen
kimse cahiliye ölümüyle ölmüş olur” buyurmaktadır. Bu hadîsteki
tehditten kurtulmak için, kim olduğunu bilmesek de, “Zamanın İmamına
gıyaben biat edelim.”
16. Âhir zamanda, çok fitneli ve fesatlı bir dünyada, sosyal ve kültürel
fırtınalar ve kasırgalar içinde yaşıyoruz. Yeryüzü fitne fesat, nifak
şikak, harp darp, zulüm ve teaddî, isyan ve tuğyan, küfür ve dalâlet ile
dolmuştur. Böyle bir dünyayı kendimiz ve çocuklarımız için yalancı,
sahte, şeytanî bir cennet haline getirmek cinnetine düşmeyelim. Cennet
başka bir âlemdir, dünya gelip geçici bir imtihan yeridir. Dünya çok
aldatıcıdır, bekâsı yoktur, sakın kanmayalım, sonra çok pişman oluruz.
17. Peygamberimiz “Veren el, alan elden üstündür” buyurmuştur. Yine
başka bir hadîs-i şerifte, “Güçlü Müslüman, zayıf Müslümandan
hayırlıdır” demiştir. İlimle, irfanla, hikmetle, ahlâkla, faziletle,
yüksek karakterle, ikram ederek, sadaka vererek, insanların yardımına
koşarak, hayırlı ve güçlü Müslümanlar olmaya çalışalım. Komşularımıza
güler yüz gösterelim, arada bir, pişirdiklerimizden onlara ikram edelim.
18. İyi Müslüman, aynı zamanda iyi insan ve iyi vatandaş demektir. İyi Müslüman, iyi insan, iyi vatandaş olmaya çalışalım.
19. Kul hakkından, haram yemekten, emanete hıyanetten, ehil olmadığımız
makam, mevkii, vazife ve memuriyetleri kabulden çekinelim. Haram yemek,
kişiye Allah’ın rahmet ve yardımını değil, gazabını kazandırır.
Allah’ın yardımına nail olmak için daha başka vesileler de vardır.
Bunları Ehlullah’ın yazdığı ahlâk ve fazilet kitaplarından
öğrenebilirsiniz. Mesela Hüccetül İslâm Zeynüddîn İmam-ı Gazalî
Hazretleri’nin İhyâ-u Ulûmiddîn adlı eserinden.
Her sabah yeni bir başlangıçtır. Her gün bir yol ayrımındayız. Bir yol
Mevlâ’ya götürür, bir yol belâya götürür, seçim bize aittir. Sen sakın
belâsını arayanların gittiği tarafa gitme.
Allah’ın Yardımını Nasıl İsteyelim?
Bin türlü isyan, günah, kötülük, hıyanet içindeyken Allah’ın kendisine
yardım edeceğini, zafer kazandıracağını beklemek akıllı insanların işi
değildir. Allah’ın bize yardım etmesini istiyorsak birtakım sebeplere
tevessül etmemiz gerekir, bunları sayıyorum:
1. Namaz kılmak... Kur’ân-ı Kerim’de (Bakara 153), “Ey iman edenler!
Sabır ve namazla yardım arayın. Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle
birliktedir.” buyrulmaktadır. Bu âyetten anlaşılacağı üzere Allah’tan
yardım isteyenlerin namaz kılmaları ve sabırlı olmaları gerekmektedir.
2. İslâm’ın farz kıldığı, teşvik ettiği, uygun gördüğü iyi ve güzel
şeyleri hem kendimiz yapmamız, hem de bunları başkalarının yapması için
çalışmamız; dinimizin kötü, çirkin gördüğü şeyleri de önlemeye
çalışmamız, yaptırtmamak için uğraşmamız gerekir. Bu emr-i mâruf ve
nehyi münker farzını yerine getirmeden Allah’ın yardımı gelmez.
3. Zekâtlarımızı güzelce hesaplayıp, Şeriatın ve fıkhın emrettiği
şekilde gerçek şahıslara dağıtmamız gerekir. Vazifemiz bununla da
bitmez, Allah’ın bize vermiş olduğu mal, servet ve nafakadan muhtaç
kardeşlerimize fisebilillâh sadaka olarak dağıtmamız gerekir. Bir kısım
din kardeşlerimiz aç, sefil perişan bir vaziyette sürünürken, biz yan
gelip yatarsak, onlarla ilgilenmezsek ilâhi yardıma nâil olamayız.
4. Hem büyük, hem küçük cihad yapmalıyız. Öncelikle nefs-i emmaremizin
azgınlıklarıyla mücadele etmeliyiz. Sonra da, en geniş mânâsıyla
kötülerle, kötülüklerle, meşru ve yasal sınırlar içinde mücadele
etmeliyiz.
5. İlim, irfan, hikmet, mârifet, hüner, kültür, sanat, hırfet sahasında
gece gündüz kendimizi yetiştirmeliyiz ve bu konularda din düşmanlarından
daha güçlü, daha üstün olmalıyız. Cahil Müslüman, zayıf Müslüman
demektir.
6. Peygamberin ism-i şerifi zikredilince, elimizi kalbimizin üzerine
koyup salâvat getirmekle vazifemizi hakkıyla yapmış olmayız. Peygambere
biat etmeliyiz, Peygamberin Sünnetine sarılmalıyız. Yaptığımız büyük ve
küçük işlerde “Peygamber Efendimiz Hazretleri benim bu işi ne şekilde
yapmamı isterdi?..” diye sormalıyız. Mesela, çok pahalı, çok lüks, çok
gösterişli, çok şatafatlı bir otomobil alırken vicdanımıza bu soruyu
sormamız gerekir. Ne cevap verecektir? “Peygamber, senin böyle gurur ve
kibir verici israflı, sahibini azdıran, israfa yol açan bir binitle
gezmeni hoş görmez...” Ayağımızı buna göre denk alacağız. Peygamberi
sevdiklerini iddia edip de, hayatta O’nun Sünnetine aykırı ne kadar
kötülük ve aşırılık varsa, bunları yapanlar yalancı ve münafık
kişilerdir.
7. Kur’ân-ı Kerim’de “Allah’a, Resûlüne ve sizden olan emîr sahiplerine
itaat ediniz.” buyrulmaktadır. Bizden olan emîr sahipleri kimlerdir?
Elbette fâsık, fâcir, isyankâr, azgın, günahkâr kişiler değildir.
Müfessirler bu âyetin tefsirinde ‘âmîl ve muttakî ulemayı da “Bizden
olan emîr sahipleri” arasında zikretmişlerdir. Kendilerine itaat
edilecek ulema, ‘âmîl yani ilmini hayatına uygulayan, icâzetli yani
nûrânî bir silsile ile Resulullah Efendimize bağlı, muttakî yani takva
sahibi, ahlâklı ve faziletli zatlar olmalıdır. Reformcuları, dinde
yenilik ve değişiklik isteyenleri, kendilerine rehber edinenler sonunda
içi ateş dolu bir uçuruma yuvarlanıp helâk olurlar.
8. “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” hadîs-i şerifinin ışığında
her yeni günümüzün bir öncekinden daha iyi, daha hayırlı olması için
çalışmalıyız. Daha çok ibadet etmeliyiz, daha fazla ilim öğrenmeliyiz,
daha fazla hayır yapmalıyız. Hayır hasenat yapmak için ille de zengin
olmak gerekmez. Peygamberimiz “Kardeşine tebessüm etmen, o da bir
sadakadır”, “Yarım hurma ile olsun kendinizi cehennem ateşinden
koruyunuz” buyurarak bize kolay iyilik yapma, sevap kazanma yollarını
göstermiştir.
9. Katı kalpli, taş yürekli, merhametsiz kişilerin halleri ve geleceği
iyi ve parlak değildir. Zulme uğrayan, yaralanan, öldürülen, yakınlarını
kaybeden, evleri yıkılan Müslüman kardeşlerimiz için ağlamamız gerekir.
Şayet ağlayamıyorsak vicdansız, kalpsiz, merhametsiz Müslümanlarız
demektir.
10. Fikir, görüş, meşreb, metod bakımından aramızda farklılık,
çeşitlilik, ihtilâf olan Müslüman kardeşlerimizi de sevmeye
çalışmalıyız. Allah bütün müminleri, kesin Kur’ân âyetiyle kardeş
kılmıştır. Meşreb ve görüş farkı yüzünden iman kardeşimize düşman
olmamız büyük bir zulümdür. Farklı Müslümanların fikir, görüş ve
meşreblerini kabul etmesek de, onları sevmeye ve kardeş bilmeye
mecburuz.
11. Cemaati ihmal etmemeliyiz. Her gün beş vakitte cemaate gidemesek
bile, büsbütün cemaatten kopmamalıyız. Hadis-i şerifte, “Cemaat rahmet,
tefrika azaptır” buyurulmaktadır. Düzeni ve imamları beğenmedikleri için
camilere gitmeyenMüslüman kardeşlerimiz, farz namazları hep münferiden
kılmasınlar, imkân varsa mutlaka kendi aralarında cemaat yapsınlar. Farz
namazları cemaatle kılmak, Müslümanın keyfine, ihtiyarına (seçimine)
bırakılmış bir şey değildir. Çok kuvvetli bir Sünnet-i müekkededir.
Özürsüz olarak terk edilemez.
12. Yaklaşan belâlardan, musibetlerden, âfetlerden korunmak için elden
geldiği kadar sadaka vermemiz gerekir. Az sadaka çok belâyı def edermiş,
bunu unutmayalım ve gaflet etmeyelim, son pişmanlık fayda vermez.
13. Hep dünya ticaretiyle meşgul olmayalım. Allah’la ticaret yapalım.
Hayırlı ve gerçek ticaret odur. Peygamberimiz “Bir kimsenin, bir insanın
hidayetine (Müslüman olmasına) vesile olması, onun için, üzerine
güneşin doğduğu ve battığı bütün şeylere sahip olmaktan daha hayırlıdır”
buyurmuştur. İnsanların hidayetine vesile olacak hizmetlere yönelelim.
Mesela, faydalı, değerli kitaplar hediye edelim. Din, iman, Kur’ân,
Şeriat, Sünnet, ahlâk, fazilet için çalışan âlim ve fazıl kimselere
destek verelim.
14. Günahkârları, fâsıkları, facirleri, isyankârları, yeryüzünde fesat
çıkartanları, Tâğut’un taraftarlarını doğrudan doğruya veya dolaylı
olarak desteklemeyelim. Onlara maddî veya mânevî yardım yapmayalım. Din
sömürücüleri, mukaddesat bezirgânları insanların en ahlâksız takımıdır.
Firasetli Müslüman bu gibi adamların ve grupların dinî hizmet
yapmadığını, hezimete sebep olduğunu görür ve anlar. Bu gibi şeytanların
tuzaklarına düşmeyelim. Onlara para yardımı yapmayalım, onları
desteklemeyelim.
15. Resulullah Efendimiz “Yaşadığı zamanın İmamına biat etmeden ölen
kimse cahiliye ölümüyle ölmüş olur” buyurmaktadır. Bu hadîsteki
tehditten kurtulmak için, kim olduğunu bilmesek de, “Zamanın İmamına
gıyaben biat edelim.”
16. Âhir zamanda, çok fitneli ve fesatlı bir dünyada, sosyal ve kültürel
fırtınalar ve kasırgalar içinde yaşıyoruz. Yeryüzü fitne fesat, nifak
şikak, harp darp, zulüm ve teaddî, isyan ve tuğyan, küfür ve dalâlet ile
dolmuştur. Böyle bir dünyayı kendimiz ve çocuklarımız için yalancı,
sahte, şeytanî bir cennet haline getirmek cinnetine düşmeyelim. Cennet
başka bir âlemdir, dünya gelip geçici bir imtihan yeridir. Dünya çok
aldatıcıdır, bekâsı yoktur, sakın kanmayalım, sonra çok pişman oluruz.
17. Peygamberimiz “Veren el, alan elden üstündür” buyurmuştur. Yine
başka bir hadîs-i şerifte, “Güçlü Müslüman, zayıf Müslümandan
hayırlıdır” demiştir. İlimle, irfanla, hikmetle, ahlâkla, faziletle,
yüksek karakterle, ikram ederek, sadaka vererek, insanların yardımına
koşarak, hayırlı ve güçlü Müslümanlar olmaya çalışalım. Komşularımıza
güler yüz gösterelim, arada bir, pişirdiklerimizden onlara ikram edelim.
18. İyi Müslüman, aynı zamanda iyi insan ve iyi vatandaş demektir. İyi Müslüman, iyi insan, iyi vatandaş olmaya çalışalım.
19. Kul hakkından, haram yemekten, emanete hıyanetten, ehil olmadığımız
makam, mevkii, vazife ve memuriyetleri kabulden çekinelim. Haram yemek,
kişiye Allah’ın rahmet ve yardımını değil, gazabını kazandırır.
Allah’ın yardımına nail olmak için daha başka vesileler de vardır.
Bunları Ehlullah’ın yazdığı ahlâk ve fazilet kitaplarından
öğrenebilirsiniz. Mesela Hüccetül İslâm Zeynüddîn İmam-ı Gazalî
Hazretleri’nin İhyâ-u Ulûmiddîn adlı eserinden.
Her sabah yeni bir başlangıçtır. Her gün bir yol ayrımındayız. Bir yol
Mevlâ’ya götürür, bir yol belâya götürür, seçim bize aittir. Sen sakın
belâsını arayanların gittiği tarafa gitme.
Similar topics
» CCcam nedir ? Nasıl kurulur ? Ayarları nasıl yapılır ?
» CCcam nedir , Nasıl kurulur , Ayarları nasıl yapılır.
» PEYGAMBER EFENDİMİZİN ALLAHIN VAHYİNE VE ELÇİLİĞİNE KAVUŞMASI
» CCcam nedir , Nasıl kurulur , Ayarları nasıl yapılır.
» PEYGAMBER EFENDİMİZİN ALLAHIN VAHYİNE VE ELÇİLİĞİNE KAVUŞMASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ekim 06, 2019 11:10 am tarafından turk9999
» DreamBox Kullanıcılarına özel FLASHWIZARD 7.02 Türkçe
C.tesi Eyl. 17, 2016 8:48 am tarafından turnurbil
» E2 Setting 7,13,19,42
Paz Kas. 01, 2015 10:04 am tarafından codegen
» Redline Aradiginiz hersey tek link Her zaman guncel Arkadaslar
C.tesi Eyl. 26, 2015 5:57 am tarafından UCANKUS004
» Çökmüş Dreambox DM 500S Kurtarma
Salı Eyl. 22, 2015 12:43 pm tarafından yavoth
» DM800HD Clone Patched Images (Sim 2.01 SSL#84D OE2.0)
Perş. Tem. 02, 2015 2:38 pm tarafından Admin
» All Files in Our Enigma2 Addons
Çarş. Tem. 01, 2015 10:55 pm tarafından ttys
» E2 - Dreamboxedit_setup 5.1.1.1 ile İP TV eklemek
Paz Mart 22, 2015 1:48 am tarafından AHMCEL
» Ace Stream Media 3.0.3 programı ve paylaşım bölümü
Perş. Mart 05, 2015 1:59 pm tarafından Admin